AHMED NİYAZİ [Resneli] (1873-1913)
Osmanlı subay. II. Meşrutiyet’in ilanını hazırlayan Ittihatçılar’dandır.
Resne’de doğdu, Avlonya’da öldü. Yörenin ileri gelenlerinden Arnavut asıllı Abdullah Ağa’nın oğludur. Manastır Askeri İdadisi’ni ve İstanbul’daki Harbiye Mektebi’ni bitirdi. 1896’da Makedonya’daki III. Ordu’ya piyade teğmeni olarak atandı. Orduya katılışından bir yıl sonra Yunan Savaşı başladı.
Savaş sırasında üsteğmenliğe yükseldi. Cephedeki başarılarıyla dikkati çeken Niyazi Bey, II. Abdülhamid tarafından İstanbul’a davet edildi. Ancak sarayda dönen oyunlardan tedirgin oldu. Padişahın kendisine verdiği yaverlik nişanını kabul etmeyerek cepheye dönmek istedi. Ama cephe yerine, redif sınıfına alınarak, Resne’de ambar memurluğuyla görevlendirildi. 1903’te Balkanlar’daki Sırp ve Bulgar komitacılarının II. Abdülhamid’e karşı ayaklanmasına değin bu görevde kaldı. Komitacılar üzerine gönderilen Niyazi Bey, onları dağıtmadaki başarılarından dolayı kolağalığına (yüzbaşı) yükseldi. Ardın-
dan Balkanlar’da örgütlenmeye başlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi.
II. Abdülhamid’in uygulamadan kaldırdığı meşrutiyeti geri getirmeyi amaç edinen İttihat ve Terakki Cemiyeti, Balkanlar’daki karışıklıkların nedenini baskıcı ve kötü yönetime bağlıyordu. Haziran 1908’de İngiltere kralı ile Rus çarı Reval’da bir araya gelerek, Balkanlar’daki bağımsızlık isteklerini de öne sürerek Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasını kararlaştırdılar. Bu olaya sarayın sessiz kalması üzerine İttihatçılar ayaklandı. İttihat ve Terakki Cemiyeti Manastır Merkez Heyeti’nde yer alan Kolağası Niyazi Bey de, cemiyet merkezinin onayını aldıktan sonra, yaklaşık 200 yandaşıyla birlikte 3 Temmuz 1908’de dağa çıktı ve Abdülhamid yönetimine karşı kendisinden üç gün önce dağa çıkan Binbaşı Enver Bey’le birlikte mücadeleye girişti. Niyazi Bey, saraya ve yerel yöneticilere çektiği telgraflarla, “Meclis-i Mebu-san açılıp, anayasa uygulamaya konulana değin mücadelelerini sürdüreceklerini,” bildirdi. Niyazi ve Enver beylerin yönetime karşı ayaklanmaları bütün Avrupa ülkelerinde yankılar uyandırdı.
Önceleri İttihatçılar’a karşı sert önlemler almaktan yana olan II. Abdülhamid, kararlı bir direnişle karşılaşınca, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kaldı. Yeni yönetim Niyazi ve Enver beyleri “Hürriyet Kahramanı” ilan etti. Niyazi Bey ertesi yıl Meşrutiyet’e karşı gerçekleştirilen 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmak için, Resne’den topladığı gönüllülerle birlikte, Selanik’te hazırlanan Hareket Ordusu’na katıldı. Ayaklanma bastırıldıktan sonra ordudan ayrılarak Resne’ye döndü. Kentin bayındırlık ve eğitim sorunlarıyla uğraştı. Bu arada Meşrutiyet mücadelesi sırasında geçen olayları kaleme alarak, belgelerin doğruluğunu İttihat ve Terakki Manastır Merkez Heyeti’ne de onaylattırdıktan sonra 1910’da Hatırat-ı Niyazi adıyla yayımladı.
Aktif olarak katıldığı son görev, 1912’de patlak veren Balkan Savaşı oldu. Birinci Balkan Savaşı’nın bitiminden sonra döndüğü Amavutluk’un Avlonya İskelesi’nde vapur beklerken, bazı kaynaklara göre de Avlonya yakınlarındaki Viyosa geçidinde bağımsızlık yanlısı Arnavutlar tarafından öldürüldü. Mücadeleci, fakat hırslı olmayan Ahmed Niyazi, II. Meşrutiyet’in ilanını izleyen günlerde adından en çok söz edilen kişi olmasına karşın, siyasal yaşama girmediği gibi, bir süre sonra adı da unutuldu. İttihatçılar’ın başlangıçta savundukları, Osmanlı Devleti içindeki tüm ulusların birliği ülküsüne Arnavut asıllı olmasına karşın bağlı kalmış, ölümü de bu nedenle olmuştur.
• YAPITLAR: Hatırat-ı Niyazi, 1910.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi