Paul Haeberlin Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

HAEBERLIN, Paul (1878-1960)

İsviçreli filozof, ruhbilimci ve eğitimci. Kişiliğin “Ben” kavrammın gelişmesiyle oluştuğunu ileri sürerek çağdaş karakterbilimin kurulmasına öncülük etmiştir.

17 Şubat 1878’de Kesswill’de doğdu, 1960’ta Basel’de öldü. Bern ve Basel üniversitelerinde felsefe, ruhbilim ve eğitimbilim öğrenimi gördükten sonra bütün çalışmalarını insanda kişiliğin oluşması, “Ben” kavramının gelişmesi, bireysel bilincin biçimlenişi ve eğitim sorunları üzerinde yoğunlaştırdı. Bir süre ruhbilim ve eğitimbilim öğretmeni olarak görev aldı, sonra 1914’ten 1922’ye değin Bern, 1922’den emekliye ayrılıncaya değin de Basel üniversitelerinde profesör oldu. Haeberlin, Ludwig Klages ve Cari Gustav Jung gibi bilinç ve bilinçaltı konularını içeren çalışmaları nedeniyle çağdaş karakterbilimin kurucularından sayılmaktadır. Felsefeye “Ben” kavramını ele alarak giren Haeberlin’e göre önemli olan deneyden düşünceye varmak değil, düşünceden yola çıkarak deneyle sağlanan izlenimleri açıklamaktadır.

Haeberlin, deneyin, önceden verilmiş, anlıkta bulunan bir kavrama, bir düşünceye uygulama olduğu kanısındadır. Felsefe, metafizik, ahlak, estetik, din, eğitim ve ruhbilim sorunlarına Hegel’den kaynaklanan bir yöntemle yaklaşan Haeberlin için temel olan öznenin nesneyi kavramasını açıklığa \ kavuşturmaktır,. bu da ruhbilimin ereğidir. Özne tek gerçek olduğundan nesne ile algıyı ona dayanarak açıklamak gerekir. Öznenin nesneyi algılayışı doğrudan doğruyadır. Bu algılamanın ilk aşaması da öznenin kendi kendini bilmesi, kavramasıdır. Oysa doğa bilimleri bu algı içeriklerini, öznenin dışında, onunla ilgisi olmayan |bağımsız ve yabancı bir varlığa dönüştürürler. Bu, tek gerçek olanın, öznenin karşısına başka bir nesne koymaktır. Bu işlem ise ruhbilimden yararlanılarak yapılan bir soyutlamadır. Bu soyutlamanın başlıca özelliği nesneyi özneden ayırmaya dayanır. Oysa, yaygın anlamıyla soyutlama, nesneden başlanarak yapılır. Burada özne nesneden değil de nesne özneden, tek gerçek olandan soyutlanmıştır.

Bütün felsefe sorunlarına ruhbilim ve karakterbi-lim yöntemlerine dayanarak çözüm arayan Haeberlin bilinçaltı ve birey konusuna özel bir ilgi duyar. Birey, devinim ve bilinçaltı çözülmesi gereken en önemli sorunlardır. Bireyin, biri kişi olarak, yaşam durumu, öteki yaşam davranışı olmak üzere, iki temel olgusu vardır. Karakterbilimin birer öğesi niteliğini taşıyan bu iki temel varlık bireyi ortaya koyar, ona evrende özel bir yer sağlar. Yaşam durumu, kişinin bir yargıda bulunarak kendini ortaya koymasıdır. Bu nedenle bireyin en belirgin özelliği kendini ortaya koyuş biçimidir. Bireysel varlığın biçimlenişi anlamına da gelen yaşam durumunun karşısında yaşam davranışı bulunur. Yaşam davranışı ise bireyin benimsediği özel tutum, tuttuğu yoldur. Bu ikisi arasındaki uyum kişinin karakterini oluşturur. Karakter ise bir tutum takınmadır, kişinin yaşamını biçimlendiren olaydır. Yaşam tarihinin içeriği kişinin değişik tutum ve davranışlarından oluşan bir bütündür.

Haeberlin yaşam durumu ile yaşam davranışının arkasında bireyin özvarlığmın bulunduğunu ileri sürer. Bu özvarlık (existens) aracılığıyla Varoluşçuluk’a yaklaşır. Değişik felsefe sorunlarını ele alıp işlemesine, onlara kendine göre yeni çözümler getirmesine karşılık, Haeberlin’in önemi ruhbilim ve eğitimbilim alanındaki çalışmalarındadır.

•  YAPITLAR (başlıca): wege und Irrewege der Erziehung, 1918, (“Eğitimde Doğru ve Yanlış Yollar”); Der Gegen-stand der Psychologie, 1921,(“Ruhbilimin Konusu”); Der Geist und die Triebe, 1924, (“Tin ve İçgüdüler”); Der Charakter, 1925, (“Karakter”); Das Gute, 1926, (“İyilik”); Das Wesen der Philosophie, 1934, (“Felsefenin Özü”); Der Mensch, 1941, (“İnsan”); Ethik, 1946, (“Ahlak”); Logik, 1947, (“Mantık”); Pbilosophia Perennis, 1952, (“Ölümsüz Felsefe”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski