BORODİN, Aleksandr (1833-1887)
Rus besteci. Ulusal Rus müzik okulunun kurucuları olarak bilinen “Rus Beşleri”ndendir.
11 Kasım 1833’te, St. Petersburg’da doğdu. Soylu bir ailenin çocuğuydu. Erken yaşlarından başlayarak, hem müziğe, hem de bilime ilgi gösterdi. Dokuz yaşında bir polka besteledi. Daha sonra sürekli müzik dersleri almaya başladı. 1847’de bir flüt konçertosu ve bir yaylılar üçlüsü besteledi. 1850’de Askeri Tıp Akademisi’ne girdi ve bu okulu 1855’te bitirdi. Yaşamı boyunca, mesleğini ve müziği bir arada yürütmeye çalıştı; bu nedenle verimli bir besteci olamadı. 1862’de Balakirev ile karşılaşıncaya kadar,
kendi kendini yetiştirmiş (autodidact) bir besteciydi.
O sıralarda, Cui ve Mussorgski’ye ders vermekte olan Balakirev, Borodin’i de öğrencisi olmaya razı etti. Balakirev’in sıkı denetiminde, Borodin ilk senfonisini 1867’de bitirdi. Senfoni ilk kez Balakirev’in yönetiminde, 1869’da yorumlandı ve taşıdığı bazı acemiliklere karşın ilgiyle karşılandı. Birinci Senfoni’sine çalışırken, bir yandan da ilk operası Cesur Şövalyeler’i bestelemiş, bu operada, bazı bestecilerin yapıtları ile kendi müziğim özgün bir biçimde birleştirmişti. 1867’de, bestecisi açıklanmadan sahnelenen opera pek ilgi çekmedi. Aynı yıl, ikinci Senfoni’sim bestelemeye başladı ve önce bu senfonide kullanmak üzere dört şarkı besteledi. Bu şarkılarını çok beğenerek düşüncesini değiştirip, ikinci bir opera bestelemeye karar verdi. Böylece, 1869’da, ölünceye dek bir türlü tam olarak bitiremeyeceği, ünlü Prens Igor operası üzerinde çalışmaya başladı. Prens Igor’da kullanılan birçok müziksel düşüncenin yinelendiği ikinci Senfoni’sini, 1877’de bitirdi; yapıt aynı yıl yorumlandıysa da, orkestra iyice hazırlanamadığmdan başarılı olamadı. 1886’da Üçüncü Senfoni’sine başladı, ama son bölümü tamamlarken, beklenmedik bir kalp hastalığıyla 27 Şubat 1887’de, St. Petersburg’da öldü.
Borodin müzik tarihinin en lirik bestecilerinden biridir. Bir boş zaman uğraşısı olarak beste yapmasına karşın, en az profesyonel bir besteci kadar başarılıdır; Rus Ulusal müzik okulunun kurulmasına büyük katkılarda bulunmuştur. Bütün müziksel düşüncelerini Rus halk müziğinden çıkarmaya çalışmıştır. Zaten, bestelerinin melodik ve armonik biçimi, modal ölçeklerle kurulmuştur. Örneğin, senfonilerinin tonal planlarında, majör-minör dizgesinin ton ilişkileri yerine, modal ilişkileri yeğler; böylece, müziksel yapı başat, yönlendirici notanın çekiminde kurulur. Bu özelliği ile, müzik tarihine tonalitenin sınırlarını zorlayan, Almanya’nın dışındaki ilk besteci olarak geçmiştir. Kromatizmi ve ustaca işlenmiş müziksel uyuşmazlıkların bulunduğu armonisi ile, dinleme açısından son derece zengin, yumuşak ve bireyseldir. Örneğin, bu dinleme etkisi, basit kurgusuna karşın, tüm etkinliği ile Orta Asya Steplerinde adlı ünlü orkestra yapıtında görülebilir. Başka bir özgünlüğü ise, ancak Liszt ile karşılaştırılabilen “Tema Türetme” yöntemidir: her iki besteci de, senfonilerinin ilk bölümlerini alışılmadık bir biçimde, tek temalı (mo-nothematic) olarak kurmuşlardır.
Borodin’in müziksel yeteneği, sözcüğün tam anlamıyla, doğuştandır; hiçbir kompozisyon öğretmeni olmamasına karşın, henüz 22 yaşındayken, “polifonik kombinasyon” bilgisi gerektiren fügleri kolaylıkla ve yanlışsız bestelemiştir. Örneğin, Prens Igor operasından ünlü Poloveç Dansları’nda, temalar o denli doğal biçimde birbirlerine eklemlenirler ki, sanki Borodin bu dansları izleyip, hemen ardından bestelemiş gibidir. Borodin Rusya’da tanınmadan önce Avrupa’da ünlenmiştir. Bunda Liszt’in katkısı gözardı edilemez. 1877 yılında, bir iş için Weimar’a gittiğinde Liszt ile tanışmış ve aralarında iyi bir dostluk kurulmuştur. Liszt’in yardımıyla, Birinci Senfoni’si, 1880’de, Baden-Baden’de büyük bir başarı ile yorumlanmış ve Avrupa’da iyice ünlenen besteci, 1885-1886’da, Belçika’ya gittiğinde, büyük bir hayranlıkla karşılanmıştır.
Teknik özellikleri açısından, Aleksandr Borodin, Mili Balakirev, Cesar Cui, Nikolay Rimski-Korsa-kov, Modest Mussorgski ile birlikte “Rus Beşleri”nin temel amacını paylaşır. Bu amaç klasik Rus müziğinde Batı müziğinin etkilerini kırıp, “ulusal ve özgün” Rus müzik okulunu kurmaktır. Borodin, hep bu çerçeve içinde beste yapmaya çalışmış ve çok başarılı da olmuştur. Borodin’in etkileri, 20. yv’da izlenimci okulun bestecilerinden Debussy ve Ravel’de, ve neo-klasik okulun bestecilerinden Sibelius ve Stra-vinski’de görülür.
• YAPITLAR (başlıca): Opera: Cesur Şövalyeler, 1867; Prens İgor, 1869-1887, (Rimski-Korsakov ve Glazunov tarafından tamamlandı). Orkestra müziği: Orta Asya Steplerinde, 1880. Senfoni: No. 1, 1862-1867; No. 2, 1869-1876\No. 3, 1886-1887,(tamamlanmadı). Oda müziği: İki keman ve viyolonsel için Bir Rus Teması Üzerine Fantezi, 1855; Yaylılar İçin Altılı, 1860; Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No. 1, 1875-1879; Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No. 2, 1881-1885. Piyano müziği: Dört el için Tarantella, 1862; Petit Süite, 1878-1885; Şarkılar.
• KAYNAKLAR: M.D. Calvocoressi ve G. Abraham, Masters of Russian Music, 1938.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi