LOUIS XIV (1638-1715)
Fransa kralı. Mutlakıyet yönetimini güçlendirmiş, hegemonyacı bir dış politika izlemiş, sanat ve edebiyatta bir yükseliş çağı başlatmıştır.
5 Eylül 1638’de Saint-Germain-en-Laye’de doğdu, 1 Eylül 1715’te Versailles’da öldü. Büyük Louis ve Güneş Kralı olarak da anılır. Fransa Kralı XIII. Louis ile Avusturyalı Anna’nın uzun bir bekleyişten sonra doğan ilk oğludur. XIII.Louis Mayıs 1643’te ölünce beş yaşındayken tahta çıktı. Yaşının küçüklüğü nedeniyle naibe sıfatıyla yönetimi üstlenen annesi, yönetimi âşığı başbakan Mazarin’in eline bıraktı. Mazarin, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’na karşı uzun zamandır sürdürülen Otuz Yıl Savaşı ile 1635’te başlayan İspanya Savaşı’nı 1648’de Westfalya 1659’da da Pireneler barış antlaşmalarıyla sonuçlandırarak Fransa’ya büyük bir askeri ve diplomatik zafer kazandırdı. Bu zaferi XIV. Louis’yi İspanya Kralı IV.Felipe’nin kızı Avusturyalı Maria Theresa ile evlendirerek pekiştirdi. Ayrıca Parisli soyluların 1648’de başlattıkları Fronde ayaklanmasını da 1653’te bütünüyle bastırdı.
Fronde ayaklanması nedeniyle Paris’ten uzaklaşmak zorunda kalan XIV.Louis, 1660’ta Paris’e döndü. Ertesi yıl Mazarin’in ölmesi üzerine başbakanlık sistemini kaldırdığını ve yönetim işlerinin sorumluluğunu üstlendiğini açıkladı. Üyelerini kendisinin atadığı Yüksek Konsey’i kurarak bu konsey aracılığıyla bütün yetkileri elinde topladı. Konseyde yer alan Le Tellier’yi askeri işleri, Colbert’i iktisadi işlerin yanı Sıra din, kültür, denizcilik ve sömürgelere ilişkin işleri, Fouquet’yi ise mali işleri yürütmekle görevlendirdi. Güvensizlik duyduğu bu sonuncu danışmanın yerine 1671’de Le Tellier’nin oğlu Louvois’yi getirdi. Dönemin Avrupa’sının en büyük düzenli ordusu olan Fransız ordusunda güçlü bir disiplin anlayışı kurdu ve sömürgeler için yeni bir donanma oluşturdu. Sanayiyi ve ticareti destekleyerek ekonomiyi canlandırmaya çalıştı. Ancak 1681’den sonraki ağır savaş harcamaları, iktisadi yaşamın durgunluğa girmesine ve özellikle köylülerin ağır vergiler altında ezilmelerine yol açtı. Sanatçılar ve yazarları koruyarak Fransa’da parlak bir kültürel çağın doğmasına ön ayak olan XIV.Louis, Moliere, Corneille, Racine, La Fontaine gibi ünlü yazarlara destek oldu. 1663-1671 arasında çeşitli güzel sanatlar, edebiyat ve mimarlık akademileri kurdu. Jean-Baptiste Lully’nin saray bale ve operasını kurmasına yardımcı oldu. Louvre Sarayı’nın ardından Motel des Invalides ve Versailles gibi görkemli yapılar inşa ettirdi. Debdebeli saray yaşantısı için daha uygun bulduğu Versailles’ı 1685’te sürekli ikametgâhı yaptı.
Dış politikası
Büyük bir imparatorluk kurma amacında olan XIV.Louis, iktidar süresince komşularına karşı saldırgan bir dış politika izledi. Bu politikası sonucu eski gücünü yitirmekte olan Ispanya’ya, İngiltere Kralı II.Charles’a, Alman ve İtalyan prenslere boyun eğdirdi. 1665’te kayınabası IV.Felipe’nin ölmesi üzerine İspanyol Hollandası (bugün Belçika) üzerinde hak iddia ederek 1667’de Hollanda’ya karşı Veraset Hakkı Savaşı’nı başlattı. Savaşta Hollanda ile ittifak kuran politikası İngiltere ve İsveç’le 1668’de imzaladığı Aix-la-Chapelle Antlaşması ile İspanyol Hollandası’nın stratejik öneme sahip bazı kentlerini ele geçirdi. Ardından 1672’de Fransa’nın en güçlü ticari rakibi olan Birleşik Eyaletler’e (Hollanda) karşı bir sefere çıktı. Kısa zamanda elde ettiği zafere dayanarak ağır istekler öne sürünce, İspanya ile ittifak kuran Avusturya İmparatoru I.Leopold ile savaşa tutuştu. Ancak 1678’de İngiltere’nin de bu ittifaka katılması tehlikesi belirince isteklerinden vazgeçerek uzlaşma yoluna gitti. 1678-1679 Nijmegen antlaşmaları ile İspanyol Hollandası’nda ve Franche-Comte’de yeni topraklar kazandı. Bir süre sonra Alsace’a ve Ren Irmağı’nın doğu yakasındaki topraklara göz diken XIV. Louis, 1681’de Strassburg’u (bugün Fransa’da Strasbourg) ele geçirdi. 1682’de Lüksemburg’a karşı saldırıya geçerek, bir yıl süren bir savaştan sonra bu önemli bölgeyi de topraklarına kattı. 1684’te I.Leopold ile Regensburg Ateşkesi’ni imzalayarak, ele geçirdiği topraklara yirmi yıl boyunca sahip olmak koşuluyla savaşa ara verdi.
XIV.Louis’nin tüm bu askeri başarılarına karşın, siyasi koşullar giderek Fransa’nın aleyhine gelişmekteydi. Avrupa’nın her yanında XIV.Louis’nin hegemonyacı tutumuna karşı büyük bir tepki doğmaya başlamıştı. Almanya’nın güneyi Fransa’nın etkisinden çıkmaya başlamış, Türkler’in Viyana Kuşatması’m kırarak Macaristan’ı geri alan Habsburg hanedanının etkisi altına girmeye başlamıştı. Ekonomisi giderek güçlenen İngiltere Krallığı’nın başına ise Fransa yanlısı Stuart hanedanını deviren III.William fOrange’lı] geçmişti. XIV.Louis’nin 1685’te Protestanlar’a inanç özgürlüğü ve bir dizi hak tanıyan Nantes Fermanı’m yürürlükten kaldırmasının ardından, 1686’da İngiltere, İspanya, İsveç, Hollanda ve bazı Alman prensliklerinin Augsburg Birliği adıyla Fransa’ya karşı kurdukları siyasi ittifak, 1689’da askeri bir ittifaka dönüştü. Aynı yıl başlayan Augsburg (Büyük İttifak) savaşı Fransa’yı yıpratmaya başlayınca, XIV.Louis 1697’de toprak isteklerinden vazgeçerek Rijswijk Barış Antlaşması’nı imzaladı.
Bundan sonra güç dengesini korumaya yönelik bir dış politika izlemeye çalıştı. Ancak varisi’olmayan İspanya Kralı II. Carlos’un (1661-1700) ölümünden sonra, vasiyeti gereği İspanya tahtına XIV.Louis’nin torunu V.Felipe’nin geçmesi, tahta oğlu arşidük Karl’ın (1685-1740) geçmesini isteyen Avusturya İmparatoru I.Leopold’ün tepkisine neden oldu. XIV. Louis’ye karşı birleşen Avusturya, İngiltere, Birleşik Eyaletler, Alman prensleri ve sonradan bu ittifaka katılan Portekiz ve Savoie ile Fransa arasında 1701’de başlayan İspanya Veraset Savaşı 1714’e değin sürdü.
XIV.Louis’nin savaşa son verme çabaları I.Leopold’ ün ölümünden sonra Avusturya imparatoru olan
I.Joseph’in (1678-1711) bunu kabul etmemesi yüzünden sonuç vermedi. I.Joseph’in 1711’de ölmesiyle
VI.Karl adıyla Avusturya tahtına çıkan arşidük Kari ise XIV.Louis ile barış yapmayı kabul etti. 1613’te imzalanan Utrecht ve 1714’te imzalanan Rostatt antlaşmalarıyla Avusturya, V.Felipe’nin İspanya kralı olmasını onayladı; karşılığında İspanya, Avusturya’ ya İtalya ve Hollanda’daki topraklarını bıraktı.
Din politikası
Uyruklarını kendisine bağlamak için koyu Katolik bir tutum takınan XIV.Louis’nin, 1685’te Nantes Fermanı’nı yürürlükten kaldırması Calvinist Protestanları kitle halinde göçe zorladı. Bu olaydan bir süre sonra kendisine karşı bir tehdit oluşturmaya başlayan aşırı tutucu Katolik Jansenist tarikatıyla uğraşmak zorunda kaldı. Zaman zaman baskılarla sindirmeye çalıştığı bu tarikatı sonunda 1709’da papa XI.Clemens’in bir fermanına dayanarak dağıttı. Bu arada Korsikalı muhafızların elçisine hakaret ettiği gerekçesiyle 1664’te papa VII.Alexander ile, daha sonra da din görevlilerinin atanması konusunda papa XI.Innocentius ile sürtüşmeye girdi. 1682’de Fransız Katolik Kilisesi’nin Papalık’tan bağımsız davranabileceğine ilişkin Dört Madde Bildirgesi’ni çıkararak çatışmayı Papalık’tan kopmanın eşiğine getirdiyse de, 1693’te karşılaştığı dış güçlüklerin etkisiyle bu kararından döndü.
XIV.Louis iktidarı süresince saray çevresinin ve hatta ailesinin yönetimde etkili olmasına izin vermeyerek mutlak otoritesini kurmuş; mutlakiyet yönetimini ve merkezi devlet bürokrasisini güçlendirmiştir. 1715’te öldüğü zaman kendisinden sonraki iki kuşak hayatta olmadığından yerine torununun beş yaşındaki oğlu XV.Louis geçmiştir.
• YAPITLAR (başlıca): Oeuvres, J.Longnon (der.), (ö.s.), 1927, (“Yapıtlar”).
• KAYNAKLAR: P.Erglangen, Louis XIV, 1965; J.Roujon, Louis XIV, 1943; F.M.Voltaire, Le siecle de Louis XIV, 2 cilt, 1751; J.B.Wolf, Louis XIV, 1968.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi