el-AKİDETÜ’Z-ZEKİYYE
Mâtüridl âlimlerinden Ubeydullah b. Muhammed es-Semerkandî’nin (VIII/XW. yüzyıl) akaide dair eseri.
Tam adı el-‘Akidetü’z-zekiyye fî şerhi keîimeti iû ilahe illallah Muhammed’in resûlullâh’tır. Brockelmann eserin adını Şarh La ilâha illa’llâh şeklinde kaydetmiştir.
Allah’ın varlığı kâinatın şahadetiyle apaçık bilindiği halde onun mahiyetine insanın akıl erdiremeyeceğine dikkat çekmekle başlayan eser, bir giriş ve üç bölümden oluşur. Kelime-i şehâdetin tefsiri durumundaki girişte imanın tarifi ile esasları sıralanarak kadere imanın Allah’ın sıfatlarına imana, kitaplara, peygamberlere ve âhirete imanın da Hz. Muhammed’in nübüvvetine imana dahil olduğu belirtilir; böylece iman esasları iki asılda toplanmış olur. İmanın mahiyeti ve mukallidin imanı konusuyla giriş tamamlanır.
İlâhiyyât konularının incelendiği birinci bölüm elli altı fasıldan meydana gelmiştir. Genellikle kısa olan bu fasıllarda âlemin sonlu oluşu (tenâhî-i âlem), âlemin Allah’ın varlığına ait deliller taşıdığına ve ilâhî sıfatların tecelligâhı olduğuna iman etmenin farziyeti, imkan prensibine dayanan isbât-ı vâcib delili, Allah’ı yaratıklara benzetmenin imkânsızlığı, Müşebbihe. Hulûliyye ve mutasavvıf enin görüşlerinin reddi, selbîve sübûtî sıfatlar, haberi sıfatların te’vili, vücûd-zât ve zât-sıfat ilişkisi, âlemin yaratılış gayesi, hikmet sıfatı, Allah’a zulüm isnadının reddi, teklîf-i mâla yutak, kulların fiillerinin yaratılışı, hayvanların fiilleri, Allah’ın sıfatları arasındaki uyum, sıfatların sonsuzluğu, Allah’ın görülmesinin (rü’yetullah) hem dünya hem de âhirette mümkün olduğu, zâtı ilâhînin mahiyetini bilmenin imkânsızlığı, şekavet ve saadet’in kadere bağlı olduğu ve diğer ilâhiyyât konuları aklî ve naklî delillerle açıklanır.
Nübüvvât konularının yer aldığı ikinci bölüm yirmi iki fasla ayrılmıştır. Bu bölümde nübüvvetin aklen mümkün oluşu ve ispatı, peygamberlikle ilgili diğer konularla nebîliğin ölümden sonra devam etmesi, nebînin içtihadı, Hz. Muhammed’in nübüvveti, nebî velî mukayesesi gibi konulara yer verilir. Müellif burada peygamberler arasında derece farkı bulunmadığını, peygamberlerin vasıflarından olan İsmet’in velîlikte söi konusu olmadığını belirtir. Hilâfete daiı meseleler de bu bölümde incelenir. Sem’iyyât konularına ayrılan ve eli üç fasıldan oluşan üçüncü bölümde me leklere ve kitaplara iman. imanın mani yeti ve rükünleri, hüsün kubuh, mârifet iman münasebeti, günahlann se vaplar üzerindeki etkisi, büyük güna (kebîre), tekfir, kabir ziyareti, tövbeni şartları, katilin kısastan önceki tövbes kebîreden tövbe etmenin küçük gün; ha (sagîre) tesiri, dinî ilimleri öğreı menin farz oluşu, gaybı sadece Allah’ bileceği, şeytan ve cinlerin varlığı, ve nazarın tesiri, halâ nazariyesi, cennet ve orada görevli bulunanların şu a da mevcut olduğu ve ölümsüzlüğü, k bir azabı ve nimeti, kıyametin vukuu diğer âhiret halleri anlatılır.
el-Akîdetü’z-Zekiyye Mâtürîdiyye mezhebinin müteahhir devirdeki kaynaklarından biri olup her akaid kitabında bulunmayan bazı meselelere temas etmesi ve çeşitli konulardaki Mâtürîdiyye’ye ait görüşleri nakletmesi bakımından önemlidir. Ebû Hanîfe, İmam Mâtûrîdî, Ebü’1-Leys es-Semerkandî, Ebü’l-Muîn en-Nesef’den nakillerin de yer aldığı eserde Müşebbihe, Hanbeliyye, Mu’tezile, Eş’ariyye, Haşviyye ve Müneccime gibi belli başlı mezhep ve akımların görüşleri, ayrıca zındıkların, mutasavvıf ve filozofların fikirleri aklî ve naklî delillerle çürütülmeye çalışılır. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde küçük boy altmış varak olan bir yazma nüshası vardır.
TDV İslam Ansiklopedisi