Servet-i Fünun

Servet-i Fünun

A.İ. Tokgöz’ün 1891”de kurduğu Servet-i Fünun adlı dergi, 1895’ten sonra Recaizade Ekrem’in aracılığıyla dönemin ileri gelen edebiyatçılarının yazılarını yayımlamaya başlamış ve böylece Türk edebiyat tarihinde Servet-i Fünun diye adlandırılan akım doğmuştur. 1895-1901 arasında şiirde başta Tevfık Fikret olmak üzere, C.Şebabettin, C.S.Erozan, S.Nazif (İbrahim Cehdi imzasıyla), Ali Ekrem Bolayır (1867-1937), Süleyman Nesip (1866-1917) Faik Ali Ozansoy (1875-1950), H.S.Özsever, Hüseyin Suat Yalçın (1867-1942); öykü ve romanda H.Z.Uşaklıgil, M. Rauf, A.H. Müftüoğlu, Saffeti Ziya (1875-1929), H. C, Yalçın; deneme ve eleştiride Ahmet Şuayip (1876-1910) akımın başlıca kişileri olarak tanınmışlardır.

Şiire çok değişik konular getirmiş olan Servet-i Fünuncular Batı edebiyatını yakından izlemişler, 19.yy’ın ikinci yansında Fransa’da oluşan Pamasçı şiir akımından etkilenmişlerdir. “Sanat için sanat” ilkesini yaygınlaştıran Pamasçı şairlerden başka Fransız Simgecileri’nden de (Sembolistler) esinlenmişlerdir. Yeni bir şiir dili geliştirmek istemişler, salt güzelliğe ulaşmayı amaçlayarak süslü bir anlatım benimsemişlerdir. Dilde zaman içinde ayıklanmış pek çok Arapça ve Farsça sözcüğü yeniden şiir diline katmışlar, eski köklerden yeni sözcükler türetmeye çalışmışlar ve kaçınılmaz olarak ağdalı, anlaşılması güç bir dil kullanmışlardır. Sese dayalı uyağa yönelmişler, şiirde biçim ve ölçü kusursuzluğu aramışlardır. Yakın çevre gözlemlerine bağlı konulan işlerlerken aruz ölçüsünün bütün kalıplanyla uyguladıktan müstezadı dönemin en sevilen nazım biçimi haline getirmişlerdir. Avrupa edebiyatında klasik bir nazım biçimi olan sonnet’yi de kullanmışlardır. Duygusal, romantik ve simgeci özellikler taşıyan şiirlerinde karamsarlık ve kaçış egemen olmuştur. “Sanat için sanat” anlayışını benimsemeleri, dönemin siyasal koşullan içinde kapalı, bireyci bir şiire yönelmelerine yol açmıştır.

190l’de H.C.Yalçın’ın Fransızca’dan çevirdiği P.Lacombe’m “Edebiyat ve Hukuk” başlıklı makalesinde 1789 Fransız Devrimi’nden söz edilmesi suç sayılarak dergi 1,5 ay süreyle kapatılmıştır. Daha sonra siyasal baskılar ve düşünce aynlıklan nedeniyle yazarlar yavaş yavaş Servet-i Fünun’un çevresinden aynlmaya başlamışlar ve akım giderek hızını yitirmiştir.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski