Nikolai Yakovlevich Grotto Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

GROTE, Nikolay Yakovleviç (1852-1899)

Rus, ruhbilimci ve filozof. Felsefe sorunlarının çözümünde ruhbilimden yararlanma gereğini ileri sürerek idealist öğretiyi geliştirmiştir.

Petersburg’da doğdu, 23 Mayıs 1899’da Moskova’da öldü. Moskova Universitesi’nde felsefe ve ruhbilim öğrenimi gördü. Ruhbilim, felsefe tarihi ve mantık konularındaki çalışmalarıyla ilgi çekti. Moskova Üniversitesi’nde felsefe ve ruhbilim profesörü olarak görevlendirildi. 1889-1895 arası Voprossy Filossofii i Psychologuii (Felsefe ve Ruhbilim Dergisi) adlı derginin yöneticisi oldu, ayrıca 1889-1898 arasında felsefe ve ruhbilim çalışmalarıyla ilgilenen bir derneğin başkanlığını üstlendi.

Evren ve bilgi sorunları

Grote’nin felsefeyle ilgili çalışmalarının odağını evren ve bilgi sorunları oluşturur. Önce pozitivist (olgucu) görüşü benimsedi, evreni, düşler evreni ve somut evren diye ikiye ayırdı; bilginin duyularla sağlandığı görüşünü savundu. Ona göre gerçek varlık yalnız doğadır, insanın bilinci iç ve dış deneylerden oluşmuştur. Bilim, us ve algıların ilgi alanı gerçek varlıktır. Algıların kaynağı doğal nesnelerdir. Düş gerçek bir olay değildir, bu nedenle bilimin, felsefenin konusu olamaz, onunla ancak metafizik ilgilenir. Felsefe sorunlarının çözümünde, ruhbilim yönetiminden yararlanmalı, onunla yakın bir işbirliği sağlamalıdır. İnsan mutluluğunun, acılarının, kıvancının kaynağı olan duygular ruhbilim ve fizyoloji olaylarından kaynaklanır. Felsefe, gerçek deneylere dayanan bir bilim niteliği taşımaz, o öteki sanat türleri gibi insandaki yaratıcı gücün bir ürünüdür. Bu özelliği dolayısıyla gerçekleri açıklayamaz. Yaşamla ilgili olayları, kendi bütünlükleri içinde değil de, öznel açıdan gören felsefe, kandırıcılığı kanıtlama diye gösterme eğilimindedir. Gerçeğin nesnel ölçeği doğa yasalarıdır. Felsefenin üzerinde durduğu özgürlük bireyin çevre etkisinden kurtuluşu olmalıdır. Bilgi sorununa doğa yasalarına uyarak çözüm aramak gerekir. Salt bilgi bütün metafizik tanımlardan arınmış bilgidir. Grote ilk döneminde ileri sürdüğü bu görüşleri sonradan değiştirmiş, özellikle 1885’ten sonra metafiziğe yönelmiştir.

Grote bu dönemde felsefenin de, metafiziğin de birer bilim olduğu kanısındadır. Bu bilimlerin konusu da duyuüstü bilgidir. Duyu ve duygu kişiyi nesnel gerçeklere ulaştırır, onları yanılmaların kaynağı diye görmek yanlıştır. Felsefe nesnelerin özünü kavrayan, onların bilinmesini sağlayan bilgiyi konu edinir.

Felsefenin incelediği bilgi, insan bilgilerinin evrensel bireşiminden oluşan ve genel geçerlik taşıyan bir bilimdir. Din ve sanat gibi iki alana ayrılan felsefenin üç kaynağı vardır; bunlar da us, yaratıcı düşgücü ve sezgiye dayanan duygudur. Bu üç kaynak arasında uyumlu bir birlik vardır.

İlk davranış biçimi

Grote’ye göre felsefe insanı anlamaya çalıştığında değişik ve çelişik durumlarla karşı karşıya gelir, İnsanda biri us ilkelerinden kaynaklanan, öteki usa  aykırı düşen iki türlü davranış vardır. Sürekli bir çatışma içinde bulunan bu davranış türleri, insan eylemlerinde kendini gösterir. Özellikle istenç alanında ortaya çıkan bireysel tutkularla bütün insanlığın evrensel iyiliğe yönelik girişimleri arasındaki çatışma bu türdendir. Bunun bir benzeri de duygu alanında görülür. Orada da geçici, uçarı hazlarla estetik ve ahlak ilkelerine dayalı beğeniler birbiriyle çelişir.

Felsefenin görevi bu çatışmaları ortadan kaldırarak insanı mutluluğa kavuşturmaktır. Ancak bu mutluluğun temelini ahlak ilkeleri oluşturur. Felsefenin ve metafiziğin incelediği sorunların çözümünde ruhbilim yöntemi geçerli değildir, gerçeğin kavranmasını, insanın anlaşılmasını sağlamada yetersizdir.

Erk ve türleri

Grote olgucu felsefe ve metafizik yöntemlerine dayanan çalışmalarından sonra, yeniden düşünce değiştirir, özellikle 1895’te Görgücülük’ü benimser. Bu, onun yaşamında üçüncü ve son dönemdir. Daha önceki iki dönemde ele aldığı sorunları, bu son dönemde başka bir görüşle çözmeye çalışır. Önce karşı çıktığı ruhbilimi felsefe ile uzlaştırmaya koyulur. Bunu başarmak için de anatomi ve fizyoloji bulgularından yararlanır. Grote’ye göre tinsel erk doğaldır, fiziğin ilgilendiği ısı, ışın, mıknatıs erkleri gibi gerçektir ve sakınım yasasına bağlıdır. Erk konusunda ileri sürülen bütün fizik yasaları tinsel alanda da geçerlidir. Tinsel erkin niteliklerini anlamak için insan davranışlarını incelemek gerekir. Atılganlık, durgunluk, soğukkanlılık, aşırı devingenlik, birdenbire öfkelenme, taşkınlık gibi durumlar tinsel erkin aşamalarını gösterir. Düşünme yetisi gelişmiş, yaratıcı kimselerde daha çok durgunluk, denge, uyum görülür. Tutkulu, öfkeli, dengesiz kişilerde tinsel bakımdan önemli bir erk birikimi yoktur. Karakter ve kişilik erkin dengeli durumundan oluşur.

Felsefe sorunlarım, kendi anlayışına göre oluşturduğu erk kuramına dayanarak çözmeye çalışan Grote, bu kavramı alışılagelen anlamı dışında kullanır. Ona göre tinsel erklerin aşırı gelişimi gövdenin erkini azaltır. Öte yandan dengesiz davranışlar da belleğin, istencin düzenli çalışmasını engeller. Grote’ ye göre tinsel erk zaman ve uzayla bağlantılı değildir, geçmişten geleceğe doğru akar, başka gövdelere geçer. Tarihte büyük başarılar sağlamış kimselerin tinsel erkleri, sonraki bireylere geçerek, yeniden büyük başarıların ortaya konmasına olanak sağlar, insan yaşamında, yaratıcı güç bakımından, görülen ilerlemelerin kaynağı da erktir. İlerleme yaşamda ahlak değerlerinin gelişmesidir. İlerlemenin bilincin gelişmesi, yaşamda ahlak değerlerinin artışı, aşağı erkin yüksek erke dönüşmesi, yaşam, tin ve anlık gibi varlıklarla ilgili erkin birikim sakımı olmak üzere dört öğesi vardır. Bu öğeler arasında, içten bir bağlantı vardır.

Ahlak konusundaki görüşlerini yararcılık ve ödev gibi iki temel üzerine oturtan Grote’ye göre yaşamın ereği mutluluktur. İnsan mutluluğu özleyen, ona ulaşmak için eylemde bulunan, düşünen, yaratan bir varlıktır. İnsan dışında kalan canlılarda da mutluluk bir erektir, canlının bütün yaşamına egemendir. Mutlu olmak canlı için bir doğal yasa niteliğindedir. Ahlak değerleri bireysel yararla açıklanamaz. Özellikle bencillik ahlakın özüne aykırıdır.

•    YAPITLAR
(başlıca): Nouvelle classification des sentiments, 1878, (“Duyguların Yeni Sınıflandırılması”); Felsefe -Sanat-Bilim (Rusça), 1883; Scbopenhauer’in Felsefesi, (Rusça), 1888; La causalite et la conservation de l’energie dans le domaine de l’activite psychique, 1890, (“Tinsel Etkinlik Alanında Nedensellik ve Enerjinin Sakımı”).

•    KAYNAKLAR: Ossip-Lourie, Revue philosophıque, 1899.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski