BARTOLUS (1314-1357)
İtalyan hukukçu. “Postglossatorlar” olarak adlandırılan Roma hukukçularının başlıca temsilcilerinden, devletler özel hukukunun kurucularındandır.
Bartolo di Sassoferrato, günümüzde Ancona Bölgesi’nde bulunan Sassoferrato’da doğdu. 1334’te Bologna Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı. Pisa ve Perugia Üniversitelerinde hukuk dersleri verdi.
Bartolus, Cino da Pistoia ile birlikte, “Postglossatorlar” (Commentatorlar) olarak adlandırılan akımın en önemli temsilcilerindendir. Pisa kentinin bir kütüphanesinde kalmış olan 6. yy tarihli bir el yazması ile Digesta metninin (Romalı hukukçuların yapıtlarından oluşan ve Iustinianos tarafından hazırlanan derleme) 12. yy başlarında, yeniden bulunması, Roma Hukuku’na karşı ilgiyi arttırdı. Hindistan yolunun arandığı, Haçlı Seferleri’nin yapıldığı ve ticaretin geliştiği bu tarihsel dönemde, fikir hayatında da bir canlılık ortamı belirdi ve hukukçular Roma Hukuku’na yeniden eğildiler.
Irnerius tarafından başlatılan ve yaklaşık 150 yıl kadar süren “Glossatorlar” akımına bağlı hukukçular, Iustinianos kanunlarının ve özellikle Digesta’nın sayfa kenarlarına ve satır aralarına açıklayıcı nitelikte kısa notlar koyarak kavramları sınıflandarmaya ve Roma Hukuku’na sistematik bir yön vermeye çalışmışlardı. 13. yy’ın ikinci yarısından sonra, Bologna Hukuk Okulu’nda, Perugia, Pisa, Siena üniversitelerinde ve Avrupa’nın kimi önemli merkezlerinde yeniden canlanan ve 16. yy’m ortalarına değin süren bu dönemin hukukçularına ise Postglossatorlar (sonraki Glossatorlar) adı verilir. Glossatorlar’ın kısa notlarına karşılık, Postglossatorlar Iustinianos kodlarının tüm bölümlerini ayrıntılı bir biçimde yorumladılar. Postglossatorlar, öncekilerden farklı olarak, uygulamaya da önem verdiler. Roma Hukuku kurallarım içinde yaşadıkları olaylara uygulamak için, bu kuralları kendi devletlerinin hukuk kurallarına yaklaştırmaya ve hukuku yaşamın tüm alanlarını düzenleyen bir sistem haline getirmeye çalıştılar.
Postglossatorlar da Glossatorlar gibi, Roma Hukuku’nun skolastik öğretisi içinde kaldılar.İustinianos kanunlarınm’ısarsılmaz saydıkları temellerine dayanarak çalıştılar. Bu nedenle, yöntemleri eleştirel ya da tarihsel değil, dogmatiktir.
Devletler özel hukuku
Bartolus, 14. yy’da Roma Hukuku, Kilise Hukuku, feodal ve geleneksel hukuklar arasındaki çelişkilerden doğan karmaşaya düzen getirmeyi amaçlamış ve uygulamaya da önem vermiştir. Yasa kuramına ilişkin öğretisi, kanunlar çatışması konusundaki ilk incelemelerden sayılır. Roma Hukuku’na evrensellik kazandırmaya çalışmakla birlikte, kimi yasaların ancak belli olay ve kişilere uygulanabileceğini savunmuş, kimi yasaların uluslararası geçerliliğinin bulunmadığını öne sürmüştür. Grotius’un devletler genel hukukunun kurucusu olarak kabul edilmesi gibi, Bartolus da devletler özel hukukunun kurucularından kabul edilir.
Hukuk anlayışı
Bartolus’un hukuk bilimi anlayışı, döneminin hukuk yaklaşımı ile karşılaştırıldığında oldukça ileri bir nitelik taşır. Bartolus’a göre sosyal bilimler, teolojiden sonra en önemli bilim dalıdır. Hukukçunun görevi, yasaları organik bir bütün olan toplumun yararına ve iyiliğine uygun bir biçimde yorumlamaktır. Ruhani ve kişisel otoriteye karşı saygıyı savunmakla birlikte, otoritenin uygulanmasında bireyin korunması sorununa da önem vermiştir.
Toplumsal olgu ve sorunları tutucu ve tek yönlü bir biçimde ele alan Orta Çağ zihniyetine karşı, Bartolus’un a prirori bir dogmatizmden uzak, esnek yaklaşımı, hukuk bilimine yaptığı başlıca katkıdır. Bartolus, hukuk biliminin normatif sınırlarını genişleterek, onu sosyal bilimlerin öteki alanlarına da açan düşünürler arasında yer alır. Kısa ama üretken yaşamı boyunca yazdığı yapıtların çokluğu nedeniyle, “hukukçuların prensi” olarak adlandırılır.
Siyaset bilimi
Bartolus De regimine civitatis (“Devlet Yönetimleri Üzerine”) adlı incelemesinde ileri sürdüğü görüşlerle, kendisinden sonraki düşünürler arasında özellikle Rousseau ve Montesquieu’yü etkilemiştir. Bu yapıtında, Aristoteles’in hükümet biçimlerini monarşi, aristokrasi ve demokrasi olarak sınıflandırmasını genel bir şema olarak kabul etmiş ve tiranlık, oligarşi ve demogoglar yönetiminin bunların yozlaşmış biçimi olduğunu ileri sürmüştür. Yönetim biçimleriyle top-lumların büyüklüğü arasında ilgi kurmaya çalışmıştır. Bartolus’a göre, demokrasi küçük, monarşi ise büyük topluluklara uygun düşmektedir. Ancak, bu konuda kesin bir kuraldan söz etmek olanaksızdır.
Orta Çağ’da feodal siyasal kurumlar, “iktidarın tanrıdan indiği” kuramına dayanmaktaydı. Oysa 14. yy’dan başlayarak, İtalyan kent devletleri, Haçlı Seferleri’nin geliştirdiği uluslararası ve deniz aşırı ticaretin bir ürünü olarak ortaya çıkan burjuva sınıfının oluşturduğu kent meclisleriyle yönetilmeye başlamıştı. Düşünürler, ister papalıktan ister imparatorluktan yana olsunlar, siyasal iktidarın halktan çıktığı biçimindeki kuramı yaymaya başlamışlardı. Bartolus da Roma Hukuku’na dayanarak İtalyan kent devletlerinin siyasal kuramını geliştirmiştir. Bartolus’a göre, Roma Hukuku’nda, Roma halkı siyasal erkin kaynağıdır; sahip olduğu bu erki imparatora vermiştir. Kendi yasalarını yapan halkın özgür bir halk olduğunu savunan Bartolus, özgür bir halkın meşruiyetini halktan almayan bir yönetimi kabul edemeyeceğini savunmuştur. Ancak hem burjuva kent devletlerinin sınırlı vatandaşlık anlayışlarından dolayı, hem de Aristoteles’in vatandaşlık anlayışının etkisiyle, köleleri, yabancıları ve kadınları vatandaş olarak kabul etmemiş, onlara siyasal haklar tanımamıştır.
• YAPITLAR: Toplu Eserler, (ö.s.), 7 cilt, 1563-1602.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi