Ahid Nedir, Dinler Tarihinde Ahid, Hakkında Bilgi

Ahd-i Atîk’in İbrânîce’sinde berit, Yunanca tercümesin­de diatheke olarak kullanılan ahid “İtti­fak, anlaşma ve sözleşme” anlamlarına gelmektedir ve Ahd-i Atîk’te Allah ile İsrâiloğulları arasındaki anlaşmayı ifade etmektedir. Allah, çeşitli dönemlerde in­sanlarla ahid yapmıştır. Hz. Nûh ile ona iman edenlerin kurtuluşu ve tufanin bir daha vuku bulmaması için ahid yapıl­mış, buluta konan yay (gökkuşağı) bu ahdin alâmeti sayılmıştır [bk. Tekvin: 6/18, 9/12-15-16] Hz. İbrahim ve soyun­dan gelenlerle de bir ahid yapılmış olup sünnet olmanın alâmet kabul edildiği [ bk. Resullerin İşleri, 7/8] bu ahde göre, Kenan diyarı onlara miras olarak veri­lecektir. [bk Tekvîn: 13/15-17-15/18, 17/2-8] İsrâiloğullan ile Sînâ’da. Horeb’de bir ahid yapılmıştır. [bk. Tesniye: 5/2, 29/1] Hz. Musa’nın Allah ile İsrâiloğulları arasında aracı olduğu bu ah­de göre. İsrâiloğulları Allah’ın sözünü dinleyip yapılan ahde sadık kaldıkları takdirde, bütün kavimlerden daha üs­tün, “Allah’ın kâhinler melekütu ve mu­kaddes milleti” olacaklardır. [bk Çıkış: 19/5-6] Ahdin şartı olarak onlardan on emire uymaları istenmiştir. [bk Tesni­ye: 4/13] Ahdin sembolü sebt (cumar­tesi) günü ve ona riayettir. [bk. Çıkış: 31/16-17] Ahdin gerçekleşmesi için bir­takım takdimeler, merasimler ve usul­ler konulmuştur. [bk. Çıkış: 19/24.] Ahid daha sonraki nesille Moab ovasında ye­nilenmiştir. [bk. Tesniye: 29/1] Levililer’le [bk. Sayılar: 18/1-19; Malak: 4/8] ve Dâvûd ile de ahid yapılarak onun zürriyetine ebedî taht vaad edilmiştir. [bk. Mezmurlar, 89/20-30; İkinci Samuel, 7/1-29; Birinci Târihler, 17/1-27] Yahu­diler, Allah ile kendi aralarında kurulan bu ahde çoğu zaman riayet etmemişler. [bk. Tesniye: 29/25; Birinci Krallar, 19/10; İkinci Târihler, 12/1; Yeremya, 22/9; Daniel, 2/30] ve bu yüzden cezalandırılmışlardır. [bk. Tesniye, 17/2; Yeşû, 7/11, 23/16; Hâkimler, 2/20; İkinci Krallar, 18/9-12; Mezmurlar, 132/12]

Tanrı, gü­nah işleyerek ve verdikleri sözü tutma­yarak ahdi bozan yahudileri [bk. Yerem­ya, 31/32] önceleri himaye etmemiş [bk Yeremya: 32/37], fakat daha sonra on­lara acımış ve kendileriyle yeni bir ahid yapmıştır. [bk. Yeremya: 31/31-34-32/37-41] Bu ahde göre Tanrı, şeriatını onla­rın içine koyup yürekleri üzerine onu yazacak, kendisi onlara “Allah”, onlar da ona “Kavim” olacaklar ve böylece günahları bağışlanacaktır. [bk. Yeremya, 31/34. bk. Yeremya, 31/34]

Ahd-i Cedîd’de İse bu kelime farklı bir mâna kazanmıştır. Buna göre, İsa’nın şahsında Tanrı insanlıkla yeni bir ahid yapmıştır. Bu yeni ahid, Sînâ ahdini yü­rürlükten Kaldırmış, fakat insanlığın kurtuluşu için yapılan vaadleri tamam­lamıştır. [bk. I. Haspecker, EF, I, 44] Son akşam yemeğinde Hz. İsa, kendi eti ve kanını yeni ahdin sembolü olarak gös­termiştir. [bk. Matta: 26/28; Luka: 22/20]

Sînâ ahdi ile yeni ahid arasındaki farklar Pavlus (St. Paul) tarafından or­taya konmuştur. [bkKorintoslular’a ikin­ci Mektup, 3/6-18]

Eski ahid sadece İsrâiloğullan’na has iken yeni ahid bunu diğerlerine de teşmil etmiştir. [bk Mat­ta: 28/19-20] Yahudi kutsal kitaplarına Ahd-i Atîk, İsa’dan sonrakilere de Ahd-i Cedîd denilmesi hıristiyanlara göredir ve yukarıdaki telakkiye dayanmaktadır.

İslâmiyet’e göre Allah, emirleri yoluy­la ve peygamberleri vasıtasıyla insan­lardan ahid almıştır. Yahudi ve hıristiyanlardan alınan ahid de bunlar arasın­dadır. Allah, İsrâiloğulları’ndan, namaz kılıp zekât vereceklerine, peygamberle­rine inanıp onları destekleyeceklerine ve Allah’a güzel takdimelerde buluna­caklarına [Faizsiz borç vereceklerine; bk. el-Mâide: 5/12], Allah’tan başkasına tap­mayacaklarına, anaya babaya, yakınla­ra, yetimlere, düşkünlere iyilik edecek­lerine [bk. Bakara: 2/83], birbirlerinin kanlarını dökmeyeceklerine, birbirlerini yurtlarından çıkarmayacaklarına [bk. Bakara: 2/84-85] dair söz almıştır. Fakat onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine ge­tirmemiş, ahidlerini bozmuş ve bunu alışkanlık haline getirmişlerdir. [bk Bakara: 2/100; Mâide: 5/13] Musa’ya karşı geldikleri için üzerlerine azap çö­künce bunun kaldırılmasını istemişler, Mûsâ da onlara, Allah’a verdikleri sözü hatırlatmıştır. [bk. Tâhâ: 20/86] Çünkü yahudiler ne zaman Allah’a söz vermişlerse, içlerinden çoğu bu ahdi bozmuştur. [bk. Bakara: 2/100] Allah, hıristiyanlardan da ahidler almış, fakat onlar sözlerinin bir kısmını unutmuşlardır. [bk Mâide: 5/14] Bütün önceki ümmet­lerden ahid alınmış olmasına rağmen, Hz. Muhammed’den ümmeti adına bir ahid alınmamıştır. Ancak Peygambere baş eğip tâbi olanlar övülmüş, sözün­den dönenlerse yerilmiştir. [bk. Feth: 48/10]

  • Ahid Nedir, İslam Tarihinde
  • Ahid Nedir, Fıkıhta
  • Ahid Nedir, Ahlakta
  • Ahid Nedir, Tasavvufta
  • Ahid Nedir, Ne Demek, Anlamı

TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski