AKŞEMSEDDİN (1389-1459)
Osmanlı bilgin. İstanbul’un alınması sırasında ordu üzerinde olağanüstü etkili olmuştur.
Gerçek adı Şeyh Mehmed Şemseddin b. Hamza’ dır. Osmancık’ta doğdu. Göynük’te öldü. Çağından kalan kaynakların bildirdiğine göre babası Şahabeddin Sühreverdi soyundan Hamza’dır. İlköğrenimini Amasya’da gördükten sonra Haleb’e gitti; bir süre kalıp, ününü duyduğu Hacı Bayram Veli’den el almak üzere Ankara’ya döndü. Hacı Bayram Veli’nin ölümünden sonra, ondan esinlenerek, Bayramiye Tarikatı’nı kurdu. Kendisi de Bayramiye’ye bağlı olan Sultan II. Murad, Akşemseddin’i Edime Sarayı’na çağırarak oğlu Şehzade Mehmed’in [ Fatih] eğitimiyle görevlendirdi. İstanbul’un almışına değinil. Mehmed’ in yanında kaldı. İstanbul’un alınmasının bir Tanrı buyruğu, peygamber özlemi olduğu inancını orduda yayması savaşçılar üzerinde büyük etki yaptı. Savaş başarıyla sonuçlandıktan sonra, gördüğü bir düşte daha önce İstanbul’u kuşatan Arap ordusunda bulunan, peygamberin yakınlarından Eba Eyyubu’l-Ensa-ri’nin şehit düştüğü yerin kendisine gösterildiğini söyleyerek Eyub Sultan adı verilen ilçenin kurulmasını sağladı.
Akşemseddin, İstanbul’un almışından sonra bir süre sarayda II. Mehmed’in yakınları arasında kaldı. Koyu Şeriat yanlısı olup, tasavvufa karşı çıkan din bilginlerinin kışkırtmaları sonucu saraydan da, İstanbul’dan da ayrılmak zorunda kaldı; ölünceye değin bir daha İstanbul’a dönmedi.
Yaşamı boyunca sürdürdüğü çalışmaları iki yönlüdür. Biri, çağının bilimsel olanakları çerçevesinde tıp konularım içerir. Bu konuda İlk Çağ’dan başlayıp Orta Çağ boyunca sürüp giden bilim geleneğine uyarak ilaç yapımı, sağıltma, sağlık koruma üzerinde durdu. İlaç yapımında bitkilerden, köklerden yararlanma yöntemini uyguladı. Yararlandığı bitkiler ve uyguladığı ilaç yapma yönteminin kendi buluşu olduğu sanılmıştır; oysa Dr. A.A. Adıvar Osmanlı Türklerinde ilim adlı yapıtında kaynakları karşılaştırarak bunun yanlış olduğunu ve bu bilgilerin sonradan Paracelsus’tan çevrilen bir kitaptan aktarılarak Akşemseddin’inmiş gibi gösterildiğini, ortaya koymuştur.
Akşemseddin’in etkisi, ikinci kurucusu olduğu Bayramiye Tarikatı dolayısıyla çağlarca sürmüş, oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Sonradan Akşemseddin hakkında yazılan kitaplarda onunla ilgili olağanüstü olayların yer alması, Anadolu insanının sevdiği bir kimseyi yaşatmasında uyguladığı yöntemin doğal sonucudur. İstanbul’da Fatih İlçesi’ne bağlı bir mahalleye ve yeni açılan bir caddeye Akşemseddin adı verilmiştir. Kimi kaynaklarda Akşemseddin adına yazılı şiirlerin bulunduğu görülmekteyse de, dil bakımından bunların 15. yy ortalarının özelliklerini taşımadığı anlaşılmaktadır.