LASKER, Emanuel (1868-1941)
Alman, satranççı. Dünya satranç şampiyonluğunu aralıksız 28 yıl elinde tutmuş, satrançta en önemli öğenin psikoloji olduğunu savunmuştur.
24 Aralık 1868’de Berlinchen’de doğdu, 11 Ocak 1941’de New York’ta öldü. Çeşitli üniversitelerde felsefe ve matematik öğrenimi gördükten sonra Hei-delberg Üniversitesi’nde felsefe alanında doktorasını tamamladı. Erken yaşlarda satranca başladı ve gerek ikili karşılaşmalarda gerek uluslararası turnuvalarda büyük başarı kazandı. 1889-1936 arasında katıldığı 21 uluslararası turnuvanın 18’inde ilk üçe girdi, 12’sinde de birinci oldu. Bu turnuvalarda yaptığı 325 karşılaşmanın 192’sini kazandı, 99’unda berabere kaldı, 34’ünü kaybetti. 1889-1921 arasında yaptığı 22 ikili karşılaşmada ise oynadığı 194 oyunun 106’sını kazandı, 65’inde berabere kaldı, yalnızca 23’ünü kavbetti. Blackburne, Bird, Mieses, Marshall, Tarrasch ve Janawski gibi oyuncuları yendi. 1894’te ilk dünya şampiyonu Steinitz ile yaptığı şampiyonluk maçını kazanarak, dünya şampiyonu oldu. 1896-1897 yıllarında tekrar karşılaştığı Steinitz’i bu kez daha açık bir farkla yendi. Dünya satranç şampiyonluğunu aralıksız 28 yıl koruduktan sonra, 1921’de Havana’da oynadığı şampiyonluk maçında Kübalı Capablanca’ ya yenilerek bu unvanı kaybetti. Almanya’da Hitler iktidara gelince bu ülkeyi terkederek önce Ingiltere’ye ardından ABD’ye gitti. Yaşamının son yıllarında uzun süre ayrı kaldığı satranca yeniden başladı ve 1936’da 68 yaşındayken katıldığı uluslararası Moskova turnuvasında çok güçlü ve genç oyuncular karşısında başarılı maçlar çıkartarak Botvinik ve Flohr’un ardından yarım puan farkla üçüncü oldu.
Lasker satrancı iki karşıt zekâ arasında gerçek bir mücadele olarak görmüştür. Ona göre yaşamdaki mücadele, hedefe varmak için karşılaşılan güçlükleri teker teker yenebilmektir. Bu mücadelenin genel yasalarını araştıran Lasker, satrancı bir model olarak ele almıştır. Satranç kendi başına bir amaç değil, bu genel yaşam kuramının doğruluğunu sınamak amacıyla başvurulan zihinsel bir mücadele alanıdır. Gerçek yaşamdaki mücadelede olduğu gibi, satrançta da sonuca yol açan en önemli öğenin psikoloji olduğunu öne süren Lasker, satrançta belirleyici olan şeyin sinirlerin çatışması olduğunu savunmuştur. Hata yapan bir oyuncunun uğradığı ruhsal çöküntüyü, bu hata yapılmadan önce sağlayabilmenin yollarını araştırmıştır. Karşılaşacağı oyuncuların güçlü ve zayıf yönlerini incelemiş, oyun sırasında normal olarak en iyi hamleler olarak görülen hamleleri yapmaktan çok rakibinin stiline en ters gelen hamleleri yaparak, oyunun gidişini rakibinin kaçınmak istediği yönlere çekmiştir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi