Chicago Okulu
19.yy’ın son yirmi beş yılı içinde ABD’de işyeri ve mağaza yapılarında geliştirilen mimarlık anlayışını anlatmak için kullanılan Chicago Okulu deyimi adını Chicago kentindeki yapı eylemlerinden alır. Çoğunluğunu gökdelenlerin oluşturduğu bu yapıların ortak özelliği, taşıyıcı strüktür olarak çelik iskelet kullanılması ve bunun biçimlendirmede yansıtılması olmuştur. Böylece bu ad, bir okul ya da üslup olmaktan çok, belli koşullar altında gelişen bir davranış, bir yaklaşım tarzı olmaktadır.
1871’de çıkan büyük Chicago yangını, çıplak olarak bırakılan dökme demir taşıyıcıların yangın sırasında oluşan ısıya dayanamadığını, eriyerek taşıma güçlerini yitirdiğini göstermiştir. Kentteki yapıların yeniden yapılışı sırasında bu sakıncayı gidermek için taşıyıcı strüktürü oluşturacak çelik iskeletin tuğla gibi yangına dayanıklı gereçlerle kaplanması gereği doğmuştur. Bu yapım yöntemini ilk olarak William le Baron Jenney*, Home Insurance Company için yaptığı yapıda kullanmıştır. Daha ilerde bu yöntemi geliştirerek ileri götüren L.Sullivan, W.Holabird*, Martin Roche ve Daniel Hudson Bumham (1846-1912) gibi kimi mimarların Jenney’ in bürosunda çalışmış olmaları, onun bu akımın başlatıcısı olarak nitelendirilmesine yol açmıştır. Aynca Dankmar Adler (1844-1900), John Wellbom Root (1850-1891) ve Frank Llyod Wright* da Chicago Okulu’nun önde gelen adları arasındadırlar.
Çelik iskelet kullanılmakla birlikte dönemin ilk yapılarında bu, biçimlenmeye yansıtılmamış, geçmiş üslup özelliklerini yineleyen biçim öğelerinden uzaklaşılmamıştır. Ama kısa bir süre sonra yapıların dışında geniş pencere yüzeylerinin yer aldığı, düzey çizgiler vurgulanmaya başlandığı gözlenir. Böylece işlevleri ve taşıyıcı strüktürü dış biçimlenmede yansıtmaya yönelik bir gökdelen mimarlığına yönelinmiştir. Çağdaş işlevler için çağdaş yapı gereçleri ve yapım yöntemlerinin kullanıldığı özgün biçimli yapılar ortaya çıkmış ve bu akım döneminde çağdaş mimarlığın en ileri örneklerini veren bir yaklaşım olma özelliğini kazanmıştır. Chicago Okulu 19.yy’ın sonlarına doğru öncü niteliğini yitirmiş, mimarlar da biçimsel kurallara bağlı bir akademizmin etkisine girmişlerdir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi