MATÜRİDİ (? – 944)
Semerkandlı din bilgini. Matüridi mezhebinin kurucusudur.
Semerkand yakınlarındaki Matüridi bucağında doğdu, aynı kentte öldü. Gerçek adı Ebu Mansur Muhammed b.Muhammed b.Mahmud’tur. Doğduğu yerin adından dolayı Matüridi diye anılmıştır. Fıkıh, kelam, tefsir, Hadis ve Kuran öğrenimi gördü. Bir süre İslam ülkelerinde dolaştı, Basra’ya giderek, orada toplanan bilginlerle tanıştı, konuşmalarını dinledi, İslam mezheplerinin, yörelere göre, uygulanış biçimlerini inceledi.
Matüridi, fıkıh konusunda, Ebu Hanife’nin görüşlerini benimsemiş, tanrısal nitelikleri yorumlamada kendine özgü bir düşünce ortaya atmıştır. Ona göre, bilimin Kuran ve Hadis’ler olmak üzere iki kaynağı vardır. Bu iki kaynağın ilkeleriyle bağdaşmayan, onlara ters düşen bir nesnenin gerçekliğinden söz edilemez. İnsan, bütün eylemlerinde, Peygamberin yolundan gitmeli onun koyduğu ilkelere uymalıdır; İslam dininin temelini oluşturan iman bunu gerektirir. Ancak iman bir kavram değil, insan eylemlerini yönlendiren kural niteliğindedir. Bu nedenle iman-eylem bağlantısı bütün davranışlarda kılavuz öğedir.
Yaratan ve yaratma
Matüridi’nin üzerinde durduğu temel sorunlardan biri de Tanrı ve nitelikleridir. Ona göre Tanrı yaratıcıdır, yaratıcılık ise iş görmedir, ortaya koymadır, yapmadır. Tanrısal bir nitelik olan yaratıcılık, yaratma eyleminden öncedir. Çünkü, yaratma eylemi yaratıcılığın ürünüdür. Bu nedenle eylemi gerçekleştiren eylemden öncedir. Tanrısal nitelikler, Tanrı özüyle özdeş değilse de ondan ayrı da değildir. Sözgelişi bir nesnenin rengi, o nesnenin özü olamaz, ancak o nesneden ayrı bir varlık da sayılamaz. Öte yandan, tanrısal nitelikler tanrısal özle birlikte bulunur, biri önce öteki sonra değildir. Tanrı sözü (kelam) olan Kuran da öyledir, tanrısal bir nitelik taşır. Matüridi’ ye göre öncelik-sonralık zaman ve uzayla ilgilidir. Oysa tanrısal öz için zaman ve uzay bağlantısı düşünülemez.
Tin ve gövde
İnsan, tikel istenci olan, ona göre davranan bir varlıktır ve yaratılmıştır, gövde ile tinden kurulu bir bütündür. Gövde geçicidir, yok olacaktır, tin ise ölümsüzdür. Bu özelliği tanrısal niteliğinden kaynaklanır, ancak tanrısal özle özdeş değildir, o da yaratılmıştır. İnsan gücünü tinden alır. Buna karşın güçle eylem birliktedir, varoluş bakımından biri önce öteki sonra değildir. Tanrı, insanın gücünü aşan bir işi ona yüklemez. Her insan, ancak gücünün yettiğinden sorumludur. Bunun karşıtı tanrısal töze yaraşmaz. Çünkü insan, eyleme geçmede, bağımsız değildir, onun yaptığı Tanrı’nın yaptığıdır. Bu durumu göz önünde bulundurarak, insan kendi gücünü aşan bir eylemin gerçekleştiricisi olabilir diye düşünmek doğru değildir. Tanrı, insan varlığında kendi istencini egemen kıldığından, ona verdiği güçle bağdaşmayan bir eylemi de istemez.
İman, dil ve gönül
İman konusunda, Matüridi dille gönül birliğinin gerektiği kanısındadır. Dilin söylediğini gönül onaylamalı, ikisi arasında uyumdan kaynaklanan bir bütünlük olmalıdır. Bu nedenle dıştan başka, içten başka olmak iman ile bağdaşmaz. Doğruluk dille gönül birliğinden doğan bir uyumdur. Söz gelişi bir yoksula yapılan yardımda, görünüşte istekli, gönülde isteksiz olmak imana aykırıdır. Böyle bir eylem Tanrı katında iyi sayılmaz.
İnsanın yaşaması için gerekli besinleri sağlayan Tanrı’dır, çünkü Tanrı geçimi sağlayıcı, yaşamın gereksediğini vericidir (rezzak). Bu nedenle haram (yasak) olarak nitelenen bir nesne de insan için besin (rızk) olabilir. Kuran’ın bildirdiğine göre Tanrı bütün yaratıkların geçimini de sağlamış, onlara için gerekli besinleri de vermiştir.
Us ve insan
Us Matüridi, Tanrı’ya inanmada insan usunu yü-ve kümlü görür. Ona göre inanmak usun kaçınılmaz insan görevidir ve gereklidir (vacib). Tanrı, insana us vermiş, bütün eylemlerinde usu kılavuz edinmesinin gereğini bildirmiştir. Bu durum Tanrı’nm bilgelikle (hikmet) davranan yüce bir varlık oluşundan kaynaklanır. Tanrısal eylemler, Tanrı’nın bilgeliği gereğidir, çünkü Tanrı bilgedir (hakîm), bilgindir (alîm).
Kadın konusunda, Matüridi erkeğin üstünlüğüne inanır, kadından peygamber olamayacağı görüşünü savunur. Toplum sorunlarının çözümünde de Kuran ve Hadis’den başka kaynak tanımaz.
• YAPITLAR (başlıca): Kitabu Tevilü’l-Kuran (yazma); Kitabu’l-Cedel (yazma); Kitabu’l-Tevhid, (ö.s.), 1953.
• KAYNAKLAR: De Lacy O’Leary, İslam Düşüncesi ve Tarihteki Yeri, çev. 1971; Muhammed b.Tavıt, Abu Mansur al-Matüridi, 1955.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi