ALFARO, Eloy (1842-1912)
Ekvadorlu devlet adamı. İki dönem devlet başkanlığı yapmıştır.
25 Haziran 1842’de Ekvador’un kıyı kesimindeki Manabi’de doğdu; 29 Ocak 1912’de Quito’da öldü. 22 yaşındayken siyasal çalışmaları yüzünden Panama’ ya sürüldü. Ekvador’daki muhalefet hareketlerinin örgütlenmesinde çalıştı. Çeşitli hükümetler döneminde gerilla hareketlerinin önderi olarak ortaya çıktı.
1870’lerde Ekvador’un dünya pazarına açılması, kıyı bölgelerinin önem kazanmasına ve buralarda güçlü olan liberallerin ülke ekonomisinde de söz sahibi olmalarına yol açmıştı. Liberaller, hem dağlık bölgelere egemen olan muhafazakârlara, hem de kilisenin baskısına karşı çıkan bir siyaset izliyorlardı.
1895’te Liberallerle Muhafazakârlar arasındaki koalisyon dağılınca, iktidarı tek başlarına ele geçirmek isteyen liberaller, askeri bir öndere ihtiyaç duydular. “Yaşlı Savaşçı” adıyla anılan Alfaro, liberallerin başına geçti ve bir yıl süren bir iç savaştan sonra ordusuyla Quito’ya girerek ülke yönetimini eline aldı.
Alfaro, 1895-1901 ile 1906-1911 arasında iki kez devlet başkanlığı yaptı. 1897 Anayasası’nın ardından cumhurbaşkanı seçildi ve “Büyük Milli Şef” sanını aldı. Alfaro’nun amaçları arasında, anayasanın uygulanmasını sağlamaya yönelik önlemler alınması, kişi hak ve özgürlüklerinin tanınması, yabancı sermayenin teşvik edilmesi, yeni okullar açılması, halk sağlığının korunması ve yerlilerin yaşam koşullarının düzeltilmesi vardı. Kilisenin gücünü azaltmak istemesi şiddetli tepkiye yol açtı. Başpiskoposun da onayıyla siyasete bulaşmış din adamlarının yetkileri kısıtlandı. Ardından kiliseyi yeniden örgütlemek istemesi, dinsizlikle suçlanmasına neden oldu.
Alfaro’nun başkanlığı döneminde Ekvador’da dinsel inanç özgürlüğü tanındı ve resmi dinin Katoliklik olduğu maddesi anayasadan çıkarıldı. Kiliseye ödenen vergi kaldırılarak, kilise mallarının bir bölümüne el kondu. Resmi nikah ve cenaze töreni yasaları kabul edildi. Basın üzerindeki denetim azaltıldı. Yapılan en önemli işlerden biri de Guayaquil’den Quito’ya dek uzanan demiryolunun tamamlanma-sıydı.
Tüm bu yapılanlara karşın Alfaro’nun yönetimi kişisel ve acımasızdı. Bu dönemde siyasi idamlar arttı. Büyük toprak sahiplerinin siyasal gücü azaltıldı, buna karşılık kıyı bölgesi oligarşisi güçlendi. Seçim oyunları ve akraba kayırmaları kurumsallaştı. Liberal yönetim, geniş halk kesimlerine, özellikle de yerliler ve köylülere bir yarar sağlamıyordu.
Alfaro, 1911 seçimini kazanan adaya iktidarı bırakmak istemediği için, muhafazakârlar ve kendisine muhalif liberallerin koalisyonu tarafından yandaşlarıyla birlikte sürgüne yollandı. Dört ay sonra yeni başkan ölünce ülkesine gelerek yeniden iktidarı almak istedi, ama başarılı olamadı. Yandaşlarıyla birlikte tutuklanarak Quito’da bir cezaevine kapatıldı. 1912’de, dinci bir grup cezaevini basarak, Alfaro ve arkadaşlarını sokaklarda sürükleyip parçaladıktan sonra yaktılar. Alfaro’nun yandaşları uzun yıllar Ekvador siyasal yaşamındaki etkinliklerini sürdürdüler.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi