Yapımcılık (Konstrüktivizm)
Yapımcılık, I.Dünya Savaşı’ndan sonra SSCB’ de geliştirilerek öteki ülkelere de yayılan sanat akımıdır. Yapımcılık iki SSCB’li heykelci olan Naum Gaho ve Antoine Pevsner kardeşlerin yapıtlarından ve kuramsal çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Bu sanatçılar 1920’de Yapımcılık’ın ilkelerini belirleyen bir bildiri yayımlamışlardır. Yapımcı sanatçılar bir resim ya da heykel oluşturmak yerine, mekân içinde bir yapım (konstrüksiyon) oluşturmayı amaçlarlar. Resimde daha çok geometrik biçimler arasındaki ilişkileri araştıran Yapımcılık, heykelde kitle ile boşluk arasındaki oranlarla estetik bir etkiye ulaşmak ister. Mimarlıkta ise, bu alandaki üç bileşen olan, biçim-işlev-yapım’dan üçüncüsünün vurgulandığı bir görünüm alır. Yapılarda yapımın açıkça gösterilerek ön plana çıkarıldığı, hatta salt yapımdan oluşan yapıların önerildiği tasarımlar bulunmaktadır.
Yapımcı sanatçılar eğik, çapraz düzenleme ve yerleştirmeler kullanarak yapıtlarında gerilimi yüksek bir hareketlilik etkisi elde etmişlerdir. Yapımcılık, heykelde geleneksel malzeme ve biçimlendirme yöntemleri yerine çeşitli madenler, cam, plastik ve naylon gibi teknoloji çağının ürünü malzemelerle kimi endüstriyel üretim yöntemlerini kullanmasıyla da yenilik getirmiştir.
Sanatta devrimi amaçlayan bir akım olmasına karşın, Yapımcılık SSCB’de benimsenmemiştir. Akımın öncüleri düşüncelerini gittikleri ülkelerde uygulamaya çalışmışlar, böylece de çağdaş sanat ve mimarlığı etkilemişlerdir.
Gabo ve Pevsner’in bildirisinden sonra mimar El Lizitski’nin 1922’de Berlin’de yaptığı çalışmalar Yapımcılık’ı uluslararası düzeye çıkarmıştır. Yapımcılar’ın Almanya’da zamanın en ilerici tasarım okulu olan Bauhaus’un öğretmen ve öğrencileriyle ilişkileri olmuştur. Hollanda’da ise De Stijl akımının kurucusu T. van D’oesburg ile bu akıma bağlı C.v. Eesteren, G.T.Rietveld, PMondrian ve Georges Vantongerloo (1886-1965) gibi sanatçı ve mimarlar yapımcı düşüncelere yakınlık duymuşlar, bu akımın öncüleriyle birlikte çalışmalar yaptıkları gibi, yazılarıyla da desteklemişlerdir. Yapımcılık, çağdaş yaşamda makinelerin önemini vurgulaması, makinelerin de bir estetiği olduğunu söylemesiyle Fransız mimarı Le Corbusier’nin düşüncelerine de yaklaşır.
Ressamların ve heykelcilerin Yapımcılık ilkelerini vurguladıkları yapıtları olmasına karşın, yapımcı mimarların ilginç tasarımlarından pek azı uygulanmıştır. Uygulanmayanlar arasında heykelcilikten mimarlığa yönelmiş Rus sanatçısı V.E.Tatlin’in 1920’de Moskova’da toplanan Üçüncü Enternasyonal için tasarladığı anıt da vardır.Eğik ve sarmal bir biçimde 400 m’ye dek yükselen çelik taşıyıcıların oluşturduğu bu anıtın altında toplantı salonları vardır. Lizitski’nin Lenin İçin Konuşma Kulesi, Vesnin kardeşlerin Leningrad’ta Pravda Gazetesi, /./. Leonidov’un Lenin Enstitüsü, Marcel Breuer’in Harkov Tiyatrosu ve J.Çemikov’un çeşitli sanayi yapılarına ilişkin tasarımlan uygulanmamış olan, ama mimarlıkta yapımcı yaklaşımı en iyi yansıtan örneklerdir. Yapımcılık, amaca uygun bir yapımın güzel bir mimarlığın oluşmasını sağlayacağına ilişkin kimi düşüncelerle günümüz mimarlığında da yaşamaktadır. İtalyan mimarı P.L.Nervi’nin düşünceleri bu doğrultudadır. Yapımcılığın Türk sanatı ve mimarlığı üstünde önemli bir etkisi olmamıştır. Kimi yapıtlarda bu akımın ilkelerini anımsatacak izlere rastlanırsa da, genelde ağırlığı olan bir eğilime dönüşmemiştir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi