Feza Gürsey Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

GÜRSEY, Feza (1921 – 13 Nisan 1992, New Haven, Connecticut, ABD)

Türk, kuramsal fizikçi. Yüksek enerji, matematiksel fizik ve temel parçacıkların simetri özellikleri konusunda önemli çalışmalar yapmıştır.

7    Nisan 1921’de İstanbul’da doğdu. Babası tıp doktoru, annesi kimya profesörüydü. 1940’ta Galatasaray Lisesi’ni, 1944’te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde (İÜFF) fizik öğrenimini bitirerek, lisansüstü öğrenim yapmak amacıyla İngiltere’ye gitti. 1950’de Londra Üniversitesi’ne bağlı Imperial College’ dan sonra doktora derecesini alıp bir yıl kadar araştırma yaptıktan sonra Türkiye’ye döndü ve 1951’de İÜFF’de genel fizik asistanı, 1953’te doçent oldu; 1956’da da, aynı üniversitede yeni kurulan Teorik Fizik Kürsüsü doçentliğine atandı. Ertesi yıl konuk araştırmacı olarak ABD’deki Brookhaven National Laboratory’ye giden, 1958’den 1960’a değin

Princeton Üniversitesi’ndeki Institute for Advanced Study’de araştırma yapan Gürsey, 1960-1961 arası Columbia Universitesi’nde konuk yardımcı profesör olarak bulundu. Türkiye’ye dönüşünde, IÜFF Teorik Fizik Kürsüsü profesörlüğü için yaptığı başvuru geri çevrilince, 1961’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) geçerek Teorik Fizik Bölümü’nde profesörlük görevini üstlendi. İki yıl sonra yeniden ABD’ye gidip, 1963-1964 arası Institute for Advanced Study’ de, 1965-1967 arası Yale Üniversitesi’nde konuk profesör olarak ders verdi, ertesi yıl da aynı üniversitenin sürekli profesörleri arasına katıldı. Ancak, yurt dışındaki akademik kuramlarla ilişkisini sürdürebilmek için gerekli izni alamadığından, 1974’te ODTÜ’ deki görevinden ayrılarak Yale Üniversitesi’ne geçti ve 1977’de Josiah Willard Gibbs adına kurulmuş kürsünün profesörlüğüne atandı.

Gürsey’in çalışmaları 1968’de TÜBİTAK Bilim Ödülü, 1977’de Oppenheimer Ödülü, 1979’da Eins-tein madalyası, 1981’de New York Akademisi’nin Morrison Ödülü, aynı yıl İstanbul Üniversitesi’nin madalyası ve onur doktoru unvanıyla ödüllendirilmiştir.

Simetri grupları ve “lineer olmayan sigma modelleri”

Feza Gürsey’in kuramsal fiziğe katkıları, atom çekirdeğini oluşturan parçacıklar arasındaki temel etkileşmeleri ve bu parçacıkların iç yapısını inceleyen yüksek enerji ve temel parçacıklar fiziğinde yoğunlaşmıştır. Nötron, proton, mezon gibi kuvvetli etkileşen (etkileşme süresi 10-20 saniyeden kısa olan) parçacıkları kapsayan “hadron”ların sınıflandırılmasında ve davranışlarında görülen özellikler, cebirsel yöntemlerle ve özellikle “grup kuramı” çerçevesinde düzenlenebilmektedir. Bu düzenlemeye göre, tüm temel parçacıkların ilkesel olarak her yönden “aynı” olması gerekirken, bazen bu kusursuz simetri belli nedenlerle bozularak özel simetri gruplan oluşturur. Bu gruplar, örneğin, parçacıkların “spin” (iç açısal mo-mentum) değerlerine göre belirlenir. Spinleri 1/2 olan nötron ve proton birbirinden “izospin” denilen bir özellikle ayrılırken, bu parçacıkların etkileşmesinde en önemli aracı olan piyonların (pi mezonu) spinleri O, kütleleri ise nötron ve protonunkinden çok küçüktür. Bu küçük fark hesaba katılmazsa, izotopik spinin getirdiği ikili simetriyi özetleyen SU (2) grubunun yanı sıra bir SU (2) simetrisi ortaya çıkar. Yunanca “el” anlamındaki kheir sözcüğünden türetilerek “kiral” diye adlandırılan bu yeni simetri, parçacıkların spin vektörleri ile momentum vektörlerinin göreli yönelimiyle belirlenir. Vektörlerinin yönleri aynı olan parçacıklar “sağ el”, ters olanlar “sol el” simetrisindedir. 1960’ta, böylece oluşan SU (2)xSU (2) simetri grubunun lineer olmayan gösterimlerini fiziğe katan Gürsey’dir ve bu gösterimler “lineer olmayan sigmamodelleri” diye anılır.

1964’te, İtalyan fizikçi Radicati ile Gürsey birlikte çalışarak, çekirdek kuvvetlerinin, spin ve izospinin yanı sıra Gell-Mann ve Neeman’ın önerdiği SU (3) grubunda etkin olan “gariplik”ten bağımsız olduğunu ifade eden SU (6) simetri grubunu ortaya attılar. Bu grubun özellikleri, çekirdek kuvvetlerindeki küçük spin, izospin ve gariplik bağımlılığı yüzünden simetrinin hangi düzenle bozulacağını ve parçacıklar arasındaki kütle farklarının hangi oranda olacağını verir. Gerek kiral simetrinin, gerek SU (6) simetrisinin o günlerde açıklanamayan nedenleri, bugün parçacık fiziğinin standart kuramı sayılan “kuvantum kromo-dinamiği” çerçevesinde belirlenebiliyor. SU (3) kuramıyla birlikte fiziğe giren ve hadronların iç yapısını oluşturduğuna inanılan “kuark” adlı parçacıkların, “renk” denilen üç değişik serbestlik derecesinde bulunabileceğini ve “gluon” denilen sekiz tür parçacık alışverişinden doğan “kromodinamik” kuvvetlerle birbirlerine bağlandıklarını gösteren bu kurama göre, kromodinamik kuvvetlerin ilk yaklaşıldıkta spin, izospin ve gariplikten bağımsız olması SU (6)’yı nötron, proton ve piyonlardaki kuark kütlelerinin küçük olması da kiral simetriyi doğurmaktadır.

1974-1976 arası, o güne değin fizikte bulunmayacağı sanılan “ayrıcalıklı gruplar”ın belirleyebileceği simetrileri araştıran Gürsey, kromodinamik ve elektromanyetik etkileşme yapan “renkli” kuarklar ile zayıf (süresi 10′8 saniyeden uzun) ve elektromanyetik etkileşme yapan elektron, müon ve nötrinolar gibi leptonları bir araya toplayan bileşik bir E6 grubunun içerdiği “oktonyon” cebirinin renk dinamiğiyle ilgisi olduğunu M.Günaydın ile birlikte gösterdi, 1976’da da bu grubun bir bileşik grup olabileceğini önerdi. Öte yandan, kütle çekim kuvvetlerini de kapsayan “süper gravite” kuramlarının da oktonyon ve kuater-niyon yapılarıyla ilgili olduğu anlaşıldığından, ayrıcalıklı grupların en genel bileşik alan kuramlarında yer alacağı ve bu yeni kuramın Einstein’m düşlerini gerçekleştirecek düzeyde gelişeceği umuluyor.

•    YAPITLAR (başlıca): Group Theoretical Concepts and Methods in Elemantary Particle Physics, 1964, (“Temel Parçacık Fiziğinde Grup Kuramı Kavramları ve Yöntemleri”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski