BAİN, Alexander (1818-1903)
İskoç filozof ve eğitimci. Mill’in felsefesinden etkilenerek çağrışımcı öğretiyi benimsedi.
Aberdeen’de doğdu ve öldü. Yoksul bir dokuma işçisinin oğluydu. İlk eğitimini kendi kendine yaptıktan sonra Marischal Koleji’ne girdi. Okulu bitirince bir süre felsefe okuttu (1841-1844), Londra’ya gittiğinde Yararcılarla yakın ilişkiler kurdu. J.S.Miil’e, daha yayımlanmamış olan A System of Logic adlı kitabının düzeltmelerinde yardımcı oldu. On yıl süreyle gazetecilik yaptı. Bu arada en önemli yapıtlarını yayımladı: The Senses and the Intellect, (1855)ve The Emotions and the Will (1859). 1860’ta Aberdeen Üniversitesi’nde mantık ve retorik profesörü oldu. 1876’da Mind adlı felsefe dergisini kurdu.
Bain, İngiliz Pozitivist Okulu’na bağlıdır. Araştırmalarında psikoloji, fizyoloji ve patoloji alanındaki buluşlardan yararlanmıştır. Bain’in anlık üzerine yaptığı incelemeler, İngiliz ÇağrışımcıOkulu’nun doruğu olarak nitelendirilir. Bain’in çağrışımcılığı Hartley ve Mill’den etkilenmiştir. Beyinsel etkinliklerde sinir sistemine ilişkin görüşlerinde Hartley’i, anlıksal olayı incelerken analitik yöntemi kullanışında da Mill’i izlemiştir.
Bain’in psikoloji öğretisine katkısı, ilk kez Hartley’in ortaya attığı ve fizyoloji ile felsefeden kaynaklanan psikoloji görüşünü genişletmesidir. Bu görüş geleneksel psikolojiyle fizyolojiyi birleştirmeyi amaçlar. Bain’in fizyolojisi deneysel araştırmaya dayanmaktaydı. Psikofizyolojiye John Stuart Mill’in “birlikte değişimler” yöntemini uygulayan Bain’in yaklaşımı erken çağrışımcılarınkinden ayrılır. Erken çağrışımcıların amacı tutarlı bir deneyci bilgi kuramı oluşturmaktı. Oysa Bain’in yaklaşımı daha çok psikoloji açısındandır ve çağrışımcı kuramı salt kavramsal düzeyde değil, insan eyleminde kullanılması açısından benimser. Bain’in amacı insan düşünüş ve davranışlarını açıklamaktı. Bu nedenle, Alman fizyolog Johan-nes Müller’in “sensorimotor fizyolojisini benimsedi. Sensorimotor fizyoloji ile çağrışımcılık felsefesini birleştirerek, insan psikolojisini açıklamaya çalıştı.
Bain’in bu yaklaşımı, kendisini izleyen İngiliz araştırmacılarının beynin fonksiyonlarını incelemelerine yol açtı.
Darwin ve Spencer’in çağdaşı olmasına karşın araştırmalarında onların evrimci yaklaşımından etkilenmemiştir. Eğitim felsefesinin oluşturulmasında ve uygulanmasında önemli katkıları bulunan Bain, gramer ve kompozisyon öğretiminde yeni yöntemlerin uygulanmasında ve Kuzey İskoçya’da eğitim düzeyinin yükseltilmesinde etkili olmuştur.
İstenç ve bilinç
Bain’in felsefe alanında yaptığı en önemli katkı istenç ve bilinç konularında ileri sürdüğü görüşlerdir, Ona göre bu konularla ilgili en temel sorun, gövdenin devinen parçaları, örneğin kol ve bacaklar üzerinde istencin nasıl olup dadenetim sağlayabildiğidir. Geleneksel görüş, belirli bir duruma karşı gösterilen tepkiyi önce durum hakkında algı yoluyla bilişi edinilmesi, sonra da uygun kasların çekilmesi olarak değerlendirir. Oysa bu, eylemin, tepkisi olduğu durum henüz gerçekleşmeden ortaya çıktığı bağlamları açıklayamaz. Örneğin karşısındakinin yüzüne vuracağını düşünen bir kişi koluyla önceden yüzünü kapatır. Bain’e göre kolun devimi, istenç tarafından çekilen bir kasla değil, kolun taşıdığı bir “içsel kendiliğindenlik”le (inherent spontaneity) açıklanmalıdır. Kendiliğindenlik, yüzü kapamaya hazırlık ile yüze vurulacağı beklentisinin bağlantılı olmalarını gerektirir.
William Hamilton’un duyum ve algının ters orantılı oldukları görüşünden de yararlanan Bain, bir bilinç kuramı ortaya attı. Bilincin duygusal ve ussal yönleri arasında kesin bir ayrım çizdi. Bu her iki karşıt yönü de içeren bilincin, içeriğine ancak değişimleri aldığını, hiçbir değişime uğramayan bir-şeyin kavranmasının ancak o nesnenin içinde bulunduğu bağlama göre bir değişiklik taşıyor olmasına bağlı olduğunu ileri sürdü. Ona göre, kendi değişmeyen ve bağlamıyla bir karşıtlık taşımayan nesne farkedile-mez, yani bilince içerik olamaz.
Ona göre ahlak duygusunun oluşumundaki başlıca neden yasak ve cezaya uygun olan eğitimdir. Yasak edilen bir eylem için duyulan ceza korkusu o edime karşı bir tiksinme uyandırır.
Mutluluğun koşullarını ise sağlık, bilim, erdem, zenginlik ve din diye sıralar. Sürekli bir özveri gerektiren erdeme ulaşmak isteyenin o dönemin ahlak düzeyinde olması gerekir. Erdemlerini yaymak isteyenler, bu işi en az özveri gerektirecek biçimde yapmalıdırlar.
• YAPITLAR: The Senses and the Intellect, 1855, (“Duyular ve Anlak”), The Emotions and the Will, 1859, (“Duyular ve İstenç”); Mental and Moral Science, 1868, (“Mantık ve Ahlak Bilimi”); Logic, 1870, (“Mantık”); Mind and Body, 1872, (“Anlayış Gücü ve Gövde”); Education as a Science, 1879, (“Eğitim ve Bilim”); The Study of Character, 1861, (“Karakterin İncelenmesi”).
• KAYNAKLAR: S.Potter, The Muse in Chains, 1937; T.Rİbot, La Psychologie Anglais Contemporaine, 1875; H.C.Warren, A History of the Association Psychology, 1921.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi