aciz, -czi Ar. acz
a. 1. Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük: “Kendimde mukavemet yerine zaaf, taarruz yerine aciz, mücadele yerine gevşeklik hissediyorum.” –E. İ. Benice. 2. Beceriksizlik: “Aczini bilmek de bir meziyettir.” –Ö. Seyfettin. 3. huk. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.
Güncel Türkçe Sözlük
aciz
Aciz, zavallı
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
aciz
ödeme güçsüzlüğü. ~ hâli: ödeyemezlik. ~ vesikası: ödeme güçsüzlüğü belgesi.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü 1966
aciz
1. Düzyazıda, bir fıkranın son tümcesi. 2. Koşukta, koşanın ikinci dizesinin son yarısı. Karşıtı bk. sadır.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü 1974
âciz Ar. âciz
sf. (a:ciz) 1. Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz: “İhtiyar imparatorluk, bu genç devlet karşısında âcizdi.” –Y. K. Beyatlı. 2. Beceriksiz: “Ne âciz heriflermiş, iki yıl daha dayanamazlar mıydı?” –R. H. Karay. 3. zf. Güçsüz veya beceriksiz bir biçimde: “Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu.” –H. E. Adıvar. 4. a. Alçak gönüllülük gösteren kimsenin kendisinden söz ederken söylediği söz: “Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey’in yaveri Muzaffer Bey’i ve âcizi alarak otomobile bindi.” –R. E. Ünaydın.
Güncel Türkçe Sözlük
âciz
ödeme gücü olmayan, ödeyemez.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü 1966