MAKARİOS (1913-1977)
Kıbrıslı Rum din ve siyaset adamı. İngiliz egemenliğine karşı mücadele etmiş ve bağımsızlıktan sonra cumhurbaşkanlığı yapmıştır.
13 Ağustos 1913”te Paphos’a (Baf) bağlı Panayia köyünde doğdu, 3 Ağustos 1977”de Lefkoşe’de öldü. Asıl adı Mikhail Khristodolous Mouskos’dur. Babası yoksul bir çobandı. Papaz adayı olarak girdiği Kykoss Manastırı’nın bursuyla tanrıbilim öğrenimini tamamladıktan sonra 1938’de diyakosluğa atandı. 1943’te Atina Üniversitesi’ni bitirdi. 1946’da papazlığa yükseldi. Yükseköğrenimini sürdürmek amacıyla gittiği ABD’de Boston Üniversitesi İlahiyat Okulu’nda iken 1948’de Kition (Limasol ve Larnaka) piskoposluğuna atandığından Kıbrıs’a döndü. Ekim 1950’de ölen II.Makarios’un yerine Kıbrıs Ortodoks Kilisesi başpiskoposluğuna ve Kıbrıs Rum toplumu başkanlığına seçildi.
Osmanlılar’ın 1571’de fethedip 1878’de Çarlık Rusyası’na karşı destek almak için İngiltere’nin yönetimine bıraktığı Kıbrıs Adası, I.Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine bu ülke tarafından ilhak edilmişti. Yunanistan’ın 1915’te Sırbistan’a savaş açma karşılığında adaya sahip olma önerisinin İngiltere tarafından
geri çevrilmesinden sonra Kıbrıs 1924 Lozan Antlaşması ile resmen İngiliz egemenliği altına girdi ve 19 Mayıs 1925’te bir Kraliyet kolonisi haline geldi. İngiliz yönetiminin ilk yıllarından itibaren adada çoğunluğu oluşturan Rum toplumunun ortaya attığı Yunanistan’la birleşme (enosis) isteği 1931’de Lefkoşe’deki İngiliz hükümet binasının yakılmasıyla yeniden canlandı. İngiltere Kıbrıs Yasama Konseyi’ni dağıtarak bu isteği bastırdı. Ancak II.Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin yanında çarpışmak üzere Kıbrıs Gönüllü Alayı’nın kurulması ve komünist eğilimli AKEL’in (Emekçi Halkın Reform Partisi) kurulmasına izin verilmesi enosis hareketinin de güçlenmesini sağladı. İngiltere 1943’te belediye seçimleri yaparak ve 1946’da bazı anayasal reformlara hazırlanarak ada halkının yönetime katılmasına yönelik bir siyaset izleyerek enosis yanlılarını yatıştırmak istediyse de Rum toplumu direnmeyi sürdürdü.
“Enosis”in önderi olması – Sürgüne gönderilmesi
1950 başlarında Kıbrıs Ortodoks Kilisesi adına enosis’in büyük çoğunlukla onaylandığı bir halk oylaması düzenleyen Makarios, başpiskopos seçildikten sonra değişik siyasi grupların desteğini alarak bu hareketin önderi durumuna geldi. 1952’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kıbrıs sorunu üzerinde konuştu ve ABD yetkililerinden Kıbrıs’a kendi kaderini tayin hakkının verilmesine yardımcı olmalarını istedi. 1953’te açıkça İngiliz yönetimine karşı çıkmaya başladı. Ertesi yıl Yunan Başbakanı Aleksandros Papagos ile görüşerek sorunun Birleşmiş Milletler’e götürülmesi için baskı yaptı. Ancak bu girişimi sonuç vermedi. Nisan 1955’te Endonezya’nın Bandung kentinde yapılan Asya-Afrika Konferansı’na katılarak bu konuda Üçüncü Dünya’nm desteğini kazanmaya çalıştı. 1 Nisan 1955’te Yunan ordusunda albay olan Georgios Grivas başkanlığında kurulan EOKA’nın (Kıbrıs Ulusal Kurtuluş Ordusu) şiddet eylemlerine girişmesi üzerine sivil valinin yerine feldmareşal Sir John Harding atandı. Makarios adaya yeni İngiliz birlikleri getirerek olağanüstü durum ilan eden ve çok sayıda kişiyi tutuklayan Harding ile görüşmelere oturdu. Ancak 9 Mart 1956’da EOKA ile ilişkili olduğu gerekçesiyle Hint Okyanusu’ndaki Seychelles (Seyşel) Adaları’na sürgün olarak gönderildi. Bu olay şiddet eylemlerinin yaygınlaşarak artmasına yol açtı. Bunun üzerine 1957’de Kıbrıs’a dönmemesi koşuluyla serbest bırakıldı. Daha sonra Atina’ya yerleşerek hareketi oradan yönetmeyi sürdürdü. Süveyş Kanalı bunalımı sırasında yediği darbeden sonra büyük harcamalarla yapılmış üslerin bulunduğu son dayanağını yitirmek istemeyen İngiltere, Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm bulmak amacıyla çeşitli girişimlerde bulundu. Bu sırada Rumlar ile iç içe yaşayan Kıbrıs Türk toplumu da enosis tehlikesine karşı örgütlenmeye başladı ve Türkiye taksim tezini ortaya attı. Sorunun Türkiye ile Yunanistan arasında bir anlaşmazlığa dönüşmesi adadaki şiddet hareketlerinin yer yer toplumlar arası bir çatışma biçimine bürünerek yeniden alevlenmesine yol açtı. Ancak Makarios’un eno-sz’s’ten vazgeçip adanın bağımsız bir devlet haline gelmesini savunmaya başlaması ve NATO’nun soruna müdahale etmesi barışçı bir çözüm ortamı yarattı.
Cumhurbaşkanı olması
Şubat 1959’da Türkiye ve Yunanistan’ın Zürich’ te yaptığı ikili görüşmelerde ilke anlaşmasına varıldıktan sonra, Londra’da bütün tarafların katıldığı bir konferansta kesin anlaşma sağlandı. Buna göre Ingiltere’nin Dikelya ve Akrotiri üslerindeki egemenliği saklı kalmak üzere adanın bağımsız bir cumhuriyet haline gelmesi kabul edildi. Bir Rum cumhurbaşkanı ve bir Türk cumhurbaşkanı yardımcısı altında ortak bir hükümet, nüfusla orantılı bir Temsilciler Meclisi ve ortak bir ordu kurulması kararlaştırıldı. Makarios
13 Aralık 1959’da yapılan seçimle cumhurbaşkanı oldu. Haziran 1960’ta yapılan meclis seçimlerinden sonra Kıbrıs’ın resmen bağımsızlığını kazandığı 16 Ağustos 1960’ta yeni anayasa da kabul edildi. Ancak bir süre sonra Makarios’un cumhurbaşkanı yardımcısına tanınan veto hakkının kaldırılması, tek bir belediye sistemi kurulması ve mali bütçenin genel çoğunlukla kabul edilmesi yönünde anayasayı değiştirmek istemesi gerginliğe yol açtı. 1963’te iki topluluk arasında başlayan çatışmalar Grivas’ın Şubat 1964’te adaya dönmesiyle daha da yoğunlaştı. Bunun üzerine Kıbrıs’a Birleşmiş Milletler Barış Gücü gönderildi. Bazı Türk köylerinin basılmasına misilleme olarak Türkiye’nin adaya yaptığı hava saldırısından sonra ABD’nin arabuluculuğuyla yapılan bir dizi görüşme bir sonuç getirmedi ve 1967 sonlarında Türk toplumu Fazıl Küçük başkanlığında geçici bir yönetim kurdu.
Makarios, 1968 seçimlerinde enosis’i savunan Takis Evdakos karşısında büyük bir çoğunlukla yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Bu arada Klerides ve Denktaş arasında yürütülen toplumlar arası görüşmeler sonuçsuz kaldı. Makarios, Ulusal Cephe adıyla yeniden örgütlenen eski EOKA’cıların hedefi haline geldi ve dört kez suikaste uğradı. 1972’de cumhurbaşkanlığı ile ruhani önderliğin birlikte yürütülemeyece-ği gerekçesiyle bazı piskoposların muhalefetiyle karşılaştı. Ancak 1973 seçimlerinde yine çoğunlukla cumhurbaşkanı seçildi. Yunanistan’daki askeri cunta ile ilişkileri iyice bozuldu ve 15 Temmuz 1974’te Yunan subaylarının denetimindeki Kıbrıs Rum Ulusal Muhafız Birliği enosis’i gerçekleştirmek amacıyla bir darbe düzenledi. Makarios Malta’ya oradan da Londra’ya geçti. Darbeciler eski bir terörist olan Nikos Sampson’u cumhurbaşkanı ilan ettiler. Türkiye’nin 20 Temmuz’da başlattığı Barış Harekâtı’ndan üç gün sonra Atina’daki cuntanın devrilmesiyle birlikte Sampson çekilmek zorunda kaldı ve Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Klerides geçici olarak devlet başkanlığını üstlendi. 25 Temmuz’da İngiltere, Yunanistan ve Türkiye bir araya gelerek 30 Temmuz’da ataşkes imzaladıysa da, görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine Türk ordusu harekâtını sürdürerek adanın yüzde kırkma yakın bir bölümünü denetim altına aldı. Makarios 7 Aralık 1974’te Kıbrıs’a dönerek cumhurbaşkanlığı görevini yeniden üstlendi. 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulmasına karşı çıkarak adanın eski konumuna dönmesi yönünde çalıştı.
• KAYNAKLAR: H.F.Alasya, Kıbrıs Tarihi, 1977; D.A-lastos, Cyprus Guerilla: Grivas, Makarios and the British, 1960; F.H.Armaoğlu, Kıbrıs Meselesi, 1963; S.Bilge, Le Conflit de Chypre et les Chypriotes Turcs, 1961; F.Crou-zet, Conflit de Chypre (1946-1959), 2 cilt, 1973; A.Gazioğlu, İngiliz İdaresinde Kıbrıs, 1960; Ş.S. Gürel, Kıbrıs Tarihi, I, 1984; N. Zia, Kıbrıs’ın İngiltere’ye Geçişi ve Adada Kurulan Ingiliz idaresi, 1975.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi