Romanda Modernizm

Romanda Modernizm

20.yy başlarında “modem roman” adı verilen ve kolayca belirli bir kalıba sığdınlatnayan bir tür ortaya çıkmıştır. En geniş bir tanımlamayla bu, 19.yy görüşlerinden sıyrılmak demektir.

19.yy’da bireyin, toplumdan bağımsız gelişme ve bilinçlenme olanağı bulunduğuna inanılıyordu. Liberal toplumsal düşüncede birey önemli bir yere sahip olduktan sonra, romanda da bu bireyin gelişmesi anlatılmaya başlamıştı. Liberal düşünce bireyin bağımsız akıl ve vicdanına sonsuz güven duyduğu için toplumda bulunabilecek tüm sınırlı ve eksik yanlara, hatta yanlış değerlere karşın, bireyin sonunda olumlu bir kişiliğe ulaşacağına güveniyordu. Bu bakımdan, kişinin iç gelişmesini ve bilinçlenmesini anlatan 19.yy Ingiliz romanları gelişim romanı (Entmicklungs roman) olarak nitelenebilir. Örneğin W.M.Thackeray ’in Pendennis’iyle C.Dickens’ın David Copperfield’ı bu gruba girer.

19.yy başındaki romanlarda bireyin özgün kişiliğine kavuşması en yoksul tabakadan gelenler için bile olanaklı kabul edilirken, yüzyıl sonundaki romanlarda böyle bir şeyin ya bütünüyle olanaksız olduğu ya da yalnızca sanatçılarca başarılabileceği görüşünün yer aldığı izlenir. Bunun nedeni Victoria dönemi Ingiliz toplumu-nun 1870’lerde geçirdiği sosyo-ekonomik çalkantılara ve Darwin’in evrim kuramının klasik liberalizmin iyimserliğini yıkmasına bağlanabilir. Özellikle Danvin’in ortaya attığı, türlerin evrimindeki rastlantısallık ya da şans öğesi, Victoria dönemi insanının yaşam biçimini saptarken seçme özgürlüğünü ve aklım kullanmasıyla ilgili çok ciddi kuşkular uyandırmıştı. Bunun sonucunda gelen kötümserlik 19.yy’ın gelişme ve bilinçlenme idealini büyük ölçüde sarsmıştır. Örneğin, Thomas Hardy’nin 1895’te çıkan Jude the Obscure’unda (Asi Kalpler) Hardy’nin sergilediği, değişen dünyanın yeni koşullarına uyabilme sorunu, modem romanda çok sık işlenen bir temadır. Ancak 20.yy’da uyum zorluğu çeken “modem kahraman”ın bireysel bilinci, 19.yy’da olduğu gibi düz bir çizgi izlemez. Bu bilinç ileri geri, hatta sık sık da geçmişe yönelik bir biçimde ele alınır, işte, böyle bir bilinci en iyi yansıtabilmek için modemizm, romanda yeni bir anlatı tekniği yaratmış ve klasik olay örgüsünü ortadan kaldırmıştır. Bu konuda, en radikal romancılar Ingiliz Virginia Woolf, D.H.Lawrence ve Irlandalı James Joyce olmuşlardır.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski