Form - Biçim (Felsefe) Nedir, Hakkında Bilgi

Biçim

Biçim (form), öz, töz ve tümeller gibi komşu felsefe kavramlarıyla yakından ilişkili bir varlıkbilim ilkesidir. Biçim nesnelerin tümel yönüdür (aspect). Tikel nesnelerin nitelikleri birarada bu nesnelerin biçimini oluşturur. Platon biçimi geniş bir anlamda kavrayarak bundan tikellerde ortak olan bütün tümel özellikleri anlamıştır. Platon’a göre, tümeller kavram olarak zihnimizde doğuştan (innata) vardır ve bu kavramların karşılıkları olarak da nesnel bir gerçeklik taşır. Öyle ki, tikellerin bilgisi bir kanı niteliğini aşmazken tümel gerçeklikler, yani form ya da idealar, gerçek bilgi nesneleridirler. Tikellerin özü tümel formlardır. Tikellerin sürekli değişim içinde bulunmasına karşın formlar soyut, saltık, kalıcı ve gerçektir. Tümel formlar gerçek tözleri oluşturur; nesnelerin evrensel örnekleridirler. Nesneller formlardan pay alarak, onlara benzeyerek varolur; formların yetkin olmayan kopyalarıdırlar. Nesnelerin, ilişkilerin, niteliklerin, eylem ve değerlerin formları, birarada, bir aşamalar bütünlüğü içinde evrenin gerçek ve evrensel varlığını ortaya koyar.

Aristoteles biçimin tikelden bağımsız ve ona öncel bir varlık taşıdığı düşüncesini yadsımıştır. Ona göre biçim Platon ’un dediği gibi nesnelerin özüdür, ancak tözle özdeş değildir. Biçim tikel olan tözden ayrılamaz, özdek ile birlikte tözii oluşturur. Biçim kazanmış olan töz bir tikel nesnedir. Form bir tikel nesnenin, bu anlamda, ondan ayrılmaz bir yönünü oluşturduğundan onun, tikelden soyut olarak, varlığından sözedi-lemez. Tanrı dışında salt form söz konusu değildir. Bir başka deyişle, biçim, bir nesnenin niteliklerini ve buna bağlı olarak, öziinü oluşturur; ancak nesnenin kendisindedir, ondan ayrılamaz. Böylece Aristoteles soyutu somuta bağlamıştır.

Biçimin tümel kavramıyla olan mantıksal ilişkisi, Orta Çağ skolastiğindeki gerçekçilik-adcılık çekişmesinde özgün görüşler ortaya koyan Roscelinus, Anselmus, Abaelardus ve Occam’lı William gibi filozofların bu konudaki tutumlarını belirler. Modem felsefenin ilk döneminde Francis Bacon”, biçimden nesnelerin doğasına temel olan yasaları anlamıştır. Nesnelerin, ya da özdeğin, bu anlamda biçimini bulmak, onların nedenini bulmaktır. Bunun yöntemi de tümevarımdır.

Biçim Kant’ta” ve ondan etkilenen felsefe sistemlerinde öznel bir ilke durumuna dönüşmüştür. Kant için biçim, anlığın duyuma uyguladığı bir düzen yapısıdır. Karmaşık bir çeşitlilik olarak anlığa giren duyum, burada “sezgi biçimleri” ile uzay-zaman içinde, “anlık biçimleri” ile de temel kategoriler çerçevesinde düzen bulur. Salt duyumun algı durumuna gelmesi ancak bu anlamda biçim kazanmasıyla olur. Böylece Kant’a göre, bilgi içeriğimizdeki biçim dış dünyanın bir yansısı olmak yerine anlığa özgü bir olgudur.

Çağdaş filozoflardan Wittgenstein için de bir nesnenin biçimi bir nitelikler kümesidir, ancak biçim aynı zamanda nesnenin başka nesnelerle biraraya gelerek durumlar oluşturabilme yetisidir. Nesneler biçimlerine bağlı olarak başka nesnelerle sınırlı sayıda durumlar oluşturabilir. Tümeller de bu nedenle nesnelerden bağımsız bir varlık taşımaz.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski