Mani Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

MANİ (216-276)

İranlı din adamı. Manicilik’i kurmuş, insanın iyi ile kötünün savaş alanı olduğu inancını geliştirmiştir.

İran’ın güneybatı bölgesinde doğdu, Babil yakınlarında öldürüldü. Yaşamı konusunda ayrıntılı bilgi yoktur. Kimi kaynaklar Çinli olup sonradan İran’a yerleştiğini bildirir. Doğu ülkelerinde, güzel resim yaptığından dolayı, Mani-i Nakkaş (ressam Mani) olarak büyük bir ün kazanmış, kişiliği çevresinde birçok söylence oluşturulmuştur. Mani, önceleri otlardan, köklerden ilaç yapmayı öğrenmiş, etkili bir hekim diye ün salmış, Sasani kralı Şapur’ca saray hekimi olarak görevlendirilmiştir. Kralın ağır bir hastalığa yakalanan kızını sağlığa kavuşturamayınca İran’dan kovulmuş, ancak Hürmüz yönetimi ele alınca İran’a dönmüştür. Mani, bir söylentiye göre, 242’den sonra yeni bir din kurma amacıyla ortaya çıkmış, etkili konuşmaları, sürükleyici düşünceleriyle çevresinde büyük bir kalabalık toplamıştır. Geliştirdiği inanç düzeninde Hıristiyanlık, Zerdüştlük ve çok-tanrıcı Asya-Anadolu dinlerinden öğeler vardır. Kimi araştırıcılara göre Mani’nin düşüncelerinin kaynağı Sinoplu filozof Markioncu görüşlerdir.

Mani’nin düşünceleri “Erjeng” adlı, resimlerle süslü yazmasındaki özdeyişlerle dile getirilmiştir. Onun üzerinde durduğu başlıca konu iyilik ve kötülük arasındaki karşıtlıktır. Ona göre evren, evrene benzeyen insan, iyi ile kötünün savaş alanıdır. Evrende görülen bütün olayların kaynağı iyi ile kötüdür. Bu nedenle iyi ile kötü birer varlık ilkesidir. Bu iki ilkenin ayrı özellikleri vardır. Aydınlık, tin, ışık, güzellik, iyinin görünüşleridir. Karanlık, gövde, öz-dek ve şeytan ise kötünün duyulur evrendeki yansımalarıdır.

İnsan gövde ile tinden (aydınlıkla karanlıktan) kurulu bir bütündür. Gövde kötülüğün, tin iyiliğin simgesidir. İnsanla ilgili bütün eylemlerin kaynağı bu iki ilke arasındaki savaştır. İnsanın mutlu olabilmesi için bu iki karşıt güç arasında bir dengenin sağlanması gerekir. Denge sağlanınca çatışma durur, uzlaşmaya varan bir evre başlar. Dengeden uzlaşmaya, ondan da birliğe geçilince mutluluğun temelini oluşturan durgunluk ortaya çıkar. İnsanın niteliğini belirleyen bu iki güçten birinin üstünlüğüdür. İyilik üstünlük kazanırsa insan iyiye, kötülük egemen olursa kötülüğe yönelir. İyilik mutluluğu, kötülük mutsuzluğu doğurur.

Mani’ye göre insanın kötüyü yenmesi, mutlu olması biraz da, kendi istencine bağlıdır. İnsan, bütün istencini kullanarak, iki karşıt güç arasında denge kurar, birliği gerçekleştirirse, derin bir özlem içinde aradığı mutluluğa giden yolu bulur. Birlik ise ancak derin düşünce, gönül bilgisi (irfan) ve duyuşla sağlanabilir. Önce özdeğe, sonra geçici olan varlıklara, gösterişe ilgi duymayan, yalandan kaçınan, iyiyi ve güzeli seven, alçakgönüllü, sevecen olan, arabozuculuktan kaçınan, başkalarını küçük görmeyen, yardımsever kimse birliğe giden yolu bulabilir. Gönül bilgisi kişinin kendini bilmesi, kendinde savaşan iki karşıt
gücün niteliklerini kavraması, yetkinleşmek, olgunlaşmak için gereken düşünce öğelerini sağlamasıyla kazanılır. Bu bilgi dıştan edinilmez, içte sezilir. Bu sezgide başlıca etken, ustan üstün bir güç taşıyan, sevgidir. Sevgi kardeşliğin, uzlaşmanın, barışın ve eşitliğin de tek kaynağıdır. Nitekim iyiyi, güzeli sevmek mutluluğu dilemektir.

Mani’nin düşünceleri, bir din oluşturma amacını taşımakla birlikte, iyi ve güzelden kaynaklanan bir ahlak öğretisi oluşturur. Bu öğretiye göre insanlar kardeşçe ve barış içinde yaşamalı, dünya varlıklarından ortaklaşa yararlanmalı, aşırı kazanç ardında koş-mamalı, herkes kendi emeğiyle geçinmeli, sömürü yoluna gidilmemelidir. Yardımseverlik, alçakgönüllülük birer erdemdir, insan davranışlarında kılavuz öğe diye anlaşılmalıdır.

Mani’nin ileri sürdüğü din, bir süre Augustinus’u derinliğine etkilemiştir. Sonradan bu etkiden kurtulan Augustinus onu eleştirmiştir. Doğu sanatında Mani ressam olarak büyük bir örnek sayılmıştır.

•    YAPITLAR (başlıca) “Erjeng” (yazma).

•    KAYNAKLAR: H.H.Schaeder, Ursprung und Fortbil-dung des manischen Systems, 1924; V.Wesendonck, Die Lehre des Mani, 1922; G.Widengren, Mani und der Manichâismus, 1961.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski