ABBE, Ernst (1840-1905)
Alman fizikçi ve sanayici. Modern mikroskopu ve optik mühendisliği kavramım geliştirmiştir, işçileri için öngördüğü sosyal güvenlik sisteminin kurumsallaşmasına çalışmıştır.
23 Ocak 1840’ta Almanya’nın Thuringia bölgesinin Eisenach kentinde doğdu. Babası bir dokuma işçisiydi. Bu nedenle, 14-16 saatlik bir işgününün getirdiği sorunları yakından izleyerek büyüdü. Göttingen ve Jena üniversitelerinde öğrenim gördü. Jena Üniversitesi Fizik Fakültesi’ne 1863’te öğretim görevlisi olarak girdi, 1870’te profesörlüğe yükseldi. 1878’de de, aynı üniversiteye bağlı gözlemevinin yöneticiliğine getirildi. 1875’te Jena Üniversitesi için optik aletler üretmekte olan sanayici Cari Zeiss ile taniftı. Aralarındaki işbirliği kısa sürede ortaklığa dönüştü ve Zeiss fabrikaları dünyanın savılı büyük kuruluşlarından biri durumuna geldi. Abbe 14 Ocak 1905’te Jena’da öldü.
17. yy’da gelişme yoluna giren mikroskopta kullanılan mercekler beyaz ışığı renklerine ayırıyor, bu nedenle görüntü netliği sağlanamıyordu. 1830’da sorunu ilk kez kuramsal yönden inceleyen Ingiliz optikçi Lister, iki ayrı merceği tek mercek gibi kullanarak, beyaz ışığın kırınımıyla ortaya çıkan dalgabovu farklı iki rengi (genellikle mavi ve kırmızı) tek bir odağa getirmeyi başardı. Ancak bu akromatik (renksemez) objektifte de tam bir görüntü netliği yoktu.
Apokromatik merceğin bulunuşu
Abbe’nin kuramsal bilgisinin, kendi pratik bilgisini tamamlayacağını düşünen Zeiss, ona devrin en iyi optik aletlerini ürettiği fabrikasında araştırma müdürlüğü teklif etti. Kullandıkları optik camların yetersizliği nedeniyle ilk zamanlar pek bir gelişme sağlanamadı. 1879’da Abbe, litvumlu camlar üzerinde çalışmakta olan Otto Schott’la tanıştı. 1884’te ortaklığa katılan Schott, bir süre sonra bu kez borat ve fosfatlı camlar yaptı. Bu camlar, o dönemde kullanılmakta olan ortası geniş billur merceklerden daha değişik özellikler taşıyordu. Nitekim, bu yeni camlardan yararlanan Abbe, 18S6’da ışığın birincil ve ikincil kırınımlarını ortadan kaldıran apokromatik mercekleri geliştirmeyi başardı. Bu tip mercek sisteminde, odak uzaklığı akromatik sistemle aynı, fakat, merceğin çapına bağlı olan sayısal açıklık daha fazladır.
Abbe, en büvük buluşu sayılan apokromatik objektiften önce de mikroskobun ayırma gücünü artırmak için yeni sistemler denemiş ve immersiyonlu objektifi geliştirmişti. Sekiz mercekten oluşan bu objektifte, nesneye en yakın olan merceğin üstüne sedir ağacı yağı damlatılır. Kırma indisi cammkıyle aynı olan bu yağ damlası .sayesinde, görüntüde, merceğin yapısından ileri gelen küresel sapınç giderilmiş oluyordu. Görüntüyü daha da netleştirmek için ışığı, incelenen nesnenin üzerinde yoğunlaştırmak gerektiğini düşünen Abbe, bir kondansör mercek kullanarak bu sorunu da çözdü (1872). Abbe, bütün buluşlarını kuramsal düzeyde de ispatlamış ve bu kuramsal yaklaşımı Zeiss şirketindeki üretim sürecinin bir parçası haline getirerek optik mühendisliği kavramını geliştirmiştir. Işık sapıncını önleyerek net bir görüntü elde edebilmek için, “aplanetizm” ya da “Abbe sinüs şartı” olarak bilinen formülü ortaya atmış, yaptığı hesaplamalar sonucu mikroskop merceklerinin büyütme sınırları anlaşılabilmiştir. Abbe bütün bu çalışmalarıyla modern mikroskopun yaratıcısı olarak bilinir.
Zeiss’m ölümünden sonra, uluslararası ün kazanmış bu şirketin tek sahibi durumuna gelen Abbe, 1891’de kuruluşu, bilimsel araştırmalar ve sosyal gelişme hizmetlerinde bir fona dönüştürdü. O dönemde Alman sanayii en parlak devrini yaşıyordu. Ancak işçilerin çalışma saatleri çok fazlaydı. Ortaklığa katıldığı günden beri işçi haklarının savunucusu olarak tanınan Abbe, birtakım sosyal yardım kuruluşlarınca oluşturulan emeklilik fonuna işçilerden zorunlu aidat kesilmesinin, onlarda her an işten atılma korkusu uyandırdığını öne sürdü. Bu nedenle kesenek zorunluluğunun kaldırılmasını istedi. Ayrıca, işçinin suçsuz olarak işten çıkarılması durumunda, kurulacak bir yardım sistemi ile desteklenmesini önerdi. 1896’da ise Zeiss Fonu’nu, işçilerin, yöneticilerin ve araştırmacıların kâra ortak oldukları bir kooperatife dönüştürdü. Bu arada, 500 işçilik fabrikada işgününü dokuz saate indirmişti. Üretimi aynı düzeyde tutabilmek için daha hızlı bir tempoyla çalışan işçiler başlangıçta oldukça zorlandılarsa da, sonunda, dokuz saatlik işgününde eskisinden daha verimli bir üretim gerçekleştirilebildi. (1900).
Daha sonra kabul edilen Alman İşçi Temsilcilikleri Yasası’nm hazırlanmasında, Abbe’nin “nitelikli işgücü için azaltılmış iş saati kuramı”mn ve çalışanlar arasında ırk, sınıf ve siyasal görüş ayrılığı gözetilmemesi konusundaki düşünce ve uygulamalarının etkisi olmuştur.
• KAYNAKLAR: F. Auerbach, Ernst Abbe, 1918; H. Weiss, Abbe und Ford, Kapitalistiscbe Utopien, 1927.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi