Wolfgang Borchert (20 Mayıs 1921 Hamburg – 20 Kasım 1947 Basel) Alman şair, oyun ve öykü yazarı.
Borchert, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan, şehirlerin yıkılması, ailelerin dağılması ve savaş travmaları ile şekillenmiş bir edebiyat türü olan Yıkım Edebiyatı’nın (Almanca:Trümmerliteratur) en tanınmış yazarlarından biridir.
Hamburg, Eppendorf‘ta doğdu. Kirchwerder Merkez Okulu’nda öğrenim gördü. Daha 15 yaşındayken şiir yazmaya başladı ve bunlardan bazıları Hamburger Anzeiger gazetesinde yayınlandı. 1938 yılında daha 17 yaşındayken, ilk drama eseri olan, Hamlet benzeri bir temaya sahip Yorick der Narr (Kaçık Yorick) trajedisini yazdı. Bunu, arkadaşı Günter Mackenthun ile bir yıl sonra yazdığı komedi Käse (Peynir), 1940’ta da dramatik şiir Granvella Der schwarze Kardinal (Kara Kardinal Gravenvella) izledi. Nasyonal Sosyalist yönetime karşı çıktığı için gençliğini hapiste geçirdi, daha sonra Doğu cephesine gönderildi(1941). Birkaç kez ağır yaralar aldı. Almanya’nın teslim olmasından sonra esirlikten kaçmayı başardı 10 Mayıs 1945’te Hamburg’a döndü. Borchert savaştan sonra tiyatro ve kabare dünyasında yer almaya çalıştı. Ocak 1947’de yazdığı Kapıların Dışında (Draußen vor der Tür) isimli dışavurumcu tiyatro oyunu büyük yankı uyandırdı. Borchert, karaciğer hastalığının tedavisi için gönderildiği İsviçre Basel’de bir sağlık merkezinde öldü. Draussen vor der Tür (Kapıların Ardında) adlı oyunu, savaş nedeniyle kendini dağıtmış ve çelişkiler içinde kalmış birtoplumun iç dünyasını yansıtır, aynı zamanda dışavurumcu tiyatro ile uyumsuz (absürd) tiyatro arasında bir yakınlaşma örneği verir.
Sanatsal başarısı
Borchert dışavurumcu edebiyattan ve Kurt Tucholsky ile Erich Kästner’in ahlaki pragmatizminden etkilendi. Savaş sonrasında yeniden oluşmaya başlayan edebi çevrede yer edinemeden, çok erken öldü. Ancak yine de Yıkım Edebiyatı’nın (Trümmerliteratur) önemli bir temsilcisi olarak kabul edilir.
Yalan ve suistimal ile yozlaşmış edebiyat karşısında savunduğu tabula rasa yaklaşımı Grup 47 üzerinde çok etkili oldu: “Bizim iyi dilbilgisine sahip şairlere ihtiyacımız yok. Çok iyi dilbilgisi bizim sabrımızı zorluyor. Bizim ağaca ağaç, kadına kadın dememiz lazım. Bizim EVET ve HAYIR dememiz lazım. Yüksek sesle, açıkça ve emir kipi kullanmadan…”
Borchert eserlerinde dışavurumcu tarzı özellikle kullanmıştır. Kayıp genç kuşağın son haykırışı onun yazdıklarında hayat bulur. Özellikle eksik bırakılmış, kısa cümleler Borchert’in tarzını oluşturur.
Eserleri
- An diesem Dienstag, kısa öykü, 1947
- Bleib doch Giraffe, kısa öykü, 1947
- Dann gibt es nur eins, şiir
- Das Brot, kısa öykü, 1946
- Das Gewitter, kısa öykü
- Das Holz für morgen, kısa öykü, 1946
- Das ist unser Manifest, 1947
- Der Kaffee ist undefinierbar, kısa öykü
- Der Schriftsteller, kısa öykü
- Die drei dunklen Könige, kısa öykü
- Die Hundeblume, 1947
- Die Katze war im Schnee erfroren, kısa öykü
- Die Kegelbahn, kısa öykü, 1946/47
- Die Kirschen, kısa öykü, 1945 civarı
- Die Küchenuhr, kısa öykü
- Die Stadt, kısa öykü
- Die traurigen Geranien, kısa öykü, 1945 civarı
- Draußen vor der Tür, tiyatro/radyo oyunu, 1947
- Eine Lesebuchgeschichte, kısa öykü
- Jesus macht nicht mehr mit, kısa öykü
- Laterne, Nacht und Sterne, şiir toplamı, 1946
- Mein bleicher Bruder, kısa öykü
- Nachts schlafen die Ratten doch, kısa öykü
- Radi, kısa öykü
- Schischyphusch, kısa öykü
- Versuche Es, şiir
- Vielleicht hat Sie ein rosa Hemd, kısa öykü
- Vier Soldaten, grotesk kısa öykü
- Von drüben nach drüben, kısa öykü