Auguste Gratry Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

GRATRY, Auguste (1805-1872)

Fransız, matematikçi ve tanrıbilimci. Tanrıbilim sorunlarının çözülmesinde matematik ilkelerinden yararlanma gereğini savunmuştur.

30 Mart 1805’te Lille’de doğdu, 7 Şubat 1872’de Montreux’de öldü. Çocukluğunun ilk dönemi subay olan babasının görevli bulunduğu Almanya’da geçti. Bu sırada, Fransa’nın yenilgiye uğraması üzerine ülkesine dönerek önce Coilege de Tours’da, sonra Paris’te Coilege de Saint-Louis’de okudu. Önceleri bütün dinlere karşı ilgisiz kaldı, dinin insan yaşamında önemli bir yeri olmadığı kanssma vardı. Ağır bir bunalım geçirdikten sonra düşünceleri değişti, kendini din ve felsefe çalışmalarına verdi. Bir süre Politek-nik Okulu’nda okudu, orayı sevmedi, yardımcı subay olarak gittiği Metz ilinde de durmak istemedi, 1830’da Strasbourg’ta bir manastıra kapandı. Din, felsefe ve yazın alanlarındaki çalışmalarım sürdürdü. Bir süre sonra rahip olarak gittiği Paris’te Coilege de Stanislas’ı yönetti. 1846’da Ecole Normale rahipliğiyle görevlendirildi.

Gratry’nin felsefeye olan ilgisi, bütün yaşamı boyunca savaştığı, Hegel’in yapıtlarını okumakla başlamıştır. Hıristiyan düşüncesinin derin etkisinde kalan Gratry için Hegel ve onun öğretisine bağlananlar felsefeyi yozlaştırmış, önemsiz sorunlarla uğraşan bir akım durumuna getirmişlerdir. Gratry, bir süre Hegel felsefesiyle ilgili düşüncelerini açıklamakla yetindi, sonra görevinden ayrılarak Incil’den kaynaklanan yapıtlarını yazmaya başladı. Özellikle 1885’te yayımlanan De la connaissance de Dieu (“Tanrı Bilgisi Üzerine”) adlı çalışmasından sonra büyük ilgi topladı, bunun ardından gelen öteki yapıtlarının etkisiyle 1863’te Sorbonne Üniversitesinde “Incil Ahlakı” okutmakla görevlendirildi.

Felsefe, tanrıbilim ve us

Gratry, felsefe sorunlarına tanrıbilim açısından ve us ilkelerine dayalı bir anlayışla bakar. Sorunların çözümünde usavurmaya ve geometri ilkelerine bağlı kalmanın gereğini savunur. Ona göre usun, varlık ve neden konusunda, bilgi edinme, önermeler düzenleme, usavurma, yargıya varma gibi işlemlerini sağlayan, doğuştan gelen ilkeleri vardır. Bu ilkeler aracılığıyla tinin alanına girer. Tin sonsuz varlık olan Tanrı ile, sonlu varlık olan evreni, Tanrı’dan ayrı bir varlık özelliği taşımayan ilk nedenlerle belli bir ereğe yönelmeyi sağlayan nedenleri sezer. Us ise ilk nedenlerle, erekli nedenleri sezdiğinden tinle özdeş ortamda bulunur. Burada, Tanrı’dan başka bir varlık olmayan ilk nedenler,özdeşlik ilkesinin,erekli nedenler deney-üstü ilkesinin kaynağıdır. Bu iki türlü ilkenin, usu, belli bir varlıkla ilgili düşünceden sonsuz varlıkla ilgili düşünceye ulaştırma etkisi vardır. Us, bu etkiyle, sonlu varlıktan yola çıkarak sonsuz varlığa ulaşabilir, çokluğu birliğe dönüştürebilir. Öte yandan, gene us, bütün özdeş nesnelerde bu özneyle yüklem birliğinin bulunduğu sonucunu çıkarabilir. Bunun gibi sonuç-neden gibi birbirinden ayrı durumlar arasında bir uyumlu bağımsızlık, basamaklı bir birlik arar.

Tasım ve usavurma

Mantık alanında, Gratry tasımın pek geçerli olmadığını, bilinene yeni bir nesne eklemediğini ileri sürerken, tümevarımın önemini vurgular. Ona göre, düşünme eyleminde tasım geliştiricidir, ancak konuya yeni bir katkıda bulunmaz. Buna karşın usavurma eskiye yeniyi katar, sorunun çözümüne yeni bir ışık getirir, bir sorundan yeni bir soruna geçerek ilerlemeyi sağlar. Bu ilerleme bilgi alanında eskiye yeninin eklenmesiyle bir birikim yaratır. Gratry Ve göre tümevarım sonlunun sınırlarım ortadan kaldırarak sonsuza geçmeyi sağlayan bir işlemdir.

Bilimlerde birlik

Gratry’e göre başta felsefe olmak üzere, bütün bilimler arasında bir birliğin sağlanması, hepsinde tümevarım yönteminin uygulanması gereklidir. O bu yönteme “gerçekçi tümevarım mantığı” adını verir. Ona göre, bilimler birbirinden bağımsız olarak çalıştıkları sürece varlık sorunlarına yeterli ve kalıcı çözüm getiremez. Bilimlerin belli bir yönteme bağlanarak çalışmaları tanrıbilimin işini kolaylaştırmak içindir. Bu da en önemli sorunların tanrıbilim alanına girmesinden dolayıdır. Gratry, bütün bilimlerin, bu birliğe ulaşma sonucu, felsefeye, felsefenin de dine dönüşebileceği kanısındadır.

Ahlak ve iyi

Ahlakın temelini oluşturan “iyi”dir, diyen Gratry, bunun dinden kaynaklandığı görüşünü savunur. Ahlak bir ödevi üstlenmeyi, mutluluk olan ereğine ulaşmak için belli kurallara uymayı gerektirir. Bu ahlak anlayışına göre, kişi, bütün insanların kendisine yapmalarım istediği işlemi, onlara uygulamalıdır. Incil’den alman bu önerme “sana yapılmasını istediğini sen başkalarına yap” biçimindedir. Ahlak kurallarına uymayı bilen insan yazgısının da kendi istencine bağlı olduğunu kavramada güçlük çekmez. Kişi evrende iyiliklerin sayısını çoğaltmak, bütün insanların mutluluğunu sağlayacak yolu bulabilmek için üç ödevi yerine getirme gereğindedir. Bunlardan birincisi doğaya karşı olan ödevidir. Bu ödev doğayı kişinin istencine bağlama ereğini içerir. Acı, üzüntü, kötülük, düşkünlük gibi olumsuz, istenmeyen durumlar böy-lece ortadan kalkar, doğa kişiye yardımcı olacak biçime girer. İkincisi, insanın insanlara karşı yüklendiği ödevdir. Bu ödev yeryüzünde bütün işleri düzene koymakla, insanın istenç gücünü, usunu, anlayış yeteneğini yaşamın bütününe egemen kılmakla bağımlıdır. insanlar arasında birliğin, barışın, kardeşliğin, uyumun sağlanması gerekir. Savaş, ayaklanma, vurgun, baskın gibi iyilikle bağdaşmayan olaylar ortadan kaldırılmalıdır. Üçüncü ödev, kişinin Tanrı karşısındaki yükümlülüklerini içerir. Bu ödevin yerine getirilmesi, tanrısal güçlerin yeryüzünde, bütün insanlar arasında yayılmasını sağlamak, bütün insanların özgürlüklerini güvence altına almak, toplumu kendi egemenlik alanı içinde özgür kılmak gibi işlemlerin başarılmasına bağlıdır.

Gratry, Hıristiyanlık’tan kaynaklanan gizemci görüşün us ilkelerine bağlı kurucusu sayılır, bu nedenle etkisi daha çok, dini temel öğreti olarak benimseyen çevrelerde görülür.

•    YAPITLAR (ballıca): De la connaissance de Dieu, 1855, (“Tanrı Bilgisi Üstüne”); Logique, 1856, (“Mantık”); De la connaissance de l’âme, 1857, (“Tinin Bilgisi Üstüne”); Pbilosophie du credo, 1861, (“İnancın Felsefesi”); Les sophistes et la critique, 1864, (“Sofistler ve Eleştiri”); La morale et la loi de l’histoire, 1868, (“Tarihin Ahlak ve Yasası”).

•    KAYNAKLAR: E.Brehier, Histoire de la pbilosophie, 1981; L.Foucher, La pbilosophie catbolique en France, 1955; Scbeller, Grundlagen Erkenntnislebre bei Gratry, 1929.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski