MAHMUD I (1696-1754)
Osmanlı padişahı. Lâle Devri’nde başlayan yenilikleri sürdürmeye çalışmış, İran, Rusya ve Avusturya’ya karşı yürütülen savaşlarda başarılar kazanmıştır.
2 Ağustos 1696’da İstanbul’da doğdu, 13 Aralık 1754’te aynı kentte öldü. II. Mustafa’nın oğludur. 22 Ağustos 1703’te tahttan indirilen babasıyla birlikte hapsedildi. Daha sonra amcası III. Ahmed tarafından sarayda yetiştirildi. Patrona Halil ayaklanmasıyla tahttan indirilen III. Ahmed’in yerine, 1 Ekim 1730’da tahta çıktı. Devletin kilit noktalarına kendi adamlarım yerleştiren ve kimi ulema ve devlet adamlarınca da desteklenen Patrona Halil ve yandaşlarını 15 Kasım 1730’da öldürterek etkinliklerine son verdi. 25 Mart 1731’deki yeniçeri ve cebeci ayaklanması ve 2 Eylül’deki yine bunlann ayaklanma girişimi bastırıldıktan sonra, doğuda İran’la süregelen savaşlara ağırlık verdi. 30 Temmuz 1731’de Kirmanşâh, 16 Eylül’de Kûrican, 18 Eylül’de Hemedan, 15 Kasım’da Urmiye, 4 Aralık’ta Tebriz alındı. 10 Ocak 1732’de
II. Tahmasb’la yapılan Ahmed Paşa Antlaşması ile, savaşla alınan Tebriz, Erdelan, Kirmanşâh, Hemedan, Huveyze, Lûristan İran’a verilirken Aras nehri sınır alınarak, İran’ın elindeki Revan, Gence, Tiflis, Şirvan, Şemahî, Dağıstan Osmanlılar’a bırakıldı. Tebriz’in verilmesine karşı çıkan I.Mahmud, 6 Ekim 1732’de İran’a yeniden savaş açtı. Antlaşmayı beğenmeyen Nadir Han da 1733 başlarında Erbil’i alarak, Kerkük’e yürüdü. 12 Ocak’ta Bağdat’ı kuşattı ama yenilerek 20 Temmuz’da geri çekildi. Osmanlılar’a geçen Tebriz’i geri aldıktan sonra Bağdat’ı yeniden kuşattı. 28 Ağustos’ta Şirvan ve Şemahî’yi, Kasım’da Kerkük, Şehrizur ve Derne’yi aldı. 14 Haziran 1735’te Osmanlı ordusunu Arpaçay’da yenerek Gence, Tiflis ve Revan’a girdi. Osmanlı-Rus ilişkilerinin gerginleştiği bu sırada, Nadir Han’ın yaptığı barış önerisi uygun bulunarak görüşmelere başlandı.
Ruslar, 30 Mart 1736’da Azak Kalesi’ni kuşatarak Kırım içlerine değin ilerlediler. Osmanlı Devleti 2 Mayıs’ta savaş ilan etti. Rus orduları 13 Temmuz’da Azak Kalesi’ni, ardından Gözleve, Kılburnu ve Kırım’ın kilit noktası sayılan Urkapı’yı işgal ettiler.
Osmanlı-İran barış görüşmeleri bu sırada sonuçlanarak 24 Eylül 1736’da İstanbul Antlaşması yapıldı. Osmanlı Devleti, Rus-İran ittifakına son verilmesi, Ruslar’ın Dağıstan’a karışmamaları koşuluyla, 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması’yla saptanan sınırları kabul etti. Safevîler yerine Afşar hanedanını tanıdı.
Haziran 1737’de Avusturya Rusya’yla birlikte genel bir saldırıya geçti. Niş’i, Banyaluka ve İzvor-nik’i ve Bükreş’i aldı. 11 Temmuz’da Ozi Kalesi Ruslar’a geçti. Osmanlı ordusu, Ağustos’ta Banyalu-ka’yı, Ekim’de Niş’i, 1738 ortalarında Muhadiye ve Semendire’yi geri alarak, Oskola ve Adakale’yi kuşattı, Tamışvar’a akınlar yaparak, Şebeş ve Legos kalelerini yakıp yıktı. 17 Ağustos 1738’de Adakale alındı. Turla’yı geçmek isteyen Ruslar, Temmuz 1738’de engellendi ve Kınm açıklarındaki donanmaları yenilgiye uğratıldı. Özi ve Kılburnu kaleleri geri alınarak Banyaluka, İzvornik ve Öziçe bölgelerinde üstünlük sağlandı. 1739’da Polonya, İsveç ve Prusya ile Os-manlı Devleti arasında başlayan ticari işbirliği yakınlaşması siyasi dengeyi Osmanlılar lehine etkiledi. Osmanlılar’ın 25 Temmuz 1739’da Belgrad’ı kuşatması üzerine Avusturya, Fransa’nın aracılığıyla barış istedi. 1 Eylül 1739’dan geçerli olmak üzere imzalanan Belgrad Antlaşması’na göre, Avusturya, Banat yaylası dışında, Pasarofça Antlaşması’yla aldığı yerleri Osmanlı Devleti’ne bıraktı. Bu sırada Prut’u geçerek Yaş’ı alan Rusiar da Avusturya’nın çekilmesi ve diğer Avrupa devletleriyle Osmanlılar arasındaki olumlu ilişkilerin de dayatmasıyla Fransa aracılığıyla barış görüşmelerine katıldılar. 18 Eylül 1739’da kesinleşen Belgrad Antlaşması’na göre Ruslar Azak Denizi ve Karadeniz’de ticaret ve savaş gemisi bulundurmayacak, kalesi yıkılmak koşuluyla Azak kendilerinde kalacak, Osmanlı Devleti, Rus çarlarını imparator olarak tanıyacaktı.
4 Ocak 1740’ta Osmanlı-İsveç İttifak Antlaşması yapıldı. Barış görüşmelerine aracılık eden Fransa’ya 30 Mayıs 1740’ta yeni ticari haklar tanınarak, kapitülasyonlar yenilendi. Avrupa devletleriyle ilişkilerinde göreceli bir denge ve barış ortamını kuran Osmanlı Devleti, Hindistan seferinden dönen Nadir Şah’la yeniden savaşa tutuştu. Nadir Şah 29 Mayıs 1743’te Irak’a girerek, 23 Haziran’da Hille’yi, Temmuz’da Kerkük’ü aldı, 26 Eylül’de Musul’u, Temmuz 1744V de Kars’ı kuşattı. 9 Ekim 1744’e değin uzayan savaşlar sonunda geri çekilmek zorunda kalan ve 10 Ağustos 1745’te Revan yakınında kuşatılan Nadir Şah’la 4 Eylül 1746’da, 1639 Kasr-ı Şirin ve 1736 İstanbul Antlaşması’nı temel alan bir antlaşma yapıldı.
I. Mahmud, Avusturya, Rusya ve diğer Avrupa devletleriyle dostluk antlaşmalarını yeniledi. Bundan sonra içerde saray ağaları olayı, Anadolu’da eşkiya hareketlerinin bastırılması, Şam’da Seyyid Fethî’nin öldürülmesi, Niş kalesi yeniçerilerinin ayaklanması, Necd’deki Vehhabî sorunlarıyla uğraştı. Askeri ıslahatın gereğine inanmakla birlikte ayaklanmalarından çekinerek yeniçeri ve kapıkulu ocaklarına dokunamadı. Humbaracı Ocağı’nı kurdu. Lâle Devri’nde başlayan yenilik hareketlerini sürdürmeye çalıştı. Şair ve iyi bir bestekâr olan I. Mahmud’un günümüze değin gelen besteleri vardır.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi