Balım Sultan Kimdir, Hayatı, Felsefesi, Hakkında Bilgi

BALIM SULTAN ( ? -1516)

Anadolulu derviş. Bektaşîlik’i bir “tarikat” olarak düzenlediğinden ikinci kurucusu saydır.

Doğum yeri ve yılı konusunda kesin bilgi yoktur, Kırşehir’de öldüğü söylenir. Yaşamı birtakım söylencelere karıştığından gerçekle masalı ayırma olanağı yoktur. Yazılı kaynaklann kimi Hacı Bektaş Veli’nin torunu ve Mürsel Baha’nın oğlu, kimi de Hacı Bektaş Veli’nin “evlat edindiği” Kadıncık Ana’ nın torunlarından olduğunu bildirir. Bektaşîler arasında çok yaygın bir söylentiye göre, Mürsel Baba doksan yaşlarına vardığında, Hacı Bektaş Veli inançlarım yaymak için Bulgaristan’a gitmiş, orada bir Bulgar kızıyla evlenmiş, bu evlilikten Balım Sultan doğmuştur. Büyüyünce Dimetoka Seyid Sultan Tek-kesi’nde posta oturan Balım Sultan’ın ününü duyan II.Bayezid, 1501’de onu Kırşehir Hacı Bektaş Tekkesi’ne göndermiştir. Balım Sultan burada Bektaşîlik’in kesin kurallarım, törenlerini düzenleyerek “tarikat”m ikinci kurucusu sanmı kazanmıştır.

Balım Sultan, Bektaşilik’te “mücerred” diye nitelenen, evlenmeyi gereksiz bulan, kendini “tarikat” a vermeyi ilke edinen geleneğin kurucusudur. Ona göre tarikata girecek kimsenin bütün varlığı ile Hacı Bektaş Veli’ye bağlanması, dünyaya yönelik eğilimlerden, tutkulardan, isteklerden sıynlarak özünü ant-ması gerekir. Bu inancı benimseyen dervişler kulaklarına “mengûş” denen bir halka (küpe) takarlar, tarikat işlerinden başka bir uğraşa ilgi göstermezler. Yılın belli günlerinde düzenlenen “Ayin-i Cem” denen törende Balım Sultan’ın adını anarlar, ona bağlılıklan-nı gösteren övgüler söylerler. Balım Sultan’ın kurduğu düzene göre evlenmemek, Hıristiyanlık’taki “keşiş” yaşamıyla benzerlik gösterirse de, onunla ilgili değildir. Ali’ye bağlanan, eski Anadolu inançlarından, Yeni-Platonculuk’tan, Pythagoras, Orpheus düşüncelerinden, çoktanrıcı dönemin din anlayışlarından beslenen Bektaşilik’te dinin katı kuralları, değişmez koşullan geçerli değildir. İnsan, yaşadığı evrende bağımsız bir varlıktır. Onun görevi alçakgönüllüce davranmak, bütün gösterişlerden uzak kalmak, özünü arıtmak, olgunlaşmak, yüreğini Tanrı ve insan sevgisiyle doldurmaktır. Balım Sultan’a göre, insan bir “gönül varlığı”dır, bütün insanlar kardeştir, banş içinde yaşamaları, birbirlerine yardımcı ve dayanak olmaları gerekir. İnsanlar arasında kadın-erkek eşitliği temel ilkedir. Tanrı insanın gönlündedir, insanın dışında, ona egemen olan, değişmez, katı kurallar koyan, yalnız buyuran bir varlık değildir. Gerçek olan içinde yaşanan evrendir. Bütün dinler insanlan olgunlaştırmak, barışı sağlamak, kardeşlik duygularını yaymak, geliştirmek içindir. Oysa, sonradan dinlerin bu anlamı değiştirilmiş, katı ve çekilmez kurallar ortaya konarak yaşam ağır bir yük durumuna getirilmiştir.

Balım Sultan yazılı yapıt bırakmadığından, onunla ilgili sayılan düşünceler, düzenlediği “tarikat” ta uygulanan törenlerde okunan “nefeslerden”, “gülbank”lardan çıkarılmaktadır. Bu törenler, içerik bakımından, insanlar arasında birlik sağlamaya yöneliktir. Bu nedenle halka açıktır. Ancak törenlere katılabilmek için tarikata girme, belli eğitim aşamalarından geçme gereği vardır. Balım Sultan’ın koyduğu kurallara göre içki içmek, çalgı çalmak, oyun, eğlenmek yasak değildir. Yasak olan, tarikatın temel ilkelerine, görüşlerine aykırı davranmaktır. Bu temel ilkelerin başında karşılıklı sevgi ve saygı gelir.Tarikatın özünü Ali’ye bağlılık, insan-Tanrı özdeşliği oluşturur. Şeriatın öngördüğü törenler (tapınmalar-ibadet) insanın olgunlaşması için yeterli değildir, daha çok gelişmeyi önleyicidir. İbadet dışa yönelik, görünüşe önem veren, biçimci bir görev anlayışını benimsemiştir. Oysa, insanın olgunlaşması, arınması, tanrısal varlıkla aydınlanması, kendini tanıması, gönlünde Tanrı sevgisini duyması özü gereğidir. Özün biçime bağlı işlemlerle ilgisi yoktur.

Balım Sultan, kurduğu gelenekle, çağlar boyunca Anadolu ve Rumeli Bektaşîleri üzerinde etkili olmuş, özellikle Balkanlar’da açılan “tekkeler”in benimsediği görüşle ışığını sürdürmüştür.

•    KAYNAKLAR; İ.Z. Eyuboğlu, Bektaşilik, 1980.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski