Müfredat - Ragıp el İsfehani Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

el-Müfredât. Râgıb el-İsfahânî’nin (ö. V./XI. yüzyılın ilk yarısı) Kur’an’daki garîb kelimelere dair sözlüğü.

Tam adı el-Müfredât il ğaribi’l-Kurân olup Dımaşk Muhammed Lutfî Kütüphanesi’ndeki müellif hattı olduğu tahmin edilen bir nüshaya düşülen nottan 409 (1018) yılında yazıldığı anlaşılmaktadır, Mukaddi­mede Kur’an’ın dil özellikleri üzerinde du­rulmuş ve eserin hangi ihtiyaçları karşıla­yacağı belirtilmiştir. Kur’an’ı yoğun anlam­lar İçeren bir kitap olarak niteleyen müel­life göre Kur’an ilimleriyle ilgilenmenin ilk şartı lafzHugavî ilimleri bilmektir ve bu ilimler sayesinde Kur’an kelimelerinin ger­çek mânalarını elde etmek mümkündür.

Garîbü’l-Kur’ân geleneğinin Önemli bir halkasını teşkil eden el-Müfredât bu gele­nek içinde bir dönüm noktası olmuş, ken­dinden önceki eserlere göre farklılık gös­termiştir. Önceki eserler tertip bakımın­dan Kur’an sûrelerinin dizimini esas alır­ken eî-Müfredât alfabetik düzenlenmiş, az sayıdaki garîb kelimenin açıklaması İle sınırlı kalmayıp Kur’an lafızlarının hemen tamamını kapsayan hacimli bir sözlük ol­muştur. Garîb lafızların tek kelime ile kar­şılanması yerine Kur’an’da geçen bütün türevlerinin anlamları verilmiş, kelimeyle ilgili âyetlere ve diğer bilgilere temas edil­miştir. Böylece eser garibü’l-Kur’ân gele­neğini aşan bir Kur’an sözlüğü modeli or­taya koymuştur.

el-Müfredât’ta kelimelerin etimolojisi yapılmış, bunun yanında Kur’an’da geçen morfolojik türevlerinin tamamı zikredilmiş, bunlara uygun olan âyetler belirtil­miş, ayrıca teşbih, istiare, kinaye ve mecaz konumundaki anlamlara da işaret edilmiş­tir. Kıraat vecihleri, Selefin ve Araplar’ın yaygın sözleri, nazım ve nesir parçaları ile hadis metinlerinin yoğun biçimde şevâhid olarak kullanıldığı el-Müfredât furûk ge­leneği açısından da önemlidir. Mukaddi­mede el-Müfredât’tan sonra yakın anlam­lı kelimelerle ilgili bir eser yazmayı düşün­düğünü söyleyen Râgıb el-İsfahânî bu te­lifini bir furûk çalışması gibi tasarlama-mışsa da kendi içinde furûk malzemesi sağlayan bir çalışma şeklinde düzenlemiş, bu özelliğiyle eser furûk geleneğinin bir zinciri olarak görülmüştür.

Müellif eserinde tefsir, nahiv, sarf, kıra­at, mantık, hikmet, edep, usul, tevhidgibi birçok konudaki birikimi naklederken mü-fessirlerin, dilcilerin ve şairlerin dışında Ebû Ali el-Cübbâî, Ebü’l-Kâsım el-Belhî, Ebû Bekir el-Allâf, Ebû Müslim el-İsfahânî, Kâ-dî Abdülcebbâr, Ebû Bekir el-Esam gibi Mu’tezile âlimleriyle Ebû Hanîfe, Şâfıî, Ebü’l-Hasan el-Cürcânî gibi otoritelerden faydalanmıştır.

Gerek sözlükçülük tekniği gerekse içe­rik bakımından el-Müfredât eleştiren­ler olmuştur. Nitekim eser Kur’an’da bu­lunmayan “Jfcu” gibi bazı kelimeleri ihtiva ederken  gibi Kur’an laf ızlanna yer verilmemiş­tir. el-Müfredât’ı neşre­den Dâvûdî bu kelimelere de eklemektedir. Dâvûdî eser­deki diğer eksiklikleri kıraat vecihierinde mütevâtir-şâz ayırımının yapılmaması, ha­dis konusunda zayıf kalması, bazı yerler­de Mu’tezile’den etkilenilmesi, bir kısım iktibasların başkasına nisbet edilmesi, ke­limelerde nadiren tashîf yapılması, bazı kelimelerin alfabetik diziminde yanlışlık­ların bulunması bir kısmına mâna verilir­ken zayıf görüşlerin tercih edilmesi şeklin­de ifade etmiştir.

Garîbü’l-Kur’ân’a dair daha sonra yazı­lan eserlerde ve Kur’an sözlüklerinde el-Müfredâf’tan çokça faydalanılmıştır. Fî-rûzâbâdî ve Muhammed Abdürraûf el-Münâvî sözlüklerinde ondan bolca iktibas­larda bulunmuşlarsa da el-Müfredât’a en fazla önem veren kişi Semîn el-Halebî’dir. Eserinin mukaddimesinde el-Müfredât’ı önceki çalışmalardan daha kapsamlı bu­lan Semîn kitabın özünü kendi eserine ak­tarmıştır. Bazan isim zikrederek iktibasta bulunmuş, çok defa da isimsiz alıntı yap­mıştır. Adını belirttiği yerlerde ise çoğun­lukla onu eleştirmiştir. Dirayet tefsirlerinde de kelimelerin açıklanması hususunda el-Müfredâftan faydalantlmıştır. Bunların müellifleri arasında Ebû Hayyân el-Endelüsî, Ebüssuûd Efendi, Şevkânî, Burhâneddin el-Bikâî, Şehâbeddin Mahmûd el-Âlûsî, Elmalılı Mu-hammed Hamdi, Hamîdüddin Ferâhî, Muhammed Tâhir b. Âşûr ve Emîn Ahsen Islâhı sayılabilir. el-Müfredât Kâdî Bey-zâvHıin de ana kaynaklarından biridir.

el-Müfredât ilk defa İbnü’l-Esîr’in en-Nihâye’si ve SüyûtFnin ed-Dürra’n-ne-şîr’i ile birlikte basılmış daha sonra Muhammed Seyyid Keylânî’nin tahkikiyle yayımlanmıştır. Bunu Muhammed Zührî el-Gamrâvî’nin tashihi, Nedîm Mar’aşlî ve Muhammed Ahmed Halefullah’ın tahkikleri izlemiştir. Ardın­dan Safvân Ahmed Dâvûdî dört yazma nüshaya dayanarak eseri tahkik etmiş ve Mülredâtü elfâzi’l-Kufân adıyla ya­yımlamıştır. Keylânî, Gamrâvî ve Ahmed Halefullah’ın çalışma­larını eleştiren Dâvûdî bunların ilmî değe­rinin bulunmadığını ve birbirinin taklidi niteliği taşıdığını söylemiştir. Dâvûdî’nin yaptığı tahkikin ise ciddi bir neşir oldu­ğu görülmektedir. Dâvûdî esere kırk say­falık bir mukaddime yazmış, metin içeri­sinde hadis, emsal, kıraat, merviyyât, şiir, özel isim, kitap, tefsir kaideleri, dil mese­leleri, usul ve kelâm konulan, mantık me­seleleri vb.nin kaynaklarını göstermiştir. Ayrıca eserin sonuna geniş bir fihrist ek­lemiştir.

el-Müfredât üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Abdülhamîd Abbas Muhammed’in er-Râğıb el-İşfahânî ve menhe-cühû fî Kİtâbi’l-Müfredât fî ğarîbi’l-Kurân, Râfi’ Ab­dullah’ın Menhecü’r-Râğıb fî kitâbihî Müfredatı elîâzi’hKur’ân, Abdullah b. Awâd b. Lüveyhik Mutîrî’nin er-Râğıb el-İşfahânî ve cühûdü-hû ü’t-tefsîr ve ‘ulûmi’l-Kur’ân’ı, Sevsen bint Abdullah el-Hindî’nin el-Mü-vâzene beyne kitâbey tefsiri Garibi’l-Kur’ân li’bn Kuteybe ve’l-Müfredât fî ğaribi’l-Kur’ân li’r-Râğıb el-İşfahânî’si ve Muhammed b. Hamed el-Muhaymid’in Ğaribü’LKur-3ân beyne kitâbeyi’l-Müfredât li’r-Râ­ğıb elAşiohânî ve ‘Umdeti’l-huffâz li’s-Semîn el-Halebî: Muvâzene ve dirâse’si bunlar arasında zikredilebilir.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski