İzlenimcilik (Empresyonizm) Nedir, Akımı, Ressamları, Özellikleri, Öncüleri, Hakkında Bilgi

İzlenimcilik (Empresyonizm)

1870’lere doğru Fransa’da gelişen ve plastik sanatlar, edebiyat, müzik alanlarını kapsayan izlenimcilik, daha sonra bütün Avrupa’ya yayılmış ve çağdaş sanatın oluşmasında öncülük etmiştir. İzlenimciler’in çekirdeğini Marc Charles Gabriel Gleyre’nin (1806-1874) atölyesinde eğitim gören Monet, Renoir, Sisley ve Frederic Bazille (1841-1870) oluşturmuşlardı. Akademik eğitime duydukları tepkiyle bu sanatçılar, Gleyre’nin atölyesinden ayrılmış ve kendi gruplarını kurmuşlardı. Daha sonra C. Pissarro, Cezanne, Berthe Morisot (1841-1895), Arrnand Guillaumin (1841-1927) ve Degas’nın da katılmasıyla düzenli biçimde bir araya gelmeye başladılar. Manet’nin de zaman zaman ilişki içinde olduğu topluluk, eleştirmen Theodore Duret (1838-1927) ile Georges Riviere ve galerici Paul Durand-Ruel’den (1831-1922) ilgi ve destek gördü. Yapıtları 1873’teki resmi Salon Sergisi’ne kabul edilmeyince, ertesi yıl fotoğrafçı Nadar’ın atölyesinde Societe Anonyme Cooperative d’Artistes, Peintures, Sculpteurs, Graveurs (Birleşik Sanatçılar, Ressamlar, Heykelciler, Gravürcüler Anonim Çalışma Topluluğu) adıyla ilk sergilerini açtılar. Bu sergide yer alan Monet ’nin izlenim, Gün Doğumu adlı yapıtından esinlenen bir gazeteci, gruba İzlenimciler adını verdi, izlenimcilik’in oluşmasında Constable, Bonington ve Tumer gibi İngiliz manzara ressamları ile Delacroix, Corot ve Courbet’nin yapıtlarının etkileri de vardır, izlenimciler akademik eğitime karşı olmalarından başka Romantikler’in duyguyu ön plana çıkaran ve doğayı arka plana iten tavırlarına da katılmamışlar, daha çok Gerçekçiler’in (Realistler) doğayı betimlemeye yönelik eğilimine yakınlık duymuşlardır. Yapıtlarında gerçek deneyimleri ve çağdaş konulan işlemeyi amaçlamışlar, Balzac ve Goncourt Kardeşler’in belgesel nitelikli doğalcı (naturalist) yazılarından kaynaklanarak, sanatta da benzer bir yaklaşımı savunmuşlardır. Ancak bu yaklaşımın toplumsal bir içeriği olmamıştır, izlenimciler toplumu düzeltmeye yönelmemişler, daha çok dönemin moda olan yaşam biçimini yansıtmışlardır. Konularını, olduğu gibi yorum getirmeden vermek istedikleri için, biçimsel kompozisyon anlayışından kaçınmışlar ve düzenlemeyi önceden tasarlamalarına karşın özellikle rastlantısal bir etki yaratacak biçimde ele almışlardır. Doğayı, kalıcı değerleri ile değil de, görsel izlenimler olarak betimlemeyi amaçladıklarından, Degas ’nın dışında hemen hemen hepsi açık havada çalışmayı yeğlemişler ve resmi, yerinde, ışık nitelikleri değişmeden tamamlamaya çalışmışlardır. Işık, izlenimciler için önemli bir öğe olmuştur. Işığın özellikle su ve kar üstündeki yansımalarım betimlemişlerdir. Renoir’m 1860’larda koyu renkleri atıp dış çizgiyi (kontur) yok ederek parlak ve çok renkli bir palet kullanması, renkleri paletle karıştırmadan, ufak fırça vuruşlarıyla ayrı ayrı uygulaması, divizyonizm adı verilen tekniğin gelişmesine öncülük etmiştir. Öbür izlenimciler’ce de benimsenen bu teknik, daha sonra Yeni İzlenimciler (Neo Empresyonistler) tarafından noktacılık (pointilizm) adı ile geliştirilmiştir. Açık ve parlak renklerin egemen olduğu bu yapıtlarda gölgeler de koyu renklerle değil, nesnenin renginin bir karışımı olarak verilmiştir. 1880’lerin ortalarından sonra İzlenimciler, Monet’nin dışında, farklı yollarda gelişme göstermişler, akım da böylece yoğunluğunu yitirmiştir. Izlenimciler’in dışında Fransa’da Cezanne, Toulouse-Lautrec, Bonnard ve Vuillard, İngiltere’de John Singer Sargent (1856-1925), Almanya’da Liebermann, ABD’de John Henry Twachtman (1853-1902), M. Cassatt, Theodore Robinson (1852-1896) ve belli dönemlerinde Whistlier de izlenimci tavırda resim yapmış sanatçılardır.

Türkiye’de ise, 1910’larda Avrupa’da eğitim gören Şeref Akdik, Vecih Bereketoğlu, İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail ve Avni Lifij, 1914 dolaylarında yurda döndükten sonra izlenimci anlayışta çalışmışlardır. 1914 Kuşağı, Çallı Kuşağı ya da Türk izlenimcileri gibi adlarla anılan bu sanatçılar, aslında saf bir izlenimcilik uygulamamışlar, konu ve teknik açıdan farklı farklı arayışlar ve uygulamalar içinde olmuşlardır.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi
vikipedi, ekşi

Daha yeni Daha eski