Akhisar İl­çesi Tarihi, Yerleri, Nereye Bağlı, Hakkında Bilgi

AKHİSAR

Ege bölgesinde Manisa iline bağlı ilçe merkezi.

Gediz’in kollarından olan Kumçayı’nın suladığı verimli ve geniş bir ovada ku­rulmuş olup denizden 115 m. yüksek­liktedir. İlk adı Pelopeia olan şehir daha sonra Seleukhoslar döneminde Ma­kedonyalı askerlerle iskân edilmiş ve Thyateira adıyla anılmaya başlanmıştır. XIV. yüzyılda Türk fetihleri sırasında bir tepe üzerinde bulunan kalesi sebebiyle Akhisar adını almıştır.

Batı Anadolu’da Hıristiyanlığın ilk ya­yıldığı yedi şehirden biri olan Akhisar, muhtemelen ilk olarak, 1300’den beri Manisa yöresinde faaliyet gösteren Saruhanoğulları tarafından Türk hâkimi­yeti altına alınmıştır. Yıldırım Bayezid 1390’a doğru burayı Osmanlı toprakla­rına kattı, ancak Timur’un Anadolu ha­rekâtı sırasında yeniden Saruhanoğulları’nın hâkimiyetine girdi. Fakat bir süre sonra Çelebi Mehmed tarafından tek­rar ele geçirildi. Osmanlılara baş kaldı­ran İzmir beyi Cüneyd Bey’in kuvvetleri şehrin önlerinde Yahşi Halil Bey tara­fından bozguna uğratıldı. Akhisar kesin olarak Osmanlı idaresine girdikten son­ra, merkezi Manisa olan Saruhan sancağının bir kazası haline geldi. Önemli bir ulaşım yolu üzerinde bulunması ve verimli ovası sebebiyle kısa zamanda gelişme gösterdi. XVI. yüzyılın ilk yarı­sında şehrin on yedi mahallesi ve 3500 dolayında nüfusu vardı. Bu yüzyılda şehir, civarında­ki bağlık ve bahçelik alan ile eski terke­dilmiş yerleşim bölgesine doğru geliş­meye başladı. Burada mescidier yapıldı, mahalleler kuruldu. Nite­kim XVI. yüzyılın ikinci yarısında mahal­le sayısı on dokuza yükseldi, ancak nü­fusu fazla değişmedi. Aynı yüzyılda şehrin bazı kalabalık mahalleleri Ahmed Paşa. Ala­ca Mescid, Emetler, Eskicami, Hacı İshak, İğdeli, Karamanı. Şeyhler, Reşfd. İsa Halife. Yenicami gibi adlar taşımaktay­dı. Şehirde tarıma dayalı ekonomik ha­yat hâkimdi ve canlı bir alışveriş vardı. Ayrıca bir mum imalâthanesi, bozahane ve başhane de (koyun baş ve ayaklarının satıldığı yer) bulunuyordu. Akhisar kaza­sı çoğu ovaya dağılmış durumda on dört köye sahipti ve bu verimli ovada buğ­day, arpa, burçak, susam, pamuk ve pi­rinç ekimi ile bağcılık yapılıyordu. Bura­nın pamuklu dokumaları pek meşhurdu ve özellikle tersanenin ihtiyacı için İs­tanbul’a yelken bezi. gömleklik doku­ma, tente bezi gönderiliyordu. Ayrıca ye­niçeri elbiseleri için çuha (çuka) kumaşı ve astarlık kumaş da burada dokunu­yor. Akhisar kuşağı ve bezi İstanbul pi­yasasında çok rağbet görüyordu. Akhisar XVII. yüzyılda da gelişmesini sürdürdü. Ancak XVI. yüzyılın ikinci ya­rısından itibaren bölgede görülen Celâli isyanları şehri etkisi altına aldı. Hatta bu sebeple XVII. yüzyılın başında şehir surları tamir edildi. Celâli isyanları se­bebiyle civardaki halkın bir kısmı da buraya yerleşti ve şehrin nüfusu arttı. Nitekim Evliya Çelebi. 1671’de şehrin yirmi dört mahalleye ve çoğu kiremit örtülü 2600 kadar eve sahip olduğunu yazmaktadır. Burada ayrıca irili ufaklı kırk yedi cami. üç hamam. 1000 kadar dükkân, bir bedesten, on han, yedi med­rese ve yirmi üç de sıbyan mektebi bu­lunduğunu, etrafının bağlar, bahçeler ve bostanlarla çevrili olduğunu kaydeden Evliya Çelebi, şehrin ortasındaki tepede eski kale harabelerinin yer aldığını ve şehrin etrafının Celâli Karayazıcı korku­sundan surlarla çevrildiğini belirtir.

XVIII. yüzyılda da durumunu koruyan şehrin XIX. yüzyıl başlarında 8-10.000, sonlarında ise 12.000 kadar nüfusu, se­kiz büyük camii, çarşıları ve mektepleri vardı. 1921-1922 yılları arasında Yunan İşgaline uğrayan Akhisar, 1922 Eylülün­de yanmış ve yıkılmış bir vaziyette geri alındı. 1923’te belediye teşkilâtı kurul­du ve şehir Cumhuriyet döneminde ye­niden imar edildi. Rumeli’den, bilhassa Yugoslavya’dan gelen Türk göçmenle­rin bir kısmı buraya yerleştirildi. Nüfusu da bu sayede artış göstererek 1927’de 18.000. 1950’de 23.000 oldu. İzmir İstanbul karayolu ile Bandırma-Balıkesir demiryolu üzerinde yer alan Akhisar’ın nüfusu daha da artarak 1970’te 49.000’e yaklaştı. 1985’te ise 68.553’e yükseldi. Bugün ekonomisinde ziraat ağır bas­makta olup küçük sanayi de gelişmiştir. Akhisar’da gıda sanayii, tarım araçları üretimi, torna, döküm ve tesviye atelyeleri vardır. Önemli tarihî eserler ara­sında Paşa Camii ve Yenicami sayılabilir.

Yüzölçümü 1980 km olan Akhisar il­çesi, merkez bucağından başka Gölmarmara ve Palamut adlı iki bucağa ve dok­san sekiz köye sahipti. Ancak Gölmarmara bucağı 1987’de ilçe haline getiril­di. İlçenin en önemli geçim kaynağı ta­rım ürünleri olup başta buğday ve ar­pa olmak üzere pamuk, üzüm, zeytin ve sebze üretilir; özellikle tütünü çok meş­hurdur. İlçenin toplam nüfusu 1985 sa­yımına göre 159.388. nüfus yoğunluğu ise 80 idi.

TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski