Ahkâmus-sultâniyye. Klasik İslâm hukuk literatüründe “devlet idaresiyle ilgili hükümler” mânasında kullanılan bir terim.
“Galebe ve hâkimiyet (sulta)” anlamı taşıyan bir kökten gelen sultân, Arapça’da “hüccet, delil, burhan” mânasına geldiği gibi. yönetimi elinde bulunduran kimseye de, yeryüzünde Allah’ın hücceti olması, kendisi vasıtasıyla delil ve hukukun ikame edilmesi veya hâkimiyeti elinde bulundurması sebebiyle sultan denir. Nitekim İslâm literatüründe devlet başkanı için halife, imam, emir gibi sultan kelimesi de kullanılmaktadır. Kurân-ı Kerim’de birçok âyette (bk. Hûd 11/ 96, el-Kehf 18/15, el-Hicr 15/42)”hüccet” mânasında geçen bu kelime, “Cihadın en üstünü zâlim sultan karşısında hakkı söylemektir” (Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 17; Tirmizî, “Fiten”, 13; İbn Mâce, “Fiten”, 20) hadisinde, genel olarak idareci ve özellikle devlet başkanı anlamında kullanılmıştır. Bundan dolayı devlet başkanı, devletin esas teşkilâtı, idarî, malî, kazaî yapısı ve işleyişiyle ilgili hükümlere ahkâmü’s-surtâniyye dendiği gibi, bu terim, adı geçen konuları ele alan hukuk dalına ve ilgili bazı eserlere de unvan olmuştur.
Klasik İslâm hukuk sisteminde kamu hukuku-özei hukuk ayırımına yer verilmediğinden. Bat hukukunda özel ve kamu hukuku alanına giren konular fıkıh kitaplarında “münâkehat” (aile hukuku), “muamelât” (borçlar, ticaret ve usul hukuku), “ukûbat” (ceza hukuku) ana bölümleri altında veya tâli bölümler halinde ele alınıp incelenmiştir. Bununla birlikte, devletin esas teşkilât ve idaresiyle ilgili hükümler, birbirleriyle olan yakın ilişkileri ve pratik hayatta duyulan ihtiyaç sebebiyle sonraları beraber ele alınıp incelenmeye başlanmış ve bu konuya dair müstakil eserler meydana getirilmiştir.
Özellikle devlet başkanlığı ve vezirlik ile ilgili müstakil ve telif bakımından daha erken dönemlere ait eserler yanında ıbu konudaki literatür İçin bk. Ebû Fâris, s. 14 vd.), genel olarak esas teşkilât ve idare hukuku, malf hukuk ve arazi hukuku, adlî teşkilât ve usul hukuku, ceza ve harp hukukuyla ilgili konuları bir bütün halinde ele alan ve bu türün ilk örneklerini teşkil eden iki önemli eser vardır. Günümüze kadar gelmiş ve her ikisi de el-Ahkâmus-sultâniyye adını taşıyan bu eserlerden biri Ebü’l-Hasan el-Mâverdfye (ö 450/1058), diğeri de Ebû Ya”lâ el-Ferrâ’ya (o 458/ 10661 aittir. Tertip şekilleri ve muhtevaları hemen hemen aynı olan bu iki eser yanında aynı konuyu işleyen İbn Cemâa’-nın Ta hrirü’l-ahkâm fî tedbîri ehli’1-İs-lâm ve Fazlullah b. Rûzbihân’ın Sülû-kü’l-mülûk adlı eserlerini de zikretmek gerekir (bk. Ann K. S. Lambton, s. 139, 180ı Başta devlet başkanlığıyla ilgili hususlar olmak üzere, konuyu hukukî olduğu kadar siyasî ve ahlâkî, hatta daha çok bu ikinci yönüyle ele alan eserler de yazılmıştır. İbn Ebü’r-Rebrin Sûlûkü’l-mâlik fî tedbîri’l-memâlik, İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynrnin Gıyâ-şü’l-ümem fi’ltiyâşi’z-zulem, Nizâmülmülk’ün Siyâsetnâme, Gazzâlfnin Naşîhatü’l-mü-lûk, Ebû Bekir et-Turtûşrnin Sirâcü’l-mülûk, Muhammed b. Talha el-Kureşî*-nin el-cİkdü’l-ferîd H’l-meliki’s-sa’ıd, İbnü’t-Tiktakâ’nın Kitâbü’l-Fahrî fi’l-âdâbi’s-sultâniyye, İbn Teymiyye’nin es-Siyâsetü’ş-Şer’iyye fî ışlâhi’r-râ’î ve’r-ra’iyye ve Kalkaşendfnin Me’dşi-rü’1-inâfe îî me’âlimi’l-hilâfe adlı eserleri de bu türün günümüze kadar ulaşmış belli başlı örnekleridir.
Genel hatlarıyla ahkâm-ı sultâniyye türünden sayılmasalar bile. bu eserlerde ele alınan bazı konulara temas etmeleri bakımından bu çerçevede mütalaa edilebilecek diğer bazı çalışmalar da vardır. Ebü Yûsuf, Yahya b. Âdem ve Kudâme b. Ca’fer’in Kitâbü’l-Harâc’la-n, Ebû Ubeyd’in Kitâbü’l-Emval”\ ve İbn Receb’in el-îstihrâc li-ahkâmil-harâc’\ malî hukuk alanında kaleme alınanların en önemlileridir. İbn Semâa ve Hassâf in Edebü’1-kâdî, İbn Ebü’d-Dem’ın Ede-‘ bü’1-kazâ3 (ed-Dürerü’l-manzûmât fi’l-‘akdiyye ue’l-hükûmât), VekTin Ahbû-rü’l-kudât, Kİndrnin Kitâbü’l-Vülât ve’l-kudât ve İbn Kayyim’in et-Tumku’l-hükmiyye fi’s-siyâseti’ş-şer’iyye adlı eserleri, adlî teşkilât ve usul hukuku alanında telif edilen eserlerin belli başlıları olarak zikredilebilir.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi