Türkiye’de çok partili hayat dönemi başladıktan sonra (1946) Atatürk’e karşı işlenen suçların dikkati çekecek derecede arttığı görüldü, Gerek dille tecavüz, gerek büst ve heykellerine saldırma, gerek Atatürk devrimlerini kötüleme biçimlerinde ortaya çıkan bu suçlar genellikle, kışkırtılmış aşırı dinci topluluklar ya da sapık tarikat mensuplan tarafından işleniyordu. Olaylar, siyasî iktidarın el değiştirdiği 1950 seçimlerinden sonra hızla arttı. Atatürk heykellerine saldırılar geneliikle küçük kasabalarda, köy okullarında görülüyor, saldıranların kimlikleri de çoğu zaman biJinemiyordu. Fakat, saldırıların Ankara’da da başlaması, hele gün ortasında, Ulus meydanındaki heykele küçük bir topluluk tarafından saldırılması, eldeki kanunların yetersizliğini ortaya koydu. Bu boşluğu doldurmak amacıyle özel bir tasarı hazırlandı. 25.VII.1951 günü T.B.M.M.’de kabul edilen, altı gün sonra da yürürlüğe giren 7872 Sayılı kanunda Atatürk’e karşı işienecek suçlar ile bunlar için konulan cezalar şöyle sıralanmıştı:
Madde 1 — Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyle cezalandırılır.
Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve âbideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip e-
den, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlan işlemeye başkalarını teşvik eden asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 — Birinci maddede yazılı suçlar, iki veya daha fazla kimse tarafından toplu oiarak veyo umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmoiunacak ceza yon nispetinde arttırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanarak işlenir veya bu surette işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli arttırılır.
Madde 3 — Şu konuda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re’sen takibat yapılır.