ALEXANDER, Samuel (1859-1938)
îngiliz filozof. Metafizik Yeni-Gerçekçilik akımının temsilcilerindendir.
Avustralya’da Sydney kentinde doğdu. Ortaöğrenimini Melbourne’da Wesley College’da yaptı. 1877’de İngiltere’ye giderek Oxford Üniversitesi’nde klasik matematik ve felsefe okudu. 1882’de Lincoln College’da açılan burs sınavım kazanarak bu okula giren ilk Yahudi oldu. Özellikle psikoloji ve biyoloji gibi deneysel bilimlerle bağlantılı olan felsefeyi kendine daha yakın buldu. Bursu bırakarak Almanya’da Freiburg kentinde psikoloji laboratuvarmda çalıştı; Bu arada özel çalışmalarım da sürdürdü. 1893’te yeniden İngiltere’ye dönerek Owens College Felsefe Kürsüsü başkanı oldu; daha sonra da Manchester’de aynı görevi üstlendi. 1924’te üniversiteden ayrıldıktan sonra ölümüne değin bu kentte kaldı.
Alexander’a göre, konuları biliminkinden daha genel olan felsefenin özü, bilimsel yöntemleri derinleştirmektir.
Alexander’m üzerinde durduğu ve yeni bir yorumla geliştirmeye çalıştığı metafizik görüşler, Spen-cer ve Bergson gibi düşünürlerin evrimci kuramlarının etkisi altında yön değiştirdi. Önceleri karşı çıktığı evrimci anlayışı, sonradan benimseme eğilimi gösterdi. L.Morgan’ın ortaya attığı ve Alexander’ın yeniden ele aldığı bu kurama göre “yaratıcı evrim” tanrısal bir taslağa uygun olarak gerçekleşir. Ancak, tanrısallık ve Tanrı, ona göre, zaman ve uzay evreninin doğurgan ve yaratıcı bir eğilimidir, doğanın nedeni olan tinsel bir varlık olarak görülmemelidir.
Kimi oluşumların özelliğini, onları meydana getiren öğelerin özelliklerinden çıkarma olanağı yoktur. Gelişen böyle bir bütünlük, bir araya gelerek kendisini oluşturan öğe ya da parçalarda bulunmayan, yeni bir özelliği ortaya koyar. Alexander anlığı, idealist ve dualist görüşlerden ayrılarak, sinirsel ve
fizyolojik işlevlerin düzenlenmiş yapısıyla özdeş görür. Bu işlevler ötesinde salt anlamda ruhsal veya anlıksal olgular yoktur. Ancak bu düzenin sonucunda doğan bilinç, kendine özgü nicelikler taşıyan yeni bir ortaya çıkıştır (emergerıce).
Bilgi konusunda Kant’tan ayrılarak kategorilerin zihin tarafından algıya uygulanan kalıplar olmadığını ve bunların dış dünyada bulunduğunu öne sürdü. Bilgi, ona göre, nesneyi zihinde görmek, ele almaktır (contemplation ).
Alexander, metafiziğin deneysel bir yönteme dayandırılması gerektiğini düşündü. Bu anlamda metafizik geniş kapsamlı bir bilimdir. Bu kapsamlı niteliği, metafiziğin özel bilim alanlarını aşan kimi yönleri de içermesine olanak sağlar. Bu yönler, a priori ya da kategorik olgulardır. Ancak deney öncesi olmak, Kant doğrultusunda, zihinsel kalıplardan kaynaklanmak anlamını taşımaz. Kategoriler dış dünyanın algısı içinde ayrıştırılır.
Doğanın temeli bir zaman ve uzay bağlantısından oluşur. Zaman-uzay öznel ve tinsel değil, nesnel ve deneysel bir gerçekliktir. Devinmenin, etkinliğin ilkesi olan zaman, uzayın özüdür, kurucu ilkesidir. Bu nedenle, zaman-uzay İkilisi ayrı ayrı birer varlık sayılmaz; zaman, Alexander’m deyimiyle, “uzayın zihnidir”.
Varolmak, zaman-uzay bağlantısı içinde yer almaktır. Oluşun tözü, bütün devinen varlık türlerini bir bütünlük içinde kapsayan uzaydır. Varlık türlerinde bulunan ilişkiler, nesnelerin, zamanla bağlantılı olarak, uzaydaki işlevleridir. Nesnelerin oluşmasında genel geçerlik taşıyan etkin ilke devinimdir. Nedensellik ise zamanın değişmez yönünde, bir olayın sürekli olarak başka bir olaya geçişidir.
Alexander’m yeni-gerçekçilik kuramında odak-laşan düşünceleri, Yeni-Kantçılık ve pozitivizm çığırlarıyla bağdaşmaz.
• YAPITLAR: Moral Order and Progress, 1889, (“Ahlak Düzeni ve İlerleme”); Locke, 1908; Space, Time and Deity, 1920, (“Uzay Zaman ve Tanrılık”), Beauty and the Other Forms of Value, 1933, (“Güzellik ve Değerin Öteki Biçimleri”); Philosophical and Literary Pieces, 1939, (“Yazın ve Felsefeyle İlgili Yazılar”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi