aç, -çı, -cı
a. 1. Acıkmış olma: Acından sanki ölüyor. 2. sf. Yemek yemesi gereken, tok karşıtı: “Aç ne yemez, tok ne demez.” –Divanü Lügati’t-Türk. 3. sf. Yiyecek bulamayan: “Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım.” –Y. K. Karaosmanoğlu. 4. sf. mec. Gözü doymaz, haris: Ne aç adam! 5. sf. mec. Çok istekli, hevesli: “Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız.” –A. Kutlu. 6. zf. Karnı doymamış olarak: “Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.” –O. Kemal.
Güncel Türkçe Sözlük
aç
1. Yoksul. 2. Açgözlü.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
aç
Ağaç (bk. aş)
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
aç! İng. fade up!, FU!
TV. Resim seçiciye, belli bir alıcının resmini ileten oluğun açılma düğmesini sıfırdan en yükseğe çevirmesi için verilen komut. Alıcıların sayısı eklenerek söylenir: “ikiyi aç!”, “üçü aç!” …
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü 1981
AÇ
bk. ayrıntı çekimi.
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü 1981