I. Petro (Deli, Büyük) Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

PETRO I [Büyük] (1672-1725)

Rus çarı. Geri kalmış ve dışa kapalı bir ülke olan Rusya’yı çağdaşlaştırarak Avrupa’nın büyük güçleri arasına sokmuştur.

Petro Alekseyeviç Haziran 1672’de Moskova’da doğdu, 8 Şubat 1725’te St.Petersburg’da (bugün Leningrad) öldü. Çar I.Aleksey’in (1629-1676) ikinci karısı Natalya Narişkina’dan olan tek oğludur. 1676’da babasının ölümünün ardından tahta çıkan üvey kardeşi III.Fyodor’un (1661-1682) varis bırakmaksızın1 ölmesi üzerine 1682’de Kremlin’de toplanan soylular tarafından çarlığa getirildi. Ancak Çar I. Aleksey’in ilk karısının yakınları olan Miloslavski ailesinin saray muhafızlarının ayaklanmasından yararlanarak gerçekleştirdikleri kanlı bir saray darbesinin sonunda I.Aleksey’in hastalıklı ikinci oğlu V.Ivan (1666-1696) adıyla birinci çar, Petro ise I.Petro adıyla ikinci çar ilan edildi. Kızkardeşi Sofya da naibeliğe atandı.

Sofya’nın yönetimde denetim sağlaması üzerine annesiyle birlikte Moskova yakınlarındaki Preobra-zenskoye köyüne çekilmek zorunda kalan I.Petro, sıkı kurallara bağlı saray yaşantısından uzak, canlı ve özgür bir ortamda yetişti. Yerli ve yabancı öğretmenlerden dil, tarih ve coğrafya dersleri almanın yanı sıra, enerji dolu ve meraklı kişiliğiyle dülgerlik, demircilik, tornacılık ve matbaacılık gibi zanaatları da öğrendi. Askerliğe duyduğu ilgiden dolayı kendisi için özel olarak yapılan küçük bir kalede sonradan düzenli Rus ordusunun çekirdeğini oluşturacak birliklerle savaş oyunları düzenlemek başlıca uğraşı oldu. Yöredeki bir sundurmada bulunan yıkık bir Ingiliz gemisi denizcilik tutkusunun gelişmesine yardımcı oldu. Bu arada köyün yakınına yerleştirilmiş bulunan Batılı mülteciler aracılığıyla Avrupalılar’ın yaşam biçimini yakından tanıma olanağı buldu. Yaşamının sonraki yıllarında da askerlikle ilgili bilim dallarıyla ilgilenmeyi sürdürerek 1697-1698 yıllarındaki ilk yurt dışı gezisi sırasında İngiltere’de gemi yapımı üzerine öğrenim gördü. Königsberg’te bir topçuluk kursuna katıldı ve değişik bir adla Amsterdam tersanelerinde dülger olarak çalıştı. Leibniz ve Newton gibi bilim adamlarıyla tanıştı ve 1717’de Fransız Bilimler Akademisinin onur üyeliğine seçildi.

Yönetimi üstlenecek yaşa geldiğini göstermek isteyen annesi tarafından Ocak 1689’da Yevdokiya Fyodorovna Lopukhine ile evlendirilen I.Petro, Sofya’nın saray muhafızlarının ikinci bir ayaklanmasından yararlanarak yeni bir darbe planladığını öğrenince kendisine bağlı birliklerle Moskova’yı kuşatıp onu naiblikten uzaklaştırdı. Çarlığı resmen V.İvan’la paylaşmayı sürdürmekle birlikte, yönetim işlerini büyük ölçüde yakınlarının eline bıraktı ve kardeşinin öldüğü 1696’yadeğin daha çok gemi yapımıyla uğraştı. Sofya döneminde 1684’te Rusya Avusturya, Polonya ve Venedik arasında kurulan Kutsal Birlik çerçevesinde Osmanlılar’la süren savaşın canlanması, çarlık görevlerini doğrudan üstlenmesini sağladı ve 1695’te Tatar akınlarına son vermek ve Karadeniz’e inmek amacıyla Kırım’a bir sefer düzenledi. Başarısızlıkla sonuçlanan ilk seferin ardından yeni bir filoyla Don Irmağı’nı aşarak 1696’da Azov kentini ele geçirdi. Böylece Azak Denizi’ne ulaşmış oldu.

Ertesi yıl Yüksek Elçilik Kurulu adı verilen kalabalık bir maiyetle birlikte Avrupa’nın iktisadi ve kültürel yaşamı üzerine bilgi toplamak ve Osmanlılar’ a karşı kurulmuş olan ittifakı güçlendirmek amacıyla bir Avrupa gezisine çıktı. Ancak İspanya Veraset Savaşı’na dalmış olan Avrupa’nın en büyük deniz güçleri İngiltere’nin ve Hollanda’nın ilgisini bu soruna çekemedi. Avusturya’nın da aynı nedenle Osman-lılar ile barış yapması üzerine, tek başına savaşı sürdüremeyeceğini anlayarak dikkatini Rusya için denizlere açılan ikinci bir çıkış kapısı oluşturan Baltık Denizi’ne çevirdi. 1699’da Rusya’nın bu denizle bağlantısını kesen İsveç’e karşı Saksonya ve Danimarka-Norveç ile bir ittifak kurmayı başardıktan ve 1700’de İstanbul Antlaşması ile Osmanlılar ile savaşa son verdikten sonra, 21 yıl sürecek olan Kuzey Savaşı’na girişti.

Kuzey Savaşı

Savaşın hemen başında Narva’da uğradığı ağır Kuzey yenilgiden sonra orduyu yeniden düzenledi. 1703’te Savaşı ordusunun başında Neva Irmağı’nın ağzını ele geçirdi ve burada sonradan St. Petersburg (bugün Leningrad) adını alacak olan kentin temelini attı. Ertesi yıl başarılı bir kuşatma sonunda Narva’yı aldı. Birkaç yıllık bir aradan sonra, 1709’da Rusya’ya karşı yeni bir saldırı başlatan İsveç Kralı XII.Karl’ı (Demirbaş Şarl) Poltova’da büyük bir bozguna uğrattı. Bu zafer savaşta bir dönüm noktası oluşturduğu gibi Avrupa devletlerine ilk kez Rusya’nın hesaba katılması gereken bir güç olduğunu gösterdi.

Ertesi yıl İsveç’in çabalan sonucu Osmanlı Devleti de Rusya’ya savaş açınca, 1711 yazında Besarabya ve Boğdan’a giderek Osmanlı ordusu üzerine yürüyüşe geçti. Ancak Prut Irmağı yakınında bütün kuvvetleriyle birlikte kuşatıldı. Osmanlı komutanı Baltacı Mehmet Paşa’nın beklenmedik bir tutumla, barış isteğini olumlu karşılaması sayesinde Azov’u Osmanlılar’a geri verme karşılığında bu kötü durumdan kurtuldu. Osmanlı Devleti’nin yeni bir savaş girişimini diplomasi alanında gösterdiği bir ustalıkla önleyip 1713’te imzalanan Adrianople (Edirne) Antlaşmasının ardından tüm çabasını yeniden Kuzey Savaşı üzerinde yoğunlaştırdı. 1714’te Rusya’nın denizlerdeki ilk zaferi olan Gangut (Hangö) Savaşı’nı kazandı. Bu arada Avrupa’ya yaptığı çeşitli gezilerde yeni diplomatik başarılar elde etti. Sonunda İsveç 1718’de barış istemek zorunda kalınca İngiltere’nin görüşmeleri baltalama çabalarını boşa çıkarıp 10 Eylül 1721’de Rusya’ya Baltık Denizi’nin doğu kıyılarını bırakan Nistad Antlaşması’nı imzaladı. Rusya’nın Avrupa’ya açılan bir pencereye sahip olmasını ve Polonya üzerinde denetim kuracak duruma gelmesini de sağlayan bu antlaşmadan dolayı Kasım 1721’de Senato kendisine “Büyük” ve “İmparator” sanlarını verdi.

Kuzey Savaşı’nın sürdüğü bir sırada 1714-1717 arasında Orta Asya’ya, Hazar bölgesine ve Sibirya’ya araştırma grupları gönderen I.Petro, savaşın bitiminde güneydoğu sınırına yöneldi. 1722’de İran’ın zayıflığından yararlanarak Hazar bölgesini işgal etmeye başladı. Ertesi yıl da askeri yardım karşılığında İran’dan Hazar Denizi’nin batı ve güney kıyılarını aldı. Yoğun çalışmaları nedeniyle bozulmuş olan sağlığı bu sefer sırasında iyice bozuldu. 1724 güzünde Finlandiya Körfezi’nde batan bir gemide bulunan askerleri kurtarmak için denize atladığından soğuk kaparak hastalandı. Bering Boğazı’na doğru bir sefer düzenlemeye hazırlandığı sırada öldü.

Reformları

I.Petro’nun yönetim döneminin başlarında Rusya’nın içinde bulunduğu gerilik giderek Avrupa’nın bu ülkeye yönelttiği tehdidi de artırmaktaydı. I.Petro bu nedenle bir yandan denizlere açılmak için uzun süreli savaşlar verirken diğer yandan da kısa zamanda Avrupa’nın gelişmişlik düzeyine varmayı ve ulusal ekonomiyi geliştirmeyi amaçladı. Eski toprak soyluları boyarların ve din adamlarının direnişini sert ve acımasız önlemlerle bastırarak büyük bir reform programı başlattı. 1699’da çıkardığı bir fermanla kentlerde yaşayan zanaatkar ve tacirlerin Moskova belediyesine bağlı olmak koşuluyla kendi belediyelerini kurmalarına olanak tamdı. 1720’de St.Petersburg başyargıçlığımn ve buna bağlı olarak kent yargıçlıklarının oluşturulmasıyla bu sınıfın konumu sağlamlaştırıldı. Bu arada tacir ve zanaatkarlar servet ve meslek durumlarına göre ayrı loncalar içinde örgütlendiler. Öte yandan toprak sahiplerinin serfler üzerindeki haklarının sınırlarını da genişleten I.Petro, köylülerin aile başına ödediği vergiyi kişi başına vergiye dönüştürerek bu kesimin vergi yükünü artırdı. Ayrıca geniş kitlelerin imalathanelerde ve kent, kale ve kanal yapımında çalıştırılmalarım sağladı.l714’teyayımladı-ğı bir fermanla toprak mülkiyetinin babadan oğula geçmesi uygulamasını başlatarak geniş toprakların bölünmesini önledi ve tımar olarak verilen toprakları da aynı kapsama soktu. 1722’deki Rütbeler Çizelgesi ile devlet kademelerinde ilerlemede soy esası yerine yeterlilik ve hizmet esasını getirdi. Böylelikle değişik tabakalardan gelen kişilerin soylular arasına girmesine olanak tanıyarak boyarların ayrıcalıklı konumuna son verdi.

I.Petro merkezi devletin denetim gücüne esneklik kazandırmak amacıyla 1708’de ülke topraklarını, başında çarın atadığı geniş yetkilere sahip valilerin bulunduğu sekiz bölgesel hükümete ayırdı. 1719’da bu hükümetleri kaldırıp elli eyaletten ve bunlara bağlı sancaklardan oluşan yeni bir yönetim sistemi kurdu. 1711’de Boyar Duması’nı (meclis) dağıtarak devletin en üst organı olarak Senato’yu kurdu. Bürokrasideki yolsuzlukları ve keyfilikleri denetlemek için görevlendirdiği gizli ajanların yerine müfettişlik sistemini getirdi. Devlete karşı işlenen suçlara bakmak üzere doğrudan çara karşı sorumlu olan Preobrazenski Dairesi’ni kurdu. Karmaşık ve birbirinden kopuk bir yapıya sahip olan devlet dairelerinin sayısını azalttı ve çalışmalarını sıkı yönetmeliklere bağladı. 1721’de Moskova Patrikhanesi’ni kaldırıp yerine piskoposlardan oluşan ve çarın bir temsilcisi tarafından denetlenen Kutsal Kilise Meclisi’ni oluşturdu.

I.Petro eğitim sistemine laik bir yapı kazandırarak devletin ilk kez bu alana el atmasını sağladı. Bu amaçla yeni okullar açtı ve okuma olanağını yalnızca soylu çocuklarının sahip olduğu bir ayrıcalık olmaktan çıkardı. Kamu hizmetlerinin büyük bir bölümü için zorunlu eğitimi getirdi ve yurt dışına devlet adına öğrenciler gönderdi. Onun döneminde Batı dillerinden Rusça’ya yapılan kitap çevirileri yaygınlaştı. 1700’de yıl sayısı “dünyanın yaratılışının başlangıcı” na göre belirlenen ve yıl başlangıcı olarak 1 Eylül’ü alan eski Rus takviminin yerine Avrupa’nın kullandığı takvim sistemine uygun yeni bir takvim benimsendi. 1703’te ilk Rus gazetesi Vedomostiy (Arşiv) yayımlanmaya başladı. 1710’da eski Slav alfabesi yapılan değişikliklerle çağdaşlaştırıldı. 1724’te Rus Bilimler Akademisi kuruldu.

Reform girişimlerinde karşısında boyarları ve din adamlarını bulan I.Petro, 1698’de saray muhafızlarının ayaklanmasını bastırarak bu birlikleri dağıttı, aldığı sert önlemlerle bu direnişin uzun yıllar etkisiz kalmasını sağladı. Ancak, bu olayın ardından ilk karısı Yevdokiya’dan olan oğlu Aleksey kendisine düşman kesilerek muhalif çevrelerin etkisi altına girdi. Tutumunu değiştirmeye ya da miras hakkından vazgeçerek papaz olmaya zorladığı oğlu, 1716’da Kutsal Roma-Germen İmparatoru VI. Karl’a sığınınca, onu kandırarak Rusya’ya geri getirtip, suçunu itiraf etmesi için işkencecilerin eline verdi. Muhalefete gözdağı vermek için oğlunu vatan hainliğinden idam ettirdi. Bu arada, savaşların ve kalkınma çabalarının gerektirdiği yükün tüm ağırlığı altında ezilen serflerin ve işçilerin çeşitli ayaklanmalarıyla da karşı karşıya kaldı. 1705-1706 Astrahan ve 1707-1708 Don Havzası ayaklanmalarını acımasızca bastırdı.

1705’te zorunlu askerliği getirerek, 1716’dan sonra yayımladığı yönetmeliklerle askeri örgütlenmeye biçim vererek ilk Rus düzenli ordusunu kuran I. Petro, aynı zamanda çağma göre oldukça ileri bir askeri strateji anlayışına sahipti. O zamana değin genel bir kabul gören ve savaşın kaderini tek bir çarpışmaya bağlayan düşüncenin tersine, düşmana karşı kesin bir üstünlük sağlamak için her alanda bütün araçları harekete geçirme yoluna gitti. Bu arada, silah ve gemi yapımı açısından büyük önem taşıyan madenciliğin ve sanayinin gelişmesini hızlandırdı.

I.Petro Yevdokiya’dan ayrıldıktan sonra 1705’te gizlice Litvanyalı bir çamaşırcı kadının kızı olan Marta Skowranska (I.Katerina) ile evlendi. 1712’de resmen açıklanan bu evlilikten olan oğlu Petro Petro-viç’in 1719’da ölmesi üzerine, 1722’de çarlara vârislerini özgürce belirleme hakkını tanıyan bir ferman çıkardı. Ancak, kendisi vârisini açıklayamadan öldüğü için, II.Katerina’nın başa geçtiği 1762’ye değin Rusya’da veraset sorunundan kaynaklanan bunalımlar yaşandı.

•    KAYNAKLAR: I.Grey, Peter the Great, Emperor of Ali Russia, 1960; L.J.Oliva, Russia in the Era of Peter the Great, 1969; M.Raeff, Peter the Great: Reformer or Revolutionary?, 1963; B.H.Sumner, Peter the Great and the Emergence of Russia, 1950.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski