GOTİK SANAT 12. yüzyıldan 15. yüzyıl başlarına kadar Avrupa’da yaygın olan mimari üslup.
Bu bağlamda, Gotik mimarlığın ilk örneğinin, Paris dolaylarında yaptırılan Saint-Denis Bazilikası olduğu ileri sürülür. (1135-1144). Buradaki temel yenilik, yapının iç mekânının daha ışıklı ve geniş hacimli olmasıydı. Bazilika, sivri kemerler ve köşelerdeki taşıyıcıyardan çıkarak tonozun ortasında kesişen çapraz kemerlerden oluşan bir teknikle inşa edilmişti. Böylece tonoz iskeleti altında bulunan ara duvarlar kaldırılmış, dikey yönde büyütülen pencerelerden daha çok ışık girmesi sağlanmıştı. 13. yüzyılda öteki ülkelerde de benimsenen Gotik üslubu Ingiltere’de ünlü Westminster, Almanya’da Köln Katedralleriyle yeni bir evreye girdi. Ulm, Prag gibi kentlerde görkemli yapıların temelleri atıldı. Bu üslup yalnız dinsel yapılarla sınırlı kalmadı, Brugge Belediye Sarayı, Bourges’daki Jacques-Coeur Konağı, Angers’teki Adam Konağı, Venedik’teki Doçlar Sarayı vb. birçok sivil yapıda da uygulandı. Gotik akımın etkisi heykel, resim, vitray gibi mimarlıkla işbirliği yapan öbür sanat kollarının yanı sıra, duvar halıcılığı, kuyumculuk hatta basımcılık alanında da görüldü. Özellikle Roman küçük harflerinin yerini alan Gotik yazı başta Almanca konuşan ülkeler olmak üzere İngiltere ve Ispanya’da, uzun yıllar kullanıldı. İtalya’nın 15., Fransa’nın 16. yüzyılın ilk yarısında Roman yazı biçimine dönmesine karşın, Almanya’da 1941’e değin geçerliliğini korudu.