Galileo Galilei Kimdir, Hayatı, Buluşları, Eserleri, Hakkında Bilgi

Galileo Galilei (1564-1642)

Galileo Galilei, 1564 yılında İtalya'nın Pisa şehrinde doğmuş olan İtalyan filozof ve bilim insanıdır. Galileo, modern bilimin babası olarak kabul edilir ve astronomi, fizik, matematik ve mühendislik gibi birçok alanda önemli katkılarda bulunmuştur.

Galileo'nun en bilinen çalışmalarından biri, Dünya'nın güneş etrafında dönmediğini savunan Kopernik teorisini desteklemesi ve bunu kanıtlamak için yaptığı gözlemlerdir. Galileo'nun teleskopla yaptığı gözlemler, Ay'ın yüzeyindeki kraterler, Jüpiter'in uyduları ve Venüs'ün ay fazları gibi gözle görülür kanıtlar sunmuştur. Bu gözlemler, evrenin güneş merkezli olduğunu desteklemiş ve çağının genel kabul gören Ptolemaik modeline meydan okumuştur.

Ancak, Galileo'nun Kopernik teorisini savunması kiliseyle çatışmasına ve İnancını sorgulama ile suçlanmasına neden olmuştur. 1633'te kilise tarafından sapkınlıkla suçlanarak yargılanmış ve ev hapsine mahkum edilmiştir. Galileo, iddialarından vazgeçmek zorunda kalmış ve son yıllarını ev hapsinde geçirmiştir.

Galileo'nun çalışmaları, modern bilimin gelişimine büyük katkılar sağlamıştır. Ayrıca, bilimin gözlem ve deneyle desteklenmesinin önemini vurgulayan bir öncü olarak da kabul edilir. Galileo, 1642 yılında ölmüştür, ancak bilimsel mirası bugün hala büyük bir etkiye sahiptir.


Hayatı

Galileo Galilei, 15 Şubat 1564 tarihinde, İtalya'nın Pisa şehrinde doğmuştur. Babası Vincenzo Galilei, müzisyen ve besteci olarak tanınan bir kişiydi. Galileo'nun ailesi, Floransa'da kültürlü ve varlıklı bir aileden gelmektedir. Ancak, aile ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış ve Galileo'nun erken yaşta eğitimine gereken önemi verememiştir.

Gençlik yıllarında Galileo, Pisa Üniversitesi'nde tıp eğitimi almak için eğitim görmüştür, ancak daha sonra matematik ve fizikle ilgilenmeye başlamıştır. 1585'te, Pisa'dan ayrılarak Padua Üniversitesi'nde matematik profesörü olarak görev almıştır. Padua'daki dönemi boyunca, deneylere ve gözleme dayalı bir bilim anlayışı geliştirmiştir.

Galileo'nun astronomiye olan ilgisi, 1609'da Hollandalı lens üreticilerinin teleskopunu keşfetmesiyle daha da artmıştır. Bu teleskopları inceleyerek, kendi teleskoplarını üretmiş ve gökyüzündeki gözlemlerini yapmıştır. Bu gözlemler, Dünya'nın güneş etrafında döndüğüne dair Kopernik'in teorisini destekleyen kanıtlar sunmuştur.

Galileo'nun Jüpiter'in uydularını keşfi ve Venüs'ün ay fazlarını gözlemlemesi, evrenin güneş merkezli olduğu fikrini destekleyen önemli kanıtlar olmuştur. Ancak, bu görüşleri kilisenin resmi öğretileriyle çatıştığı için eleştirilere ve hatta dinsel baskılara maruz kalmıştır.

1632'de, "Dialogue Concerning the Two Chief World Systems" (İki Ana Dünya Sistemi Üzerine Diyalog) adlı eserinde Kopernik teorisini savunması, Katolik Kilisesi'nin Galileo'yu dinsel sapkınlıkla suçlamasına ve Roma İnquisisyonu tarafından yargılanmasına neden olmuştur. Mahkeme, Galileo'nun teorisini öğretmesini yasaklamış ve ev hapsine mahkum etmiştir. Geri kalan yaşamını Toskana'da ev hapsinde geçirmiştir.

Galileo, 8 Ocak 1642'de Arcetri'de ölmüştür. Ancak, bilimsel mirası, evrenin doğasını anlama yolunda yapılan büyük bir adımı temsil etmektedir. Galileo'nun deney ve gözleme dayalı bilimsel yöntemi, modern bilimin gelişimine büyük katkılar sağlamış ve bilimsel devrimin öncülerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Padova Üniversitesi’tideki yılları –  Engizisyon’da yargılanması

Galileo Galilei, İtalyan bir bilim insanıdır ve yaşamı boyunca bilim tarihine büyük katkılarda bulunmuştur. Gençlik yıllarında hidrostatik teraziyi tanımlayarak ve katı cisimlerin ağırlık merkezini inceleyerek üniversite çevrelerinde adını duyurmaya başlamıştır. 1588'de Floransa Akademisi'ne davet edilmiş ve 1589'da Pisa Üniversitesi'nde matematik profesörlüğüne getirilmiştir. Ancak, bu ilk akademik görevi olumsuz bir deneyim olmuş ve Galileo, üniversite ortamında devam etmek istememiştir.

1591'de babasının ölümü üzerine ailenin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalmıştır. 1592'de daha iyi koşullarla Padova Üniversitesi'nden matematik profesörlüğü teklifi alınca hemen kabul etmiş ve 18 yıl boyunca bu üniversitede çalışmıştır. Bu dönemde astronomide çığır açan gözlemler yapmış, çağdaş fiziğin başlangıcı sayılan araştırmalara imza atmıştır. Ayrıca, Kepler gibi bilim insanlarıyla yazışmış ve öğrencilerine rehberlik etmiştir.

1609'da ilk teleskopu yapan Hollandalı bir mercek ustasından bir ay sonra, kendisi de büyütme gücü yüksek bir teleskop yapmıştır. 1610'da yayımladığı gözlem sonuçları büyük yankı uyandırmıştır. Padova Üniversitesi'nde ömür boyu matematik profesörü olarak kalmasını isteyen Venedik Cumhuriyeti'nin önerisini kabul etmemiştir.

1610'da, evlilik dışı ilişkisinden doğan çocuklarını Padova'da bırakarak Floransa'ya dönmüştür. 1613'te, Kopernik'in evren modelini savunan ilk kitabı yayımlanmış ve bu kitap Aristotelesçi bilim çevrelerinin tepkisine neden olmuştur. Ancak, bu tepkiler mahkeme sürecine dönüşmemiştir.

1632'de, Kopernik ve Ptolemaios sistemlerini karşılaştıran "Dialogo" adlı yapıtını yayımladığında, Papa VIII. Urban ve Engizisyon'un tutumu sertleşmiştir. 1633'te Roma'da Engizisyon'a çıkarılmış ve suçunu kabul ederek ceza almaktan kurtulmuştur. Galileo, yaşamının son yıllarını hasta ve güçsüz bir şekilde geçirmiş ve 1642'de ölmüştür. Ancak, bilimsel mirası, modern bilimin temellerine büyük katkılarda bulunmuştur.

Galileo'nun Engizisyon Mahkemesi'nden sonra yaşamı oldukça sıkıntılı geçmiştir. Bir süre Siena'da gözetim altında tutulduktan sonra, 1633 Aralık ayından itibaren Arcetri'deki kendi evinde yaşamasına izin verilmiştir. Ancak, kitapları toplatılmış ve yeni kitaplar yayımlaması yasaklanmıştır.

Buna rağmen, 1638'e kadar çalışmalarına devam etmiştir. Gözleri tamamen görmez oluncaya kadar mekanik üzerine çalışmış ve yarım kalmış mekanik kitabının elyazmalarını İtalya dışına ulaştırmayı başarmıştır. Aynı yıl yapıtı ilk kez Leiden'de basılmıştır.

Galileo'nun bilim tarihindeki önemi, astronomide veya fizikte yaptığı devrim yaratacak kadar özgün buluşlarında değil, Aristoteles fiziğine, benimsenmiş felsefe öğretilerine ve kilise dogmalarına karşı çıkarak, yalnızca gözlem ve deneyin doğrulayacağı gerçeğe inanan özgür düşünceyi yeşertmesindedir.

Galileo'nun dikkatini çeken ilk olaylardan biri, Pisa Katedrali'nin tavanında asılı bir lambanın salınımını gözlemlemesidir. Salmanın genliğine bağlı olmayan salınım periyodunu fark etmiş ve daha sonra değişik genlikteki salınım yapan iki sarkacın gerçekten salınımını eşit zaman aralığında tamamladığını göstererek "sarkacın eşzamanlılığı" ilkesini ortaya atmıştır. Bu ilke, saatlerin ayarlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu olay, Galileo'nun gözlem yeteneğinin ve özgür düşüncenin ilk kanıtlarından biridir.

Fizik çalışmaları ve dinamiğin ilk yasaları


Galileo'nun çalışmaları, temelde fizik ve astronomi olmak üzere iki büyük alanı kapsar. Astronomiye olan ilgisi ancak 1609'dan sonra önemli bir yer tutarken, fiziğe olan ilgisi oldukça erken başlamıştır ve bu alandaki en büyük esin kaynağı Arkhimedes'in yapıtları olmuştur.

1612'de "Suda Duran ve Hareket Eden Cisimler Üstüne Söylev" adıyla yayımlanan hidrostatik incelemesinde, cisimlerin su içindeki davranışını ele almış ve Aristoteles'in savını çürüterek, cisimlerin su yüzeyinde kalmasını ya da dibe batmasını özgül ağırlıklarına bağlayan Arkhimedes'in görüşlerini desteklemiştir.

Pisa Üniversitesi'nde bulunduğu dönemde, düşme hızının cismin ağırlığıyla orantılı olduğunu savunan Aristoteles'in düşüncesini sorgulamış ve iddia edildiğine göre, aynı maddeden yapılmış değişik ağırlıktaki cisimleri Pisa Kulesi'nden atarak aynı zamanda yere düştüklerini kanıtlamıştır. Ancak, bu deneyin gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda tartışmalar bulunmaktadır.

Galileo'nun fizik araştırmalarında düşen cisimler ve hareket konusu önemli bir yer tutar. İlk olarak 1590'da "Hareket Üstüne" başlıklı yayımlanmamış bir incelemesinde cisimlerin eğik düzlemdeki hareketini ele almış ve 1600'de yayımladığı "Mekanik" başlıklı incelemesinde bu konuyu geliştirmiştir. Düzgün hızlanan hareketi tanımlayarak ivme kavramına ulaşmış ve dinamiğin yasalarına önemli bir adım atmıştır.

Ayrıca, "Mekanikle İlgili İki Yeni Bilim Üstüne Konuşmalar ve Matematiksel Kanıtlar" adlı yapıtında düzgün hızlanan ivmeli hareketin yasalarını koymuş ve gerilim kuvvetlerinin etkisi altındaki maddenin direnci ve kohezyonu üzerine çalışmıştır. Galileo'nun bu çalışmaları, fizik alanında yeni bir bakış açısı getirmiş ve statiği bir bilim dalı kimliği kazandırmıştır.

İlk teleskoplu gözlemleri ve Kopernik sisteminin savunusu

Galileo'nun Kopernik sistemini benimsediğini gösteren ilk belge, 1597 Ağustos'unda Kepler'e yazdığı bir mektuptur. Bu mektupta, Galileo'nun kovuşturulma korkusundan değil, gülünç olmaktan çekindiği için Kopernik'in kuramını savunmaya cesaret edemediği belirtilmiştir.

On iki yıl sonra, Galileo'ya teleskop adlı önemli bir buluşun haberi ulaşmıştır. Hollanda'da yapılan bu aracı hiç görmeden, 1609 Ağustos'unda kendi teleskopunu yapmıştır. Bu teleskop, düzlem-dışbükey objektifi ve düzlem-içbükey göz merceği ile nesneleri dokuz kat büyütmekteydi.

Galileo'nun teleskopla yaptığı gözlemler, astronomi alanında devrim niteliğindeydi. Jüpiter'in çevresinde dolanan dört uydusunu keşfetmiş ve bu uyduların Jüpiter'e bağlı olduğunu göstererek Kopernik'in kuramını desteklemiştir.

1610 Mart'ında yayımlanan "Yıldızların Habercisi" adlı yapıtıyla Galileo'nun ünü tüm Avrupa'ya yayılmıştır. Bu kitap, Frankfurt'ta ikinci bir baskı yapmıştır. Ancak, Kilise'nin Ptolemaios kozmolojisine ve Aristoteles'in görüşlerine olan bağlılığı nedeniyle, Galileo'nun görüşleri bazı baskılarla karşılaşmıştır.

1613'te yayımladığı "Güneş Lekeleri Üstüne Mektuplar" adlı yapıtında, Güneş lekelerinin, Güneş'in önünden geçen küçük gezegenlerin lekeleri olduğu yanlış inancını çürütmüş ve Kopernik sistemini açıkça savunmuştur. Ancak, Engizisyon, doğruluğu kanıtlanmadıkça Galileo'nun bu sistemden bahsetmesini yasaklamıştır.

1632'de yayımladığı "İki Büyük Dünya Sistemi Üstüne Konuşmalar" adlı yapıtıyla Galileo, Ptolemaios ile Kopernik sistemlerini karşılaştırmış ve Kopernik sistemini astronomi verileriyle savunmuştur. Ancak, bu yapıt Kilise tarafından da eleştirilmiş ve Galileo'nun ömrünün son sekiz yılını gözetim altında geçirmesi kararlaştırılmıştır.

Galileo'nun çalışmaları, çağdaş fiziğin kuruluşunda büyük etki yapmıştır. Özellikle dinamiğin yasalarını açıklaması, astronomiye getirdiği yeni bakış açısı ve Kopernik sistemi savunusu, modern bilimin temellerine önemli katkılarda bulunmuştur. Galileo'nun ölümünden sonra da, onun çalışmalarına dayanarak ilerleyen bilim insanları olmuştur.

•   Galileo Galilei'nin başlıca yapıtları:

La bilancetta, 1586 - Küçük Terazi

De motu, 1590 - Hareket Üstüne

Le meccaniche, 1600 - Mekanik

Sidereus nuncius, 1610 - Yıldızların Habercisi

Discorso intomo aile cose che stanno in su l'acqua et che in quelle si muovono, 1612 - Suda Duran ve Hareket Eden Cisimler Üstüne Söylev

Lettere sulle macchie solari, 1613 - Güneş Lekeleri Üstüne Mektuplar

Discorso sulle comete, 1619 - Kuyrukluyıldızlar Üstüne Söylev

II saggiatore, 1623

Dialogo sopra i due massimi sistemi del mondo, 1632 - İki Büyük Dünya Sistemi Üstüne Konuşmalar

Discorsi e dimostrazioni matematiche intomo a due nuove scienze attenenti alla meccanica, 1638 - Mekanikle İlgili İki Yeni Bilim Üstüne Konuşmalar ve Matematiksel Kanıtlar

Le opere di Galileo Galilei, (ö.s.), A. Favaro (der.), 20 cilt, 1890-1909 - Galileo Galilei'nin Yapıtları

Daha yeni Daha eski