ACOSTA, Gabriel (1585-1640)
Portekizli düşünür. Ruhun ölümsüzlüğü inancına karşı çıkmış, din sorunlarının akılcı bir yöntemle eleştirilmesi geleneğini kurmuştur.
Oporto’da doğdu, Amsterdam’da öldü. Sonradan Katolik olan Yahudi bir ailenin oğludur. Çocukluğunda sıkı bir Katolik eğitimi gördü. Coimbra’da öğrenimini bitirdikten sonra küçük bir manastıra kapandı. Burada Incil üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu, Yahudilik’e yönelince, ailesini de buna inandırmaya çalıştı. Ailesi dinsel inançları nedeniyle kovuşturmaya uğramaktan korkarak Amsterdam’a sığındı.
Acosta Amsterdam’da Yahudi ayinlerinin ve öbür dinsel uygulamalarının Incil’e uymadığı, gereksiz katılıklarla dolu olduğu kanısına vardı. Hahamlarla uzun tartışmalara girişti: ruhun ölümsüzlüğü ilkesinin belirsizliğini ve İncil’le tutarsız oluşunu vurgulayan bir kitap yazdı. 1624’te Examen dos Tradiçoens Phariseas Conferidas Con a Lay Escrita adıyla yayımladığı bu kitabı nedeniyle din düşmanı sayıldı. Kitap bir başka yapıtıyla birlikte toplattırılarak yakıldı, kendisi de afaroz edildi.
1633’te yeniden Yahudi topluluğuna dönmek istedi. Bu istek, görüşlerinin değişmesinden değil, bir toplumsal çevre gereksiniminden kaynaklanıyordu. Yeniden topluluğa kabul edilen Acosta, bir süre sonra Musa’nın getirdiği ilkelerin tanrısallığından kuşkuya düşerek, tüm dinlerin insan düşüncesinden doğup doğmadığını sorguladı. Daha sonra tüm Yahudi kurallarını çiğnediği ve iki Hıristiyan’ı Yahudi olmaktan alıkoyduğu gerekçesiyle suçlanarak, Sinagog’dan kovuldu.
1640’ta son bir kez daha Yahudi toplumuna kabul edilmesi için başvurdu. Bunun gereği olarak ağır kefaret cezalarından geçmeye zorlandı. Önce sinagogda pişmanlığını dile getirdi, sonra 39 kamçı yiyerek yere yatırıldı, üzerinden tüm Yahudi cemaati yürütüldü. Bu olaydan sonra eve geler’ek özyaşam öyküsünü yazdı ve kendini vurarak intihar etti.
Öbür kitapları yakılıp yok edildiğinden, görüşleri hakkmdaki bütün bilgi 1687’de yayımlanan bu özyaşam öyküsünden gelir. Acosta, ruhun ölümsüzlüğü öğretisine karşı çıkmış, bunu kuşkulu ve İncil’t aykırı bulmuştur. Ona göre bütün dinler birer insan buluşu, düşünce ürünü olabilir.
Acosta, gerek doğa verileri ve akıl ilkelerine dayanan eleştirici düşünceleri, gerekse acıklı yaşamı nedeniyle, sonraki dönemlerde etkili olmuş, inanç sorunlarının tartışma ve eleştiri konusu yapılmasına öncülük etmiştir. Özellikle Yahudi-Hıristiyan inançlarını bir bütünlük içinde ele alışı, bu inançlarla ilgili sorunlara, belli bir dine bağlanmadan, yansız bakışı tanrıbilime önemli bir yenilik getirir. 18. yy’dan bu yana gelenekçi dinlere karşı çıkan, düşünce ve inanç özgürlüğü görüşünü savunan, din anlayışının gelişmesinde katkısı büyüktür.
• YAPITLAR: Examen dos Tradiçoes Phariseas Conferidas Con a Lay Escrita, 1624, (“Yazılı Yasalarla Karşılaştırarak Farsi Geleneklerin İncelenmesi”); Tratado de L’Im-mortalitat de L’Ama, 1626, (“Ruhun Ölümsüzlüğü Üstüne”); Examplar Humanae Vitae, 1687 (“İnsan Yaşamından Örnekler”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi