Thomas Addison Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

ADDİSON, Thomas (1793-1860)

İngiliz hekim. Kendi adıyla anılan öldürücü kansızlık türünü ve böbreküstü bezi hastalığını tanımlamıştır. Endokrinolojinin (içsalgıbilim) kurucularından sayılır.

1793 Nisanı’nda, bir maden kömürü kasabası olan Long Benton’da doğdu. Tıp öğrenimi yaptığı Edinburgh Üniversitesinden 1815’te uzman hekim olarak diploma aldıktan sonra Londra’ya yerleşti ve çeşitli hastanelerde görev aldı. Uzman hekim olmasına karşın, elde ettiği deneyimle yetinmeyerek 1820’de Guy’s Hastanesi’nde yeniden öğrenime başladı. 1829’da asistan, 183 7’de hekim atandığı bu hastanede kendini araştırmalarına verdi. Sağlığının bozulması nedeniyle 1860 başlarında görevinden ayrılmak zorunda kalan Addison, iyileşme umuduyla gittiği Brighton’da 29 Haziran’da öldü.

Dikkatli bir araştırmacı ve iyi bir öğretmen olan Addison, az sayıda fakat önemli yapıtlarının ilkinde zehirli maddelerin canlılar üzerindeki etkilerini inceler; 1839’da yayımladığı, The Elements of the Practice of Medicine’de (“Tıp Uygulamasının Temel Öğeleri”) apandisiti ilk kez tanımlar. Akciğer yangısı (pnömo-ni), akciğer veremi, karaciğer büyümesi ve çeşitli deri hastalıklarıyla ilgili incelemeleri ise değişik zamanlarda tıp dergilerinde yayımlanmış, ölümünden sonra da A Collection of the Published Writings of the Late Thomas Addison (“Thomas Addison’m Yayımlanmış Yazılarının Derlemesi””) adı altında toplanmıştır (1868). Addison, 1849’da Londra Tıp Derneği’ne sunduğu raporda, o zamana değin bilinenlerin dışında, öldürücü bir kansızlık türüne dikkati çekti. Bu hastalıktan ölenler üzerinde yaptığı otopside, böbreküstü bezi hastalığının belirtilerine de rastlamıştı. Araştırmalarını bu konuda yoğunlaştırarak, sonradan “Addison hastalığı” ve “Addison anemisi” (kansızlığı) diye adlandırılacak olan hastalık türlerini tanımladı. Bu alandaki bulgularını 1855’te yayımlanan On the Constitutional and Local Effects of Disease of the Supra-renal Capsules (“Böbreküstü Kapsülü Hastalıklarının Yapısal ve Yerel Etkileri Üstüne”) adlı yapıtında açıklamıştır.

Öldürücü bir kansızlık türü

Addison bu kitabının önsözünde, “nedeni belirsiz kansızlık” adını verdiği hastalığın genel bir tanımını yapmış, ancak nedenlerini belirtememiştir. Bunda, turu o dönemde mikroskop kullanımının çok yeni olması nedeniyle kanın yapısının yeterince bilinmemesinin payı büyüktür. Daha sonra aynı konu üzerinde çalışan isviçreli Anton Biermer, 1872’de, bazı özelliklerini ilk kez tanımladığı hastalığı “öldürücü kansızlık” olarak nitelendirdi. Bu konudaki katkıları nedeniyle, hastalık Biermer’in adıyla da anılmaktadır. Anemi, kanyuvarlarmm ve trombositlerin parçalanarak azalmasından ileri gelen sarılık, mide suyu eksikliği, ileri derecede sindirim ve sinir sistemi rahatsızlıklarıyla kendini gösterir. 20. yy’ın başındaki gelişmeler sonucunda, hastalığın büyük ölçüde Bu vitamini eksikliğinden kaynaklandığı saptanmıştır. Özellikle, Bi2 vitamininin besinlerden özümlenmesine yarayan enzimin mide çeperi hücrelerince eksik üretilmesi sonucu, organizmadaki Bu vitamini eksikliği DNA üretiminde düzensizliğe, bu da kemik iliğindeki alyuvarların devleşmesine yol açar. Megaloblast adı verilen bu dev hücrelerin çoğu kan dolaşımına katılmadan yok olurken, bazıları da kan dolaşımına girerek (makrosit ya da megalosit) hastalığa neden olur. Daha çok mide ülseri, mide kanseri geçirmiş ya da midesi alınmış, orta yaşın üzerindeki kişilerde rastlanan bu hastalık, Bu vitamini tedavisiyle öldürücü olma niteliğini yitirmiştir.

Addison, aynı yapıtında “böbreküstü kabuğu yetmezliği” olarak da bilinen “Addison hastalığı”nı tanımlar. Kansızlık, halsizlik, kilo kaybı, kalp atışlarının zayıflaması, midenin hassaslaşması ve deri renginin koyulaşması hastalığın başlıca belirtileridir. Addison, hastalığı incelediği on bir otopsi örneğinin herbirinde böbreküstü bezlerinin yaralı olduğunu ve bu yaraların dörtte üçünün veremden ileri geldiğini saptamıştır. Gerçekten de, kabuk çekilmesi gibi bir gelişme bozukluğu ya da verem sonucu ortaya çıkan yaralar, hayati önemi olan steroid hormonlarının eksikliğine yol açar. Hastalığın tedavisi için öncelikle bu eksikliğin giderilmesi gerekir.

Addison’ın bu konudaki çalışmaları yayımlanıncaya kadar, böbreküstü bezleri hakkında hemen hiçbir şey bilinmiyordu. Içsalgı bezlerinin özellikle de böbreküstü bezlerinin işlevleri bu tarihten sonra incelenmeye başlandı. Addison, içsalgı bezlerindeki patolojik değişikliklerle hastalık belirtileri arasındaki ilişkiye dikkati çeken ilk hekim olması nedeniyle endokrinolojinin kurucusu sayılır.

•    YAPITLAR: An Essay on the Operation of Poisonous Agents Hpon the Living Body, 1829, (“Zehirli Maddelerin Canlılar Üzerindeki Etkilerine İlişkin Bir İnceleme”); The Elements of the Practice of Medicine (R. Bright ile), 1839, (“Tıp Uygulamasının Temel Öğeleri”); On the Constitutional and Local Effects of Disease of the Supra-renal Capsules, 1855, (“Böbreküstü Kapsülü Hastalıklarının Yapısal ve Yerel Etkileri Üstüne”); yİ Collecti-on of the Published Writings of the Late Thomas Addison, (ö.s.), 1868, (“Thomas Addison’ın Yayımlanmış Yazılarının Derlemesi”).

•    KAYNAKLAR
: H. Dale, British Medical Journal, 1949; W.Munk, Roll of the Royal College of Physicians, 1878; C. Singer, ve E.A. Underwood, Short History of Medicine, 1962,

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski