WITTGENSTEIN, Ludwig Josef (1889-1951)
Avusturyalı filozof. Yeni-Olguculuk’un kurucularındandır, felsefe sorunlarını dil çözümlemesine indirgeyen çalışmalarıyla ünlüdür.
26 Nisan 1889’da Viyana’da doğdu, 29 Mart 1951 ’de Cambridge’te öldü. Ortaöğrenimini bitirdikten sonra Berlin’de Charlottenburg Yüksek Teknik Okulu’nda başladığı mühendislik öğrenimini, 1908’de İngiltere’ye giderek Manchester Üniversitesi’nde sürdürdü. İngiltere’de B.Russell’ın öğrencisi ve yakın arkadaşı oldu. 1939’da Cambridge Üniversitesi’nde profesörlüğe yükseldi, felsefe ve mantık okuttu.
Wittgenstein’m düşüncelerini yönlendiren filozof G.Frege ile B.Russell’ın geliştirdiği çözümleyici felsefe öğretisidir.Başlangıçta B.Russell’ın’Whitehead’ le ortaklaşa yazdığı Principia Mathematica’yı (“Matematiğin İlkeleri”) okumuş, aralarında bulunduğu Viyana Çevresi düşünürlerinin görüşlerinden esinlenmiş, Yeni-Olguculuk akımının gelişmesinde önemli katkıları olmuştur. Kendi öğretisinin temelini oluşturan görüşlerini de 1922’de yayımladığı Tractatus-Logico Philosophicus (“Mantıksal Felsefe Üstüne Çalışma”) ile ölümünden sonra yayımlanan Philosophische Uritersuchungen (“Felsefe Araştırmaları”) adlı yapıtlarında sergilemiştir. Onun temel düşüncesi matematik-mantık verilerine dayanan çözümleyici bir felsefe öğretisi kurmaktır. Bu öğretiye göre felsefe sorunları nesnel varlık alanının özüne değil, duyularla sağlanan kavramların, mantık-matematiksel yöntemle çözümlenmesi sonucu açıklanabilir. Kant’ın Phaino-menonnoumen kavramından esinlenen bu öğreti için, insan nesnenin özünü (noumen) bilemez, onun bilebileceği yalnız duyumların temellendirdiği kavramsal verilerdir. Bu görüş açısının kapsadığı sorunlar da evren, bilgi, nesnel varlık alanı, insan ve bunlarla ilgili çözümleme biçimleridir.
Evren Wittgenstein’ın kuramına göre evren olguların toplamından oluşan bir bütündür. Bu bütünü belirleyen de olgulardır. Çünkü olguların oluşturduğu bu büyük toplam, neyin ne olduğunu gösterdiği gibi neyin ne olmadığını da bildirir. Bu olguların mantık ilkelerine uygun bir yapısı vardır, bu nedenle evren mantık ilkelerine uygun bir uzay içindedir. Olguların içerik bakımından birbiriyle olan ilişkisini sağlayan nesnel varlıklar arasındaki bağlantıdır. Bu durum olgusal ilişkinin bir nesnel bağlantı olduğunu gösterir. Evren bir bütündür, ancak bu bütünlük onun olgulara ayrılmasına engel değildir. Olgular nesnel varlıkların düşünme konusu olmasını sağlar, her nesne kendisiyle ilgili olgu bağlantısı içinde düşünülebilir.
Bir nesne ancak başka bir nesneyle olan bağlantısı içinde ele alınır. Sözgelişi zamanla bağlantılı bir varlık zaman dışında, uzayla bağlantılı bir varlık da uzaydan soyutlanarak düşünülemez. Bunun gibi bir nesnel varlık da başka bir nesnel varlıktan arındırılarak görülemez, düşünme yetisinin alanı içine sokulamaz. Olgunun nesneyle olan bağlantısı, nesnenin özünü bilmeye yetmez, bilinen ancak nesnenin olguya dönüşen nitelikleridir. Bu nitelikler bilinebilen tek varlık alanını oluşturur.Sözgelişi, insan bireğreltiotunu rengi, kokusu, biçimi ve doğal durumu dolayısıyla bilebilir. Burada bilinen nesnenin özü değil, duyum niteliği kazanan özellikleridir. Buna karşın nesneyi bu özelliklerinden sıyırma, ayrı düşünme olanağı da yoktur. Nesne kişiye bir nitelikler bütünü biçiminde, olgu olarak verilir. Çünkü nesnel varlık her türlü olgu olanağını da içerir. Nesneyi bir olgu bağlamı içinde görmeyi sağlayan onun biçimidir.
Wittgenstein’ın öğretisine göre, felsefe sorunları bir dil çözümlemesine indirgenerek açıklanabilir. Nesnel varlığın özü bilinemeyeceğine göre üzerinde durulması gereken onu yansıtan sözcüktür. Sözcük bir dil varlığı olarak nesneyle bağlantılıdır. Bu bağlantı da nesnenin özüyle değil, insana verilen yanıyla ilgilidir. Felsı fenin görevi, nesneyle kavramı arasındaki varlık bağlantısından yararlanıp, sorunu çözümleyerek açıklığa kavuşturmaktır. Sorunun çözümü de kavramın içeriğiyle ilgilidir. Kavramın içeriğiyle nesne arasındaki bağlantıda uyum ve özdeşlik varsa varılan sonuç doğrudur, gerçektir, bunun karşıtı yanlıştır. Çünkü bir olayın gerçekliği onu yansıtan kavramla ortaya konabilir. Wittgenstein bu görüşünü, dile matematiksel-mantıksal bir çözüm yöntemi uygulayarak, açıklamaya çalışır. Bu yöntemin temelini de, kavramlara karşılık olarak kullanılan, birtakım imler (sembol) oluşturur.
• YAPITLAR (başlıca): Tractatus Logico-pbilosophicus, 1922, (“Mantıksal Felsefe Üstüne Çalışma”); Philosophisc-he Untersuchungen, (ö.s.), 1953, (“Felsefe Araştırmaları”); Bemerkungen iiber die Grundlagen der Mathematik, (ö.s.), 1956, (“Matematiğin Temelleri Üstüne Düşünceler”); Über Geu>issheit, (ö.s.), 1969, (“Kesinlik Üstüne”).
• KAYNAKLAR: D.Pole, The Later Philosophy of Witt-genstein, 1958; W.Schulz, Wittgenstein, Die Negation der Philosopbie, 1967; Fr.Weismann, L.Wittgenstein und der Wiener Kreis, 1967.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi