Abdurrahman Nurettin Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

ABDURRAHMAN NUREDDİN PAŞA (1836-1912)

Osmanlı sadrazamı. Onüç yıl sürdürdüğü adliye nazırlığı sırasında önemli yasal düzenlemeler yapmıştır.

Kütahya’da doğdu. İstanbul’da öldü. Eski valilerden Germiyanoğlu Hacı Ali Paşa’nın oğludur. Özel öğrenim gördü. Babasının valilik yaptığı Şam, Cidde ve Şehrizor’da divan kâtipliği ve kethüdalık görevlerini yürüttü. Daha sonra mali alanda çalışmaya başlayıp 1860’ta Hicaz’a para ve zahire şevkinde, 1861’de de Köstence ve İzmir’de âşar (ürün vergisi) toplanmasında memurluk yaptı. 1864’ten sonra idari görevler alarak Varna ve Niş mutasarrıflığı ile Tuna, Ankara, Bağdat valiliklerinde bulundu.

1881’de Trablusgarb valiliğine atanması üzerine II. Abdülhamid’e bir itiraz mektubu sundu. Abdurrahman Paşa’nm doğrudan kendisine başvurmasından hoşlanan padişah atamayı geri alarak onu bayındırlık işleriyle ilgili bir komisyon üyeliğine atadı. Bir süre sonra önerilen sadrazamlık görevini, idari görevlerde bulunmuş olmakla birlikte, daha önce Babıâli’de çalışmadığı ve gerek iç, gerek dış siyaset alanlarında deneyimsiz olduğu gerekçesiyle kabul etmek istemedi. Buna karşın 1882’de sadrazamlığa getirildi. Ancak Mısır’da patlak veren ayaklanmaya asker göndermek konusunda padişahla aralarında anlaşmazlık çıkması üzerine, 70 gün sonra istifa etti.

Kastamonu, Aydın ve Edirne valiliklerinde bulunduktan sonra 1895’te adliye nazırlığına getirildi. II. Abdülhamid döneminde yeniden düzenlenen yasa, tüzük ve yönetmeliklerin etkin biçimde uygulanmasında önemli katkısı oldu. Bu yasalarla, adliye örgütünün yaygınlaştırılması, yargılama sürecinin hız kazanması, daha yetkin yargıçlar yetiştirilmesi ve yargılama örgütünün belli bir ölçüde de olsa yönetimin baskısından kurtulması amaçlanıyordu. Yaklaşık onüç yıl adliye nazırlığı yapan Abdurrahman Nureddin Paşa, görev süresince adliye örgütünün yolsuzluklardan temizlenmesine, yargıçların ve memurların dürüstlüklerine ve başarılarına göre yükselmeleri ilkesinin yerleşmesine çalıştı.

Atama ve yükselmelere ilişkin zaman zaman saraydan gelen baskılara da karşı koydu. Ama, Osmanlı ülkesinde adaletin iyi işlemediğini ileri sürerek hukuki kapitülasyonları genişletmek isteyen Batılılar’m baskılarına tepki olarak adalet işlerine önem veren padişah, bu sürtüşmelere karşın onu görevden almadı. 1901’de Halil Rıfat Paşa’nın hastalanması üzerine sadrazamlığa vekâlet etti. Halil Rıfat Paşa ölünce sadrazamlık önerildi. Padişaha, mali sorunlara ve sadrazamın yetkilerine ilişkin görüşlerini bildiren bir mektup yazarak, Babıâli’nin, Abdülhamid döneminde azalan gücünün ve saygınlığının geri verilmesini istedi. Abdurrahman Paşa’nm ileri sürdüğü koşullardan kuşkuya kapılan Abdülhamid, sadrazamlığı Said Paşa’ya verdi. Ama Abdurrahman Paşa’ yı adliye nazırlığı görevinde bıraktı.

1907 Şubatı’nda Kuruçeşme’deki yalısını onartmak için borçlanınca, Üsküdar ile Kadıköy’ün tramvay ve elektrik imtiyazını almak istedi. O zamana değin saraya yakın kişilerin kullanageldikleri bu olanak, bu kez büyük tepkilere yol açtı. Abdurrahman Nureddin Paşa, Heyet-i Vükelâ’daki hakarete dek varan tartışmalardan sonra uzun süre toplantılara gelmedi. Ancak, Sadrazam Said Paşa’nın çağrısı üzerine, II. Meşrutiyet’in ilanının görüşüleceği toplantıya katıldı. Meşrutiyet’in ilanından sonra adliye nazırlığından alınarak, Meclis-i Vükelâ’ya atandı. 1908’de kendi isteğiyle emekli oldu. Uç ay sonra padişahın önerdiği Ayan Meclisi üyeliğini hastalığı nedeniyle kabul etmedi.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski