16. yy Fransa’sında Siyasi Güçler Dengesi
16. yy Fransa’sı kralın temsil ettiği merkezi iktidarın yerel yönetimler üzerinde egemenlik kurma çabalarına tanık oldu. Yerel yönetimler arasındaki farklılıklar, ulus ölçeğinde merkezi bir anayasanın yapılmasına olanak vermiyordu. Fransa’da taşranın ve yerel yönetimlerin bağımsızlığı geleneği güçlüydü. Krallık yönetimleri, ancak iç savaşlardan sonra yerel yönetimler üstünde etkilerini artırabiliyordu. Ingiltere’den farklı olarak, parlamento geleneğinin olmadığı Fransa’da, temel çelişki, kralla parlamento arasında değil, kralla, yerel yönetimler arasındaydı. 16. yy’da krallık yönetimi gün geçtikçe artan para ihtiyacını karşılamak üzere bazı devlet görevlerini ve unvanlarını para karşılığı satmaya başladı. Böylece hâkimlerin sayısı artırıldı, kral Paris Parlamentosu’nda iki yeni kurul oluşturdu. 16. yy boyunca yaklaşık 50.000 devlet görevi kral tarafından satıldı. Bu gelişmeler ve mali sistemin düzenlenmesi, gelecekteki merkezi bürokrasinin çekirdeğini oluşturacak bir profesyonel danışmanlar tabakasının oluşmasına yol açtı. Krallık yönetiminin organı olan Devlet Konseyi’nde profesyonel bürokratların sayısı artmaya, soy yerine uzmanlık önem kazanmaya başladı. Aynı zamanda da servet ve sermaye birikimine sahip toplumsal kesimlerin, bürokrasi içindeki etkinliği arttı.
Yeni oluşan profesyonel bürokrasi, eskisinden farklı olarak laik bir eğilimi temsil etmekteydi. Öte yandan, Fransa’da krallar gitgide kiliseyi egemenlikleri altına almaya başladılar. 1516 Bologna Konkordatosu ile Fransız kralı manastır başkanlarını ve piskoposları atama hakkını, papalığın elinden aldı.
1519’da Luther’in kitaplarının Paris’te yaygın bir biçimde okunmaya başlanmasıyla birlikte Reformasyon Hareketi Fransa’da yayılmaya başladı. 1521 ’de Kral I. Francis bunların yayımlanmasını yasakladı. Ancak Luthercilik özellikle yoksul kesimler arasında hızla yayılmaya başladı. 1530’ların ortalarından itibaren John Calvin ’in görüşlerinin etkinlik kazanmaya başlamasıyla birlikte, Fransız Protestanlığı önemli bir güç haline geldi. Kral II. Henry (1547-1559) babasının politikasını izleyerek Kalvinistler üzerindeki baskıyı sürdürdü. Oğlu IX. Charles (1560-1574) adına ülkeyi yöneten Catherine de Medicis daha önceki kralların izlediği baskıcı politikayı bırakıp Kalvinistlerle uzlaşmaya gitti. Ancak 1562’de Katoliklerin Protestanların bir toplantısını basıp katliama girişmeleri üzerine iki taraf arasında ilk iç savaş başladı. 1562-1589 arasında Fransa’da iki taraf arasında sekizden fazla din savaşı oldu. 1572 St. Barthelemy katliamında binlerce Protestan öldürüldü.
Bütün bu savaşlar boyunca Fransız monarşisi büyük sarsıntılar geçirdi. II. Henry’nin ölümünden sonra rakip aileler birbirlerine karşı iktidar kavgasına giriştiler. Krallık yönetimi, Katolik ve Protestan taraflar arasındaki iç savaşları engellemiyordu. Protestanlığa karşı asıl tehlike monarşiden değil Katolik Kutsal Birliği’nden gelmekteydi. III. Henry (1574-1589) bu örgütü kontrol altına almaya çalıştıysa da başaramadı. Protestanlara karşı hoşgörülü olan IV. Henry (1589-1610) döneminde din savaşları sona erdi, monarşik yönetim güçlendi.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi