ZENON [Elealı] (İÖ 490-430)
Eski Yunan, filozof. Elea Okulu’nun öncülerindendir, felsefede diyalektik yöntemin kurucusu olarak tanınmıştır.
Aşağı İtalya’nın Elea kentinde doğdu, aynı kentte öldü. Zenon’la ilgili bilgiler veren değişik kaynaklar, onun bilge kişiliği konusunda birliğe varmış gibidir. Önce Elea Okulu’nun kurucusu filozof Parmenides’in öğrencisi oldu, onunla bir süre geziye çıktığı Atina’da kaldı. Atina’ya gittikleri dönemde onların konuşmalarını dinleyen Sokrates yirmi yaşlarındaydı. Platon, Parmenides adlı yapıtında bu bilgileri verirken iki filozofun düşüncelerinden de örnekler alır. Aristoteles ise Zenon’u felsefe tarihinde diyalektik yöntemin kurucusu olarak niteler. Zenon, İÖ 430’da halkı ağır baskı altında bulunduran yöneticilere karşı girişilen bir ayaklanmaya öncülük etmiş, yakalanınca da öldürülmüştür.
Diyalektik yöntem
Zenon düşüncelerini şiir diliyle değil de düzyazıyla anlatan ilk filozof olarak bilinir. Birçok yapıtı olduğu söylenirse de onlardan yalnız başkalarının yazılarında görülen alıntılar kalmıştır. Öğretmeni Parmenides’in görüşlerini, kendi bulduğu diyalektik yönteme dayanarak geliştirmeye çalışan Zenon için önemli olan varlığın kökenini açıklamak, evreni yöneten genel yasayı kavramaktır. Bunu başarabilmek için de karşıt öğretileri incelemek gerekir. Elea Okulu’nun temel görüşü varlığın Bir olduğu, türlülüğün, çokluğun olanaksızlığıdır. Parmenides’in ortaya attığı bu görüşü Zenon, Bir’in kesinliği, çokluğun bir çelişiklik olduğu, devinimin bulunmadığı düşüncelerini ileri sürerek kanıtlamaya çalışmıştır. Ona göre nesnel
çokluk söz konusu değildir. Çünkü nesneler çokluk olduğunda sonsuz küçük ve sonsuz büyük sorunu ortaya çıkar. Çok olan nesneler ya sonsuz büyüklükte ya da sonsuz küçüklüktedir. Sözgelişi var olan bir nesne sonsuz küçüklükte bölümlere ayrılırsa ortada bir varlık kalmaz, sonsuz küçüklükte birçok nesne birleşse bile bir “büyük” oluşturamaz. Çünkü sonsuz küçüklükten büyüğün doğması olanaksız olmasa bile bir çelişmedir, sonsuz küçük büyüklüğü olmayandır, büyüklüğü olan bir varlık türetilemez.
Sonsuz küçük-sonsuz büyük olanaksızlığı
Nesneler çok diye düşünülürse bunların nicelik bakımından hem sonlu hem sonsuz olması gerekir. Sayıca sonlu iseler belli bir nicelikleri var demektir, çünkü sonlu olan kendi kendisiyle sınırlıdır. Sayıca sonsuz iseler gene birbirleriyle sınırlanmaları gerekir, çünkü bir nesnenin bittiği yerde öteki başlar, bir nesne başka bir nesneyi sınırlar. Bu durumda sonlunun, sınırlının sınırsızı oluşturduğu ortaya çıkar ki bu da bir çelişmedir. Nesnelerin içinde bulunduğu bir uzay varsa, o da bir varlık demektir, öyleyse onun da içinde bulunduğu bir uzay olması gerekir. Böylece uzay içinde uzay sonsuza değin uzayıp gider ve çelişkiye düşülür.
Devinim sorunu
Zenon’un üçüncü kanıtı devinimle ilgilidir. Ona göre devinim yoktur, bir duyusal aldanmadır. Çünkü devinim nesnenin uzay içinde yer değiştirmesidir. Devinen bir nesne uzayda, zamanın en küçük bölümü alındığında, belli bir yerde duruyor demektir. Nesnel olmayanın devinmesi de söz konusu olamayacağına göre, devinen nesnel varlıktır. Nesnel varlık ise uzayda yer kaplayandır. Oysa devinen nesne en kısa sürede de bir “yerdedir”, öyleyse bir yerde olan duruyor demektir. Duran bir nesnenin de devinmesi çelişkidir. Bu durumda atılan bir ok, uzayda duruyor, devinmiyor, onun devinmesine zamanın en ufak bölümünde bir “yerde durması” engeldir. Zenon’a göre aralarında belli bir uzaklık bulunan bir kaplumbağa ile en hızlı koşucu yarışsa, önde giden kaplumbağaya koşucu yetişemez. Yetişebilmesi için, belli bir uzaklığı aşması gerekir, oysa koşucu uzaklığı aşarken, kaplumbağa biraz daha ilerlemiştir. Uzaklık en küçük bölümlerine ayrıldığında koşucu ile kaplumbağa arasında bir açıklık kalıyor demektir. Bu durumda da koşucunun kaplumbağaya yetişeceğini düşünmek çelişkiye düşmektir.
Zenon’un kanıtları mantıkta diyalektik yöntemin geçerliliğini gösteren birer sav niteliğindedir. Onun vurgulamak istediği görüş, varlığın “Bir” olduğu, çokluğun yanıltıcılığı, devinmenin de göreliliğidir. Ona göre yalnız “bir olan” vardır, o da olduğu gibi durmaktadır, devinmesi yanılmadan öte bir anlam taşımaz. Zenon’un bu diyalektik düşünce yöntemi, sonraki çağlarda daha da geliştirilerek felsefenin temel sorunlarından biri durumuna getirilmiştir. Bu yöntem Rönesans’tan sonra deney bilimlerine uygulanarak yanılmadan kurtulmayı sağlayan bir ilke diye benimsenmiştir. Hegel felsefesinde, daha başka bir yapı kazanarak, varlıkla ilgili sorunların açıklanışında kesin biçimini almıştır.
• KAYNAKLAR: W.Kranz-S.Baydur, Antik Felsefe, 1948 ; R.Heip, Logik des Widerspruchs, 1932;
K.Hildebrandt, Frühe griechiscbe Denker, 1968.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi