ABDULLAH BEY [Macarlı] (1799-1874)
Avusturya asıllı Osmanlı hekim ve döğabilimci. Jeoloji, mineraloji ve zoolojinin Türkiye’de ilk kez yükseköğretim kapsamına alınmasını sağlamış; ilk doğabilim müzesini kurmuştur.
Asıl adı Kari Edward Hammerschmidt’tir. Viya-na’da doğdu. Hukuk, tarım ve entomoloji okudu. Sonunda tıp öğrenimi yaparak hekim oldu. 1848’e kadar Viyana’da sürdürdüğü çalışmaları sırasında, kimi eklembacaklılarda asalak yaşayan bir hücreliler ile barsak kurtlarından kimi iplikkurdu türlerinin varlığım saptadı ve bu çalışmalarının sonuçlarını 1836-1848 arasında yayımladı.
6 Ekim 1848’de Viyana’daki ayaklanmalara katılan Hammerschmidt, devrimin kanlı bir biçimde bastırılması üzerine, önce bazı arkadaşlarıyla birlikte Viyana’ya yaklaşan Macar ordusuna, ardından kaçarak Osmanlı Imparatorluğu’na sığındı. 1850’de İstanbul’daki Askeri Tıbbiye’de, “ilm-i hayvanat” (Zooloji) ve “ilm-i arz ve maadin” (jeoloji ve mineraloji) derslerini okutmakla görevlendirildi. Ancak, bir süre sonra Avusturya İmparatorluğu’nun baskısı üzerine görevinden alınarak Şam Askeri Hastanesi’ne hekim atandı. Şam’da İslam dinini benimseyen ve Abdullah adını alan Hammerschmidt, Avusturyalı olmasına karşın, Macarlarla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’na sığındığı için Macarlı Dr. Abdullah Bey diye tanınır.
1855 Kırım Savaşı’nda Osmanlı ordusunda hekim olarak görev yapan Abdullah Bey, savaştan sonra miralay (albay) rütbesiyle İstanbul’a dönünce Gülhane ve Haydarpaşa askeri hastanelerinde çalıştı. Askeri Tıbbiye’de önce zooloji, 1862’den sonra da jeoloji ve mineraloji dersleri verdi. 1870’te Askeri Tıbbiye’de, öğrencilere ve halka açık ilk doğabilimleri müzesini kurdu. Aynı kurum bünyesinde 1839’da kurulmuş olan ilk müze 1848’deki Büyük Beyoğlu Yangını’nda tahrip olmuştu. Dr. Abdulah Bey, 1870 yılında yeni bir doğa tarihi koleksiyonu oluşturmaya girişti. Avrupa’daki doğabilimciler ile temasa geçerek İstanbul’a çok sayıda örnek gönderilmesini sağladı. 1871 yılında Türkiye’nin öğrencilere ve halka açık ilk Doğa Tarihi Müzesi (Le Musée d’histoire naturelle d’école Imperiale de Medicine a Constantinople) açıldı. Bu nedenle 1290 (1873) salnamelerinde adı Abdulah Bey’in adı “Numunehane Müdürü” olarak geçer. Mekteb-i Tıbbiye’ye bağlı olan müze daha sonra Fen Fakülesi Jeoloji Bölümü’ne devredilmiş ve Büyük Vefa Yangını sırasında tamamen yokolmuştur.
Ölümü
Dr. Abdullah Bey, 1874 yılının Ağustos ayında Üsküdar-İzmit arasında yapılacak tren hattı için jeolojik arazi çalışması yaptıktan sonra fenalaştı; 30 Ağustos 1874’te İstanbul’da hayatını kaybetti. Cenazesi Eyüp’te Defterdar Camii’nin kabristanına defnedildi. Mezarı 1994 yılında yeniden yaptırıldıktan sonra kaybolmuş; 2012’de Kızılay tarafından yeni bir anıt mezar yaptırılmıştır
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi & vikipedi