MEYERHOF, Otto Fritz (1884-1951)
Alman asıllı ABD’li biyokimyacı. Kaslardaki glikojenlaktik asit çevrimini açıklayarak, metabolizma süreçlerinin ve enerji dönüşümünün anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.
12 Nisan 1884’te Almanya’nın Hannover kentinde doğdu, 6 Ekim 1951’de ABD’nin Pennsylvania Eyaleti’ndeki Philadelphia’da öldü. 1909’da Heidelberg Üniversitesi’nden tıp diplomasını aldıktan sonra, aynı üniversitenin tıp klinikleri laboratuvarında çalışmaya başladı. Psikoloji ve psikiyatri alanında uzmanlaşmayı tasarlarken, çalışma arkadaşı Otto Warburg’ un etkisiyle biyokimyaya ve hücre fizyolojisine yönelerek, 1913’te Kiel Üniversitesi’nin Fizyoloji Enstitüsü’ne öğretim görevlisi olarak girdi ve kendisine Nobel Ödülü kazandıracak araştırmalarını bu enstitüde gerçekleştirdi. 1924’te Kaiser Wilhelm Enstitü-sü’ne geçen, 1929’da Heidelberg’de yeni kurulan Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nün Fizyoloji Bölümü başkanlığım üstlenen Meyerhof, Nazi yönetiminin ırkçı siyaseti nedeniyle bu görevini ancak 1938’e değin sürdürebildi. O yıl Paris’e kaçtı, daha sonra Alman ordularının Fransa’yı da işgal etmesi üzerine 1940’ta ABD’ye sığınarak ölünceye değin Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde fizyolojik kimya araştırma profesörü olarak görev yaptı, 1948’de de ABD uyruğuna geçti. 1922 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’ nü A.V.Hill ile bölüşen Meyerhof, 1937’de Londra’ daki Royal Society’nin, ayrıca ABD ve Avrupa ülkelerindeki birçok bilim kuruluşunun üyeliğine seçilmiştir.
Canlı hücreye enerji sağlayan dönüşümlerin biyokimyasal açıklamasını yapabilmek amacıyla araştırmalara başlayan Meyerhof, şeker moleküllerinin enzimler etkisiyle parçalanmasını (glikoliz) ve glikoz ya da glikojenin kas hücresinde laktik asite (süt asiti) dönüşerek depolanmasını sağlayan metabolizma süreçlerini incelemeye başladı. 1919’da, oksijensiz ortamdaki kas kasılması sırasında, havasız mayalanma (anaerobik fermantasyon) ya da glikoliz yoluyla kaslardaki glikojenin laktik asite dönüştüğünü, oksijen tepkimeye katıldığında ise, oluşan laktik asitin bir bölümünün oksijenle yükseltgenerek karbondioksit ve su oluşturduğunu saptadı. Bu oksitlenme tepkimesi sırasında açığa çıkan enerjinin, karbondioksit ve
suya dönüşmemiş laktik asiti yeniden glikojene dönüştürerek metabolizma çevrimine katmak için kullanıldığını açıkladı. Aynı olguyu inceleyen ve glikojenin laktik asite dönüşümündeki ara ürünlerden bazılarını belirleyen Alman fizyolojik kimya uzmanı Gustav Georg Embden’in (1874-1933) bulgularını da değerlendiren Meyerhof, glikojenin oksijensi bir tepkime süreciyle laktik asite dönüşmesini “glikoliz” terimiyle adlandırdı ve organizmadaki enerji dönüşümünün kapalı bir çevrim olduğuna ilk kez dikkati çekerek bu dönüşümün ara basamaklarım tanımladı. Bugün “Embden-Meyerhof süreci” adıyla bilinen bu dönüşüm çevrimi, Meyerhof’a. Nobel Ödülü kazandırırken, karbonhidrat metabolizmasının gizlerine ışık tutacak yeni araştırmaların da başlangıcı oldu. Önceleri bu anaerobik süreçte bakterilerin rol oynadığını düşünen Meyerhof’un, sonradan glikojenin oksijensiz ortamda laktik asite dönüşümünden bazı özel enzimlerin sorumlu olduğunu göstermesi, ardından adeno-zin trifosfat (ATP) ve adenozin difosfat (ADP) gibi fosfatlı bileşiklerin enerji metabolizmasındaki temel işlevinin açıklanmasıyla bu yaşamsal etkinliğin tüm basamakları belirlenmiş ve biyokimyada önemli bir dönüm noktası aşılmıştı.
• YAPITLAR (başlıca): Chemical Dynamics of Life Pheno-mena, 1925, (“Yaşam Olgusunun Kimyasal Dinamiği”); Die chemischen Vorgange im Muskel, 1930, (“Kaslardaki Kimyasal Süreçler”); Chimie de la contraction musculaire, 1933, (“Kas Kasılmasının Kimyası”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi