WEISMANN, August (1834-1914)
Alman biyoloji bilgini. Kromozomlara dayalı kalıtım kuramıyla çağdaş genetiğin öncülerinden olmuş, tohum plazmasının sürekliliği kuramıyla Lamarckçılık’a karşı Darwin’in evrim kuramını desteklemiştir.
August Friedrich Leopold Weismann 17 Ocak 1834’te Frankfurt-am-Main’da doğdu, 5 Kasım 1914’te Freiburgim-Breisgau’da öldü. 1856’da Göttingen Üniversitesi’nde tıp öğrenimini tamamlayıp, bir yıl Rostock Hastanesi’nde, ardından Rostock Kimya Enstitüsü’nde asistanlık yaptıktan sonra, 1858’de Frankfurt’ta serbest hekim olarak çalışmaya başladı. Ordu Kekimi olarak bir süre Baden ve İtalya’da bulunan, 1861 ’de Avusturya Arşidükü Stephan’ın özel hekimleri arasına katılan Weismann, o yıllarda tüm ilgisini zoolojiye yönelttiğinden, 1863’te Freiburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde zooloji ve karşılaştırmalı anatomi derslerini üstlenerek öğretim görevlisi oldu. 1865’te profesörlüğe yükseltildiği, 1874’te yeni kurulan ilk Zooloji Kürsüsü’nün profesörlüğüne getirilerek, emeritus profesör unvanıyla emekliye ayrıldığı 1912 yılma değin ders verdiği bu üniversiteye, kendi girişimiyle kurulan ve yönetimine verilen bir Zooloji Enstitüsü de kazandırmıştır.
Başlangıçta embriyoloji çalışmalarına ağırlık vererek, böceklerin embriyon aşamasındaki gelişmesini ve başkalaşımını, hidraların eşey hücrelerini inceleyen Weismann, 1864’te başlayan göz hastalığı giderek mikroskopla çalışmasını engelleyecek kadar ilerlediğinden, 1884’ten sonra kalıtım ve evrim gibi daha kuramsal konulara yöneldi. Özellikle, başlangıçtan beri en ateşli savunucularından biri olduğu Darwin’in doğal seçme yoluyla evrim kuramını çalışmalarının odak noktası yaparak, Danvin’in kuramındaki “pan-genesis” varsayımını ve Lamarck’m savunduğu, Dar-win’in de nedenleriyle değilse bile sonuçlarıyla benimsediği “kazanılmış özelliklerin kalıtımı” savını araştırırken, 1883’te tohum plazmasının sürekliliği kuramını geliştirdi. Su pireleri ve hidralar üzerindeki araştırmalarından kaynaklanan bu kurama göre, tohum hücreleri (sperm ve yumurta hücreleri), oluşumun daha ilk basamaklarında normal vücut hücrelerinden farklılaşan özel hücrelerdir ve ana-babanın özellikleri bu tohum hücrelerinin protoplazması aracılığıyla yeni döllere aktarılır. Tohum hücresinin yapısında yer alan bir öz (Weismann’m terimiyle Anlagen), canlıyı etkileyen dış koşulların hiçbirinden etkilenmez, hücrede büyük bir özenle korunur ve hiç bozulmaksızın kuşaktan kuşağa aktarılarak bireyin, dolayısıyla türün niteliklerini belirler.
Tohum hücresindeki özü etkileyen tek sürecin doğal seçme olduğunu öne sürerek kuramım evrim olgusuyla bağdaştırma yollarını arayan ve görünürde fiziksel dünyanın yasalarıyla bağlı olmayan, tümüyle kendi yasalarını koyarak işlerliğini sürdüren bu öze çok mistik bir nitelik yüklemekle eleştirilen Weismann, sonraki yıllarda Naegeli’den aldığı “idyoplaz-ma” kavramını geliştirerek kuramında değişiklik yaptı. İdyoplazma, tohum hücresinin içinde bulunan ve besleyici plazmadan farklı olarak, yalnızca kalıtımdan sorumlu olan tohum plazmasıdır. İdyoplazmamn içinde, de Vries’in “pangen”lerine benzeyen ve temel kalıtım birimi olan sayısız “biyofor” vardır. Ancak bu biyoforlar, de Vries’in pangenleri gibi bağımsız ve bireysel yapılar değildir; bir araya toplanarak, “belirleyici” denilen daha büyük birimleri, bu belirleyiciler de kümelenerek, hücre çekirdeğinin içinde yuvarlak tanecikler ya da pulcuklar biçiminde gözlemlenen “id”leri (mikrozomları), idler de yan yana dizilerek “idant”ları (kromozomları) oluşturur. Döllenme sırasında ana ve babanın tohum hücreleri birleşeceğinden, oğul hücredeki idant (kromozom) sayısının ana hüc-redekinin iki katma çıkmaması için, tohum hücresinde iki tür bölünme olması gerektiğini varsayan Weismann, yalnız eşey hücrelerinde görülen meyoz bölünmede, önce kromozom sayısını yarıya indiren bir “indirgen bölünme”, ardından iki eşit parçaya ayrılan tohum plazmasının ve uzunlamasına ikiye yanlan kromozomların iki oğul hücre arasında eşit olarak bölüştürüldüğü bir “eşit bölünme” olduğunu savundu.
Weismann, kalıtımın kromozomlara dayalı kuramını geliştirdikten sonra, Lamarckçılık’tan Darwin’in evrim kuramına geçmiş tüm izleri silmek, özellikle kazanılmış niteliklerin kalıtımı varsayımını çürütebilmek için var gücüyle savaştı. Kalıtımdan yalnızca tohum plazması sorumlu olduğundan ve bireylerde ortaya çıkan bir değişikliğin kalıtsal olabilmesi için, bu değişikliğin doğrudan doğruya tohum plazmasını etkilemesi gerektiğinden, dış çevreden gelen uyarıların etkisiyle kazanılmış özelliklerin kalıtsal olmayacağını inançla savunan Weismann, kimi ayrıntılarda yanılgıya düşmesine karşın, kalıtım ve evrim mekanizmasına ilk tutarlı açıklamayı getiren bilim adamlarından biri olarak çağdaş genetik biliminin öncülerinden sayılır.
• YAPITLAR (başlıca): Über die Berechtigung der Dar-ıvinschen Theorie, 1868, (“Darwin Kuramının Onaylanması”); Studien zur Descendenztheorie, 1875-1876, (“So-yaçekim Kuramı Üstüne İncelemeler”); Das Keimplasma. Eine Theorie der Vererhung, 1892, (“Tohum Plazması. Bir Kalıtım Kuramı”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi