1918’den Nazi İktidarına Değin Almanya’da Güçler Dengesi

1918’den Nazi İktidarına Değin Almanya’da Güçler Dengesi

I.Dünya Savaşı’mn sonuna doğru Alman halkı arasında Müttefikler’in iktisadi ambargosunun da ağırlaştırdığı yaşam koşulları, açlık ve yoksulluk dayanılmaz boyutlara varmıştı. 1917-1918 kışında kömür sağlanamaması nedeniyle binlerce çocuk açlık ve soğuktan ölmüştü. 1917’de kitlelerin sloganı, “her ne pahasına olursa olsun barış” olmuştu. Benzer yoksunluklar ve istemler cephelerde de yaygınlaşıyordu. Kasım 1918’de ateşkesin ve imparatorun tahtını bırakmasının ardından, önce Kiel’de denizciler ayaklandı, daha sonra Münih, Berlin, Frankfurt, Stuttgart gibi büyük kentlerde ayaklanmalar oldu. İşçi ve Asker Konseyleri yönetimi ele geçirdi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu örgütlenmelerin yeni bir demokratik düzene geçene değin geçerli olabileceğini savunurken, partiden ayrılan ve Spartakistler olarak anılan bir grup, konseyleri sosyalist devrimi gerçekleştirecek araçlar olarak görüyordu. 9 Kasım 1918’de cumhuriyet ilan edildikten sonra SPD ile Spartakistler ve öbür sol gruplar arasındaki görüş ayrılıkları mücadeleye dönüştü. Ocak 1919’da tüm yetkilerin işçi ve Asker Konseyleri’nde olmasını isteyen Spartakistler yenilirken, imparatorluğun eski partileri “halkçı” ve “demokrat” sözcükleri içeren yeni adlar alarak seçim hazırlığına giriştiler. Eski Muhafazakârlar ve Yahudi karşıtlan Alman Ulusal Halk Partisi’ni; ilericiler, Demokrat Alman Partisi ni; sanayiciler, Alman Halk Partisi’ni kurdu. Kasım 1918 de SPD ağırlıklı Weimar Koalisyonu işbaşına geldi. 1919-1923 arası aşın enflasyon ve öbür iktisadi karışıklıkların sürdüğü, Ruhr bölgesinin Fransa tarafından işgal edildiği, Yahudi karşıtlığının yaygınlaştığı ve parlamento dışı kişilerin katıldığı partiler üstü hükümetlerin denendiği bir dönem oldu. Bu yıllarda 5 hükümet darbesine girişildi. Hitler’in Nazi Partisi önderliğini üstlenmesi de (1920) bu yıllara rastlar.

1924-1928 arası ise Alman ekonomisi için ABD kredilerine dayanılarak yeniden yapım yatırım-lannın başladığı bir iktisadi canlanma dönemi oldu. Bu dönemde Sosyal Demokrat hükümet ücretleri artırdı, askeri bütçeyi kısıtladı, sosyal güvenlik sistemini geliştirdi ve siyasal özgürlükleri güvence altına alan yasalarçıkardı. Naziler’ in en güçsüz olduğu, Hitler’in komik bir adam olarak karikatürlere geçtiği ve ordunun bile ondan desteğini çektiği dönem de bu göreli olarak iktisadi canlanma yıllanydı.

Sosyal Demokrat hükümetin gelir dağılımındaki adaletsizliği azaltıcı önlemlerine karşın 1929’a gelindiğinde Almanya hâlâ gelişmiş Avrupa ülkeleri arasında en adaletsiz gelir dağılımına sahip olma özelliğini koruyordu. 62,5 milyon kişi toplam ulusal gelirin 16.000 milyon markını alırken, 80 bin kişi 35.000 milyon mark alıyordu.

1929  dünya iktisadi bunalımı ve ABD kredilerinin geri çekilmesiyle birlikte Alman ekonomisi yeniden hızlı bir çöküşe sürüklendi, işsizlik, bu bunalımın en çarpıcı göstergesi oldu: 1930’da 400.000 kişi işini kaybederken iki yıl sonra 6 milyon kişi işsiz kalmıştı.

1930  seçimlerinde Nazi propagandası işsizliğin önlenmesi üstüne kuruldu. Naziler’e göre işsizliğin önlenmesi için savaş tazminatlannın ödenmemesi ve Versailles Antlaşması ’nın tanınmaması, bunun için de güçlü bir hükümetin kurulması gerekiyordu. 1928 seçimlerinde Naziler 12, Sosyal Demokratlar 153 milletvekilliği kazanmışken, 1930 seçimlerinde Naziler 107, Sosyal Demokratlar 143 milletvekilliği kazandı. Naziler milletvekili sayılannı 1932 seçimlerinde 230’a çıkardı ve Hitler Ocak 1933’te başbakan oldu.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski