Alman Birliği’nin Kuruluşu Ve Almanya’nın Güçlenmesi
Almanya 19.yy’m başında 296 prenslik ve 51 serbest kentten oluşmaktaydı. Nüfusun 3/4’ii feodal ilişkilerin egemen olduğu tarım kesimin-deydi. 15. ve 16. yy’larda Ingiltere ve Fransa’da ticaret ve sanayinin gelişmesi siyasi merkezileşmeyle birlikte olduğu halde, Almanya’da tersi bir süreç yaşanmış, mahalli prensler güç kazanmış ve Alman devletleri dünya ticaretinin dışına itilmişti. 1815 Viyana Kongresi’nde Almanya 39 devletten oluşan, Avusturya’nın egemenliğinde bir konfederasyon haline getirildi. 1871’de Bismark’m önderliğinde Almanya’nın siyasi birliğinin sağlanması, sanayileşme süreci bakımından da bir dönüm noktası oldu. 1830’larda Almanya’nın Batı’smda, 1840’larda da Doğu’sunda toprak köleliğinin yasal olarak kaldırılması, 1834’te 17 Alman devleti arasında gümrüklerin kaldırılarak tek bir pazar yaratılması, 1871 sonrası büyük sanayi sıçramasının temellerini oluşturdu.
Siyasi birliğin sağlanmasından sonra, devlet öncülüğü ve ağırlığında sanayileşme hızı olağan-nüstü arttı. Demiryolları kamulaştınlıp yenileri yapıldı, en yeni teknikleri kullanan ağır ve yeni sanayiler tekelci bir yapılanma içinde teşvik edildi. Almanya çok az sömürgeye sahip olduğu için, sanayileşmesi büyük ölçüde yüksek gümrük duvarlarıyla korunan iç pazara dayandı. Almanya’nın, Avrupa’nın en geç sanayileşme sürecine giren ülkelerinden biri olmasına karşın, kalkınma hızının çok yüksek olmasının nedenleri, Alman sanayileşme modelinden giderek açıklanmaktadır. Sanayileşmesini en önce tamamlayan ülkelerden farklı olarak Alman sanayileşme deneyinde, serbest rekabetçi bir evre yaşanmadan, çok yoğun devlet yönlendirmesinin eşlik ettiği, ağır sanayi önceliğinde bir strateji benimsendi. 20.yy’ın başına gelindiğinde Almanya 30 yıl gibi kısa bir süre içinde özellikle ağır sanayi alanında, Avrupa’nın en güçlü ülkesi durumuna gelmişti.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi