Auguste Perret Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

PERRET, Auguste (1874-1954)

Fransız, mimar. Donatılı betonu (betonarme) biçimlendirme öğesi olarak kullanan ilk tasarımcılardan biridir.

12 Şubat 1874’te Brüksel’de doğdu, 25 Şubat 1954’te Paris’te öldü. Babası Claude Perret yapım işleriyle uğraşan bir şirketin sahibiydi. Auguste Perret 1891-1895 arasında Paris’te Ecole des Beaux-Arts’da mimarlık eğitimi gördü, ama bitirme sınavlarını vermeden okuldan ayrıldı. Babasının 1905’teki ölümüne değin onun şirketinde çalıştı. Bu tarihte, kardeşleri Gustave (1876-1952) ve Claude ile şirketin adını Perret Kardeşler (Perret Freres) olarak değiştirdi ve bundan sonraki çalışmalarını onlarla birlikte sürdürdü.

Genellikle serbest çalışmış olan Perret, zaman zaman kendine önerilen kimi görevleri de kabul etmiştir. Bunlar arasında Fransa Bayındırlık Bakanlığı ve Ulusal Saraylar denetleyiciliği, Fransız Ulusal Onarım Komitesi üyeliği, Le Havre kentinin yeniden yapım çalışmaları başmimarlığı, Paris Ulusal Müzesi Sanat Konseyi üyeliği gibi görevler bulunmaktadır. 1926’da Legion d’honneur nişanı almış olan Perret’ye mimarlık alanındaki çalışmaları nedeniyle 1948’de RIBA (Royal Institute of British Architectes-Ingiliz Mimarları Krallık Enstitüsü) tarafından altın madalya, 1949’da Danimarka Güzel Sanatlar Akademisi tarafından onur madalyası ve gene aynı yıl Helsinki Politeknik Okulu tarafından onursal doktorluk verilmiştir. Perret, Pierre Vago’nun 1932’de kurduğu Uluslararası Mimarlar Topluluğu’nun başkanlığını yapmış, 1948’de kurulan UIA’mn (Union International des Architectes-Uluslararası Mimarlar Birliği) ilk onursal başkanlığına seçilmiştir. Bu kuruluşun onun adına düzenlediği bir de mimarlık ödülü vardır.

Genç yaşta, babasının donatılı beton yapımında uzmanlaşmış şirketinde çalışan Perret bu gerecin olanaklarım sezmiş, onları kullanarak yeni bir mimarlığı hazırlayan ilk tasarımcılardan biri olmuştur.

Franklin Sokağı’ndaki katevi

İlk önemli uygulaması Paris’te Franklin Sokağı’ndaki bir katevidir. Bu yapının taşıyıcı strüktürü tam anlamıyla bir iskelet değil, daha çok, kiriş ve kolonlardan oluşan bir sistemin donatılı betona uyarlanmasıdır. Bu gerecin sağladığı ince taşıyıcılar, içte serbest bir plan düzenlemesine, dışta da geniş pencerelere olanak sağlamıştır. Ama bu yapının bir özelliği daha vardır ki, bu uygulamanın tümüyle rastlantı olmadığını, onun bilinçli olarak ele alındığını gösterir. Bu da, taşıyıcıların dıştan görünür biçimde kullanılmasıdır. O çağda betonun su geçirmezliği sağlanamadığından yapının dış yüzü fayans kaplanmıştır. Bunların, taşıyıcılar üstüne gelenlerinin düz, dolgu öğeleri üstündekilerin ise Yeni Sanat (Art-Nouveau) üslubunda motiflerle süslü olması, taşıyıcı strüktürün fark edilmesini sağlamıştır. Bu vurgulama yapının biçimlenmesinde de donatılı betonun, özelliklerinden yararlanıldığını göstermektedir.

Başka yapıtları

Perret, bunu izleyen yapıtlarında, bir garaj ve bir tiyatroda donatılı betonu aynı biçimde kullanmayı sürdürmüştür. Donatılı betonla özellikle dinsel yapılarda, geçmiş üslupları yinelemeden, etkileyici mekânlar oluşturmuştur. Perret’nin mimarlığı çok iyi çözümlenmiş taşıyıcı strüktür ile kusursuz ayrıntılardan oluşan bir yapıma dayanır. Bu da onu yapıda donatılı betonun olanaklarını araştırmak yerine, özenli bir oranlamaya dayanan akılcı bir klasikçiliğe yöneltmiştir. 1925’ten sonraki yapıtları yenilik içermekten çok, elde edileni en yetkin biçimde kullanmaya yönelik yapılardır. Perret’nin sanayi yapıları 20.yy mimarlığının başyapıtları arasında yer alır. Perret ayrıca yapı öğelerinin birörnekleştirilmesi (standartlaştırma) ve endüstriyel üretimleri konusunda araştırmalar yapmış bunları uygulamaya aktarmıştır. Bütün bu özellikleri onu 20.yy’m öncü tasarımcılarından biri durumuna getirmektedir.

Perret’nin, az da olsa, Türkiye ile ilişkileri olmuştur. İstanbul’daki Fransız Başkonsolosluğu’nun mimarıdır. Ayrıca 1940’ta İstanbul Operası için bir tasarım hazırlamıştır. Arsasına göre çok büyük olan bu tasarım küçültülerek uygulanmış bir süre sonra da durdurularak yerine mimar Hayati Tabanlıoğlu’nun tasarımı uyarınca bugünkü Atatürk Kültür Merkezi yapılmıştır.

Perret’nin eğiticilik yönü de vardır. Bütün büyük mimarlarda olduğu gibi onun işliği de aynı zamanda bir okul işlevi görmüştür. Buradan geçen öğrencilerin en önemlisi, yapı gereci olarak donatılı betonu, yapım yöntemi olarak da iskelet taşıyıcıları çağdaş mimarlığın en önemli anlatım araçlarından biri durumuna getirmiş olan Fransız mimarı Le Corbusier’dir. Perret 1932’de Paris’teki Ecole Special d’Architecture du Boulevard Raspail’ın (Raspail Bulvarı Özel Mimarlık Okulu) yöneticisi olan arkadaşı Henri Prost’un (1874-1959) çağrısı üzerine bu okulda öğretmenlik etmiş, 1940’ta da Ecole des Beaux-Arts’da öğretim üyesi olmuştur.

•    YAPITLAR (başlıca): Mimarlık: 22 No’lu Katevi, 1903, Franklin Sokağı, Paris; }1 No’lu Garaj, 1905, Ponthieu Sokağı, Paris; Fransız Başkonsolosluğu, 1911, Taksim/ İstanbul; Champs Elysees Tiyatrosu, 1913, Paris; 78 No’lu Esders Giyim İşliği, 1919, Philippe-Auguste Sokağı,Paris; Nötre Dame Kilisesi, 1923,La Raincy/Paris; Sainte Therese Kilisesi, 1925, Montmagny/Seine et Oise Fransa; 51-}} No’lu Katevi, 1932, Raynouard Sokağı, Paris; Bayındırlık Müzesi, 1937, Paris; Gökdelen, 1948, Amiens, Fransa. Kent Tasarımı: Le Havre Kenti Onarım Çalışmaları Düzenleyici Planı, 1945; Gif Yeni Kenti Planlaması, 1950. Kitap: Contribution â une theorie de l’architecture, 1952, (“Mimarlık Kuramına Katkı”).

•    KAYNAKLAR: B.Champignuelle, Auguste Perret, 1959, P.Collins, Concrete: The Vision of a Neun Architecture, 1959; P.Jamot, A.et G.Perret et l’architecture du beton armee, 1927; E.N.Rogers, Auguste Perret, 1955; M.Zahar, D’une doctrine d’architecture: Auguste Perret, 1959.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski