Mümin Suresi Kaç Ayettir, Kaçıncı Sure, Fazileti, Hakkında Bilgi

Mü’min sûresi. Kur’ân-ı Kerîm’în kırkıncı sûresi.

Mekke döneminde nazil olmuştur. Sek­sen beş âyettir. Sûre Firavun’un ailesine mensup olan mümin bir kişiden bahsedil­diği için bu adı almıştır. Mukattaa harfle­rinden “hâ mîm”lerle başlayıp ardarda de­vam eden yedi sûrenin ilkidir. Üçüncü âye­tinde Allah’ı niteleyen iki kavramdan hare­ketle Gâfır ve Tavl sûresi olarak da adlan­dırılır. Fasılası harf­leridir.

Mü’min sûresinin temel konusunun İs­lâm’a karşı direnmeyip ona samimiyetle bağlanmaya davet etmekten ibaret oldu­ğunu söylemek mümkündür. Sûrede bu­nun için insanlara bahşedilen imkân ve ni­metler, âhirette iyilerle kötülerin karşılaşa­cağı hayat tarzı, insanlık tarihinde imanla küfür arasındaki mücadele vb. konular ib­ret amacıyla zikredilir. Sûrenin ilk üç âyetinde Allah’ın mutlak kudret ve ilim sahi­bi, günahları bağışlayan, tövbeleri kabul eden, kötüleri şiddetle cezalandıran, iyi­lere lütuf ve ihsanda bulunan tek ilâh ol­duğu ve herkesin mutlaka O’nun huzuru­na çıkıp hesap vereceği ifade edilir. Bun­dan sonraki muhtevayı iki bölüm halinde ele almak mümkündür. Birinci bölümde, Hz. Nuh’un kavmi ve ardından gelen di­ğer inkarcı grupların dünya ve âhiretteki akıbetlerinden söz edildikten sonra azap haberi veren âyetlerin yanında ilâhî rah­met ve cennetten bahsedilmiş, kâfir ve zalimlerin hesap gününde ve cehennem­deki durumlarına temas edilmiştir.[âyet 5-22] Daha sonra Mûsâ-Firavun mücade­lesine yer verilmiş, bu arada Firavun aile­sinden olup imanını gizlemiş olan bir mü­minin aklıselime ve temiz fıtrata hitap eden konuşmaları aktarılmış, fakat Firavun ve hanedanının bunların hiçbirini benim­semediği için kötü akıbete uğratıldığı ve akşam sabah ateşe arzedilmek suretiyle cezalandırıldığı bildirilmiştir.[âyet 23-46] Ardından cehennem ehlinden olup dünya hayatında başkalarının etkisi altında ka­lanlarla onları etkileyip felâkete sürükleyen gruplar arasında âhirette ortaya çıka­cak tartışmalara temas edilmiş ve her iki tarafın azaplarının bir gün bile hafifletil-meyeceği belirtilmiştir.[âyet 47-50]

Sûrenin ikinci bölümü Cenâb-ı Hakk’ın peygamberlere ve onlara iman edenlere dünya hayatında zafer vereceğini, ebediyet âleminde de kendilerini mutlu kılacağını, zalimlere ise lanet edileceğini ve onlar için kötü bir mekân hazırlanacağını ifade eden âyetlerle başlar; Allah’ın âyetlerine karşı direnenlerin hayal ürünü bir kibre kapıl­dıkları anlatılır.[âyet 51-61] İlâhî nimet­lerden olmak üzere insanlara tabiat için­de verilen üstün konum ve lütfedilen im­kânların bir kısmına temas edilir. Ardın­dan yine ilâhî âyetlere karşı gelenlerin ce­hennemdeki acıklı durumları anlatılır.[âyet 62-76] Daha sonra geçmiş peygamberle­rin hak dine davet ettikleri çeşitli kavim­lerin kendi bilgilerine güvenerek onları ala­ya aldıkları bildirilir. Ancak bu kavimler, çok güçlü oldukları halde Allah’ın tertip et­tiği dünyevî ceza ile karşılaşıp son nefes­leri yaklaşınca iman ettiklerini söyiemiş-lerse de bu iman onlara hiçbir fayda sağ­lamamış ve helak olmaktan kurtulama­mışlardır.[âyet 77-85]

Mü’min sûresinde insanlar dine davet edilirken iki noktanın öne çıktığı görül­mektedir. Bunlardan biri, Allah’ın âyetle­rine karşı mücadeleye girişenlerin servet ve iktidar sahibi, kibirli, zorba ve şımarık kimseler olduğunun bildirilmesidir. İkin­cisi Hz. Peygamber ve müminlerden her durumda sabır göstermeleri, Allah’tan af dilemeleri, içten gelen duygularla O’na dua etmeleri, Allah’a teslim olmaları, dünya­da elde edilebilecek zafer ve muvaffakiye­ti Allah’a bırakmalarının istenmesidir. Bi­rinci nokta inkarcı zalimlerin ruhî portre­sinin tesbiti, ikincisi de inanmış zümre­nin davet ve irşad görevinde bağlı kalacağı ilkelerin bilinmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Sûrenin faziletiyle İlgili olarak Ebû Hüreyre’den rivayet edilen hadiste Hz. Pey­gamber şöyle buyurmuştur: “Âyetü’l-kür-sî ve Mü’min sûresinin ilk üç âyetini sa­bahleyin okuyan kimse akşama kadar, ak­şam okuyan kimse sabaha kadar korun­muş olur.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski